Kurucusu Sahra Wagenknecht’in yeniden aday olmadığı kongrede, parti artık Amira Mohamed Ali ve Avrupa Parlamentosu Milletvekili Fabio De Masi’nin eş başkanlığında yoluna devam edecek.
De Masi, delegelerin büyük çoğunluğunun desteğini alırken, Wagenknecht’in partideki etkisi yeni kurulan Temel İlkeler Komisyonu’nun başkanı olarak sürecek.
BSW'nin yeni adı: Sosyal Adalet ve Ekonomik Sağduyu İttifakı
Kurultayda partinin adı da resmen değiştirildi. BSW bundan sonra “Sosyal Adalet ve Ekonomik Sağduyu İttifakı” adıyla yoluna devam edecek. Ancak en azından gelecek yılın sonuna kadar kamuoyunda bilinen kısa isim olan BSW kullanılmaya devam edecek. Partinin meclis dışında kalmasıyla birlikte ortaya çıkan strateji krizinin aşılması için yeni bir siyasi hat üzerinde durulsa da, kurultayda yaşanan tartışmalar BSW’nin bütünlüğünün ciddi bir sınavdan geçtiğini gösterdi.
Sahra Wagenknecht, kürsüde yaptığı konuşmada partinin kuruluşundan bu yana en zor döneminden geçtiğini kabul etti. Üyelik başvurularının aylarca bekletilmesinden parti içi kapalı karar çevrelerine kadar birçok hatanın yapıldığını, bunun da örgütü “kapalı bir kulübe” dönüştürdüğünü ifade etti.
BSW çizgisi terk mi edildi?
Delegeler tarafından yönetime dönük sert eleştiriler yükselirken, Thüringen’de CDU ve SPD ile birlikte hükümete katılan BSW’li bakanlar kurultayın en tartışmalı figürleri oldu. “Thüringen yolu” olarak adlandırılan bu model, parti içindeki bazı delegeler tarafından “BSW çizgisinin terk edilmesi” olarak değerlendirildi ve zaman zaman salonu gerilime boğan yuhalamalara neden oldu.
Wagenknecht’in geri çekilişi ve yeni yönetimin yön arayışı parti içi belirsizliği artırırken, BSW’nin meclis dışında kalma nedenleri de sık sık gündeme geldi. Fabio De Masi, partinin Federal Parlamento'da (Bundestag) yer almamasının kamuoyunda görünürlüğü azalttığını vurgulayarak, artık sadece bir veya iki meseleyle gündeme gelmenin yeterli olmayacağını söyledi. De Masi’ye göre parti, emeklilik, altyapı, ekonomi politikaları ve bütçe dengesi gibi geniş bir alanda toplumsal karşılık bulan önerilerle öne çıkmalı.
BSW'ye eleştiri: Aşırı sağcı AfD'ye yönelik “yumuşak yaklaşıyor“
Kurultay boyunca partinin Ukrayna savaşı ve Almanya’nın savunma politikaları konusundaki sert çıkışları dikkat çekti. BSW yönetimi, tartışmaların merkezine barış politikasını koyarken, bazı delegelerin partiyi aşırı sağcı AfD’ye yönelik “yumuşak yaklaşmakla” eleştirmesi salonu ikiye böldü. Parti programındaki Zorunlu askerlik (Wehrpflicht) karşıtı ifadelerin “Rusya hakkında olumsuz çağrışım yaptığı” gerekçesiyle değiştirilmesi talebi bile tartışma yaratırken, liderlik değişimine rağmen siyasi çizgideki gerilimlerin kolay kolay çözülemeyeceği görüldü.
Eski Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen, partinin kendisini yalnızca “barış partisi” kimliğine hapsetmemesi gerektiğini söyleyerek eğitim, altyapı ve sosyal meselelerde daha güçlü bir siyaset üretme çağrısında bulundu. Yeni seçilen Genel Sekreter Oliver Ruhnert ise hâlâ Federal Parlamento'ya (Bundestag) girebileceklerini savunarak oy sayımında hata olduğu iddialarını yineledi.
Thüringen delegelerinin konuşmaları susturuldu
Parti içi gerginliğin en görünür hale geldiği anlardan biri ise Thüringen delegelerinin sahneye çıktığı dakikalardı. Bu eyaletteki başarısız federal seçim sonucunun hükümet ortaklığıyla ilişkilendirildiği suçlamaları reddeden delegeler, parti içi diyalog eksikliğinin daha büyük bir sorun olduğunu savundu. Buna rağmen kürsüye çıkan kimi konuşmacılar sert bir şekilde susturuldu ve alkış alamadan yerine dönmek zorunda kaldı. Kurultayın genel havası, partinin kendi içinde “iç barışını” sağlamakta zorlandığını açık bir şekilde ortaya koydu.
BSW’nin hem liderlik değişiminin hem de parti içi çatışmaların gölgesinde girdiği bu yeni dönemde hangi yönde ilerleyeceği büyük bir soru işareti olarak duruyor. Partinin, Sahra Wagenknecht’in gölgesinden çıkıp çıkamayacağı ve yeni yönetimin nasıl bir siyasi hat çizeceği önümüzdeki aylarda daha net görülecek.





