Geçen yıl Iğdır'da Valilik, MİT ve Emniyet Müdürlüğü gibi yerlerin fotoğraf ve kamera görüntülerini çeken kişilerin yakalanmasından sonra, Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bu kişilere yardım ve yataklık ettikleri öne sürülen şüphelileri teknik takibe aldı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı iken casusluk olayını takip eden Ahmet Pek'in Iğdır'a Vali olarak atanması ardından operasyon başlatıldı. Iğdır, Ağrı ve Van nüfusuna kayıtlı 9 kişi 28 Ağustos günü evlere düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, İran lehine çalışan 9 kişinin, ülkedeki stratejik kurum ve kuruluşlara ait yerleri, terör örgütüne verdiği öne sürüldü. Teknik ve fiziki takibe alınanların stratejik birimler ve yetkililer ile ilgili bilgileri İran'ın SAVAMA ajanlarına aktardıkları, karşılığında para aldıkları öne sürüldü.

Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ya da askeri casusluk amacıyla temin etmek suçundan Terörle Mücade Kapsamında tümü evli olan Ali A.,  Kamil A., Mustafa K., Nurettin A., Abdurrahman Y., Ali Z., Timur A., 31 Ağustos tarihinde tutuklanarak Erzurum H Tipi Cezaevi'ne konuldu. İran hesabına para karşılığı ajanlık yaptıkları iddiasıyla tutuklananlardan emekli korucu, eski muhtar ve aylık 400 lira geliri olduğunu belirten Ali A., suçmaları kabul etmedi. Ali A., "30 yıldır ülkem adına mücadele ettim. Ailemde bir çok korucu var. Bu durumdayken İran adına ajanlık yapmam söz konusu değildir" dedi.

Yaklaşık 25 yıldan bu yana ticaretle uğraştığını, aylık 1000 lira geliri olduğunu anlatan Mustafa K. ise, "İran'da 2 şirketim var. İran'a ticari ilişkiler nedeniyle gidip geliyorum. İnsan vatanına ihanet edemez. Bu mümkün değildir" diye ifade verdi.

CAFERİLER TEPKİLİ

Iğdır'da Ehlibeyt Alimler derneği üyeleri, yayınlanan haberlerde tutuklananların 'Caferi' mezhebinden gösterilmesini eleştirdi. Iğdır Ehl-i Beyt Alimleri Derneği Başkanı Veli Beder, dernek olarak her zaman devletinin, milletinin, vatanının, bayrağının yanında olduklarını söyledi. Veli Beder, şöyle dedi:

"Türk vatandaşı olmaktan gurur duyuyoruz. Mezhebimiz farklı, İran'la aynı mezhepteniz diye İran yanlısı olarak gösterilmemiz yanlıştır. Yazılanlar bir iftiradır. Yakalananların ikisi İran'lı diğerleri ise Sünni, Hanefi ve Şafi mezheplerine mensup olan insanlardır. İçlerinde tek bir Caferi mezhebine mensup kimse yoktur. Bu asılsız haber bizleri rahatsız etmiştir. Bazı güçler Türkiye'de değil dünyada mezhep kavgaları çıkarmaya çalışmaktadırlar. Bizlere İran'da eğitim gören, gelip devletini milletini bayrağını satmış olan Caferi hocalardan ajan gösteremezler. Bu iftirayı atanlara karşı gereken araştırmayı yapıp suç duyurusunu savcılığa bildireceğiz. Savcıları, Emniyeti hayali haber yaptıranların üzerine gitmeye davet ediyoruz." 



HP(KS/İD)