Hamburg’un Steindamm semtindeki Kürdistan Halkevi'ni, eşi Başak Demirtaş ve Dersim Milletvekili Alican Önlü ile birlikte ziyaret eden Demirtaş AKP’nin ‘sapkın bir tarikata' dönüştüğünü söyledi. Demirtaş, konuşmasına şöyle başladı. ‘’Kürt halkına kendi ana vatanında yüzyıllardan beri zulüm uygulanmaktadır. Kürtler kendi anavatanında 1916’dan beri barbarlıkla karşı karşıya. Tarih boyunca dünyanın bütün halkları savaşlarla karşı karşıya kaldılar, zulüm gördüler. Dünyada hiçbir halk bu denli inkarı yaşamadı. Bizim bir duruşumuz var. Bedeller ve acılar yaşayan bir duruş. Bu eksiklik giderilmediği sürece de bu duruştan vazgeçecek değiliz. Varlığını, dilini, dinini, vatanını, geçmişini kazanmadıktan sonra senin hiçbir zaman geleceğin olamaz. Bir insan onuruyla yaşamak ister. Onu almaya çalıştıklarında bir hayvandan farkın kalmaz. Bizi bu duruma düşürmek istiyorlar. Bunu kabul etmeyiz. Şeyh Sait’lerin, Seyit Rıza'ların, Koçgirilerin kabul etmediği gibi. tarihimiz boyunca da bu zulmü halkımız kabul etmedi." ‘AKP DİKTATÖR YARATMA SENARYOSUNDAN BAŞKA BİR ŞEYE DÖNÜŞMEDİ’ AKP’nin diktatör senaryosu yaratma senaryosundan başka bir şeye dönüşmediğini ileri süren Demirtaş ‘’ Tarih boyunca zafere ulaşmak için gücümüz yetmedi fakat boyun da eğmedik. IŞİD barbarlığına karşı halkımızın verdiği mücadele ortada. Mücadele veririrken zulüm ağır oluyor ve aynı zamanda bedelleri de oluyor. Geride büyük acılar bırakıyor. Halkın şehitleri sayesinde bu onur kazanılıyor. Biz nereye gitsek kendi kimliğimizle yaşamayı hak etmiş bulunmaktayız. Türkiye’de iktidar dışında kabul etmeyen kimse kalmadı. Dünyanın geri kalan toplumları da halkımızın haklarını hak ettiğini ve hakların verilmesi gerektiğini savunuyor. Erdoğan ve AKP dışında buna engel olan kalmadı. AKP on dört yıllık iktidarı kendi eliyle diktatör yaratma senaryosundan başka bir şeye dönüşmedi. Ne kadar çok para çalarsan o kadar çok Müslüman görünüyorsun, AKP’nin ahlakında bu var. Türkiye’de mağdur olan kesimlerden rahmetli Erbakan devletin mağduruydu. Devlet, Kürtler gibi onu da mağdur etmişti. Aleviler, Sünni Müslümanlar, Kürtler tarih boyunca yok sayıldılar, ezildiler. İnançları engellenmeye çalışıldı. 2000’de güçlü geldiler. Geçmişte mağdur olan mağdurların halinden anlar ve Kürt sorunun çözebilir diye düşündü. Görüşmeler, çalışmalar yapıldı, müzakereler gerçekleştirildi. Barış süreçleri yapıldı. Gelinen nokta belli. Kendilerine mazlum kesimlerin avunucusu dediler oysa en zalim uygulamaları kendileri yapmakta. 2016’da bütün dünyanın gözü önünde canlı yayınlarda aynı katliamlar yapılmakta. Cizre’de yapılan Dersim'dekinden niyet olarak farklı değildir. İnsanları, yaşlı kadınlara, hamile kadınları herkesin gözü önünde katlettiler. Cizre’de bodrumlarda çoğu üniversite öğrencisini ille de Kürtlerin burnunu sürteceğiz demek için kurban olarak seçtiler. Ağır bir katliam gerçekleştirdiler.’’ ‘SAVAŞ VE SİLAHLAR KONUŞSUN İSTEMEYİZ’ Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Biz davaş istemeyiz silahlar konuşsun istemeyiz. HDP olarak tavrımız budur. Fakat savaş olursa da onun da bir ahlakı vardır, hukuku vardır. Fakat en barbar savaşlarda bile krallar, devlet başkanları, iktidarlar ateşkes ilan etmişlerdir, cenazelerine saygı göstermişlerdir. Hep savaşa karşı olduk ama savaş bize dayatıldığnda da biz toplumsal olarak asla ahlaksızlığa boyun eğmemeye çalışırız. Cizre'de büyük bir ahlaksızlık bize dayatlıdı. Ölenlerin cenazelerine bile saygı gösterilmedi. ‘’AKP SAPKIN TARİKATA DÖNÜŞTÜ’’ AKP’nin sapkın bir tarikata dönüştüğünü söyleyen Demirtaş ‘’ Halk direnişe sahip çıkıyor. Devlet yardımı almadan, herhangi bir yardım almadan seçim çalışmaları gerçekleştirdi HDP. AKP Diyanet’in parasıyla yurtdışında seçim çalışmaları yürüttü. Bir de kendilerine Müslümanım diyorlar. Kul hakkını yiyorlar. Bir tane kul hakkı yemiş değiliz. Emeğimizle geldik buralara. HDP’nin Meclis’de olması onları teşhir ediyor. HDP’ye darbe vurmaya çalışıyorlar. Panik ve korku içindeler. AKP’nin en büyük silahları din. Bunların dinle imanla alakaları yok. AKP sapkın bir tarikata dönüştü. Rüşvet, hırsızlık herşey var. Biraraya geldiklerinde aralarında ihale, hırsızlık konuşuyorlar, sonra da namaz kılmaya gidiyorlar. Şehit olanlar Türk, Kürt fakirin çocuğu. Siz hiç Boğaz'da yalıların olduğu yerde şehit çocukları gördünüz mü? Biz hiç zaman tarih boyunca teslim olmadık. Önemli olan teslim olmamaktır. Savaş başka türlü durmaz. Savaşı barış ve adalet ile durdurursun. Barış adaletle bağlantıldır. Erdoğan ana dili yasaklıyor. Kürdistan’da ana dili yasaklıyor. Şimdi siz Almanya’da, Fransa’da Almancayı, Fransızcayı yasaklayabilir misiniz? Size deli derler, gülerler. Kürtçe konuşmak bölücülük diyorlar. Oysa bizi parçalara bölen kendileri’ şeklinde konuştu. ‘BİZİ ZİNDANLARA GÖNDERİRLERSE BİN PİŞMAN OLURLAR’ Şu anda Kürtlerin tarihin en güçlü zamanında olduklarını belirten Demirtaş şöyle konuştu: ‘’Şu anda sonuca en yakın olduğumuz bir dönemdir. Tarihimizin en güçlü zamanındayız. Dokunulmazlık konusu ise , bizi sarsacak bir şey değil. Parlamentolar gibi zindanlar da bizim mücadele alanımız olur. Eğer bizi zindana gönderirlerse bin bir pişman olurlar. Halk seçilmiş vekillerine direnmeyi de bilir. İçiniz rahat olsun. Halk direnirken vekiller teslim olabilir mi? Kazanacağız. Moralsizlik içinde olmayın. Yakın zamanda düze çıkacağız." HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş hakkında gazeteciler Dündar ve Gül’ün tutuklanması üzerine yaptıkları açıklama nedeniyle fezleke hazırlandığı yolunda bir gazetecinin sorusuna ise ‘’ Saçma şey biz utanılacak hiçbir şey yapmadık. Biz çalmıyoruz, çırpmıyoruz, rüşvet yemiyoruz’ şeklinde karşılık verdi. AB ile imzalanan mülteci anlaşmasına yönelik ise Demirtaş ‘Mülteci sorunu ve akını savaş durmadıkça bitmez. Mülteci anlaşması ayakları havada bir sözleşme. Avrupa suça ortak oldu. Avrupa'nın da Türkiye’nin de zaten bu sorunu kökten çözmeye niyetleri yok’ dedi. Süheyla Kaplan