Yozgat ve ilçelerinde gezi ve incelemelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Sarıkaya İlçesi'nde muhtarlarla toplantı yaptı, sorunları dinledi. Bozdağ, toplantı öncesi basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Bozdağ, CHP Tokat Milletvekili Orhan Düzgün'ün, AK Parti'nin uyguladığı politikalar yüzünden Güneydoğu'daki kontrolün elden gittiğini iddia etmesini değerlendirmesi istenen Bozdağ, şunları söyledi:

"CHP ne söylediğini, ne yaptığını bilmeyenlerin partisi haline döndü adeta. Söyledikleri doğru mu, değil mi ölçüp tartıp ona göre konuşması lazım gerekirken, maalesef ölçmeden tartmadan konuşan bir parti durumundadır. Şu anda BDP Eş Başkanı Demirtaş’ın söylediğiyle CHP milletvekilinin söylediği aynı manaya geliyor. İkisinin de söylediği yalandır, daha doğrusu kuyruklu birer yalandır. PKK terör örgütünün de propagandası mahiyetinde açıklamalardır. Tabi CHP umarım ki bu anlamda açıklama yapan milletvekili ile ilgili kendi içinde bir değerlendirme yapar. Yapmazsa, BDP ile CHP’nin aynı çizgide, aynı üslupta, aynı konuları dile getiren eş partiler olduğu gibi bir anlam ortaya çıkacaktır. Umarım CHP, BDP’nin eş partisi değil, öyle bir parti olmadığını gösterir adımlar atar."

CAMİDE ŞARAP FESTİVALİ YAPILMASI PROVAKASYONDUR

İsrail'in Şeva kentinde bir camide şarap festivali yapılmasıyla ilgili çalışmalar yapılmasıyla ilgili görüşleri sorulan Bozdağ, şöyle konuştu:

"Tabi camiler Müslümanların mabedidir, kutsal mekanlarıdır. Kutsal mekanlara saygı, insan haklarının gereğidir. İsrail’de Şeva kentinde bir şeva camiinin bahçesinde şarap festivalinin düzenleneceğine ilişkin kamuoyunda bilgiler yer almaktadır. Tabi bir mabedin bahçesinde şarap festilvalinin düzenlecek olması açık bir saygısızlıktır. Hem islama karşı, hem de müslümanlara büyük bir saygısızlıktır. provakasyondur. İsrail hükümetine daha önce bir çağrıda bulundum, bu çağırımı yineliyorum. Bu saygısızlığın önüne geçilmesi, böylesi bir saygısızlığın gereçekleştirilmesine izin vermemesi lazımdır. Umarız hükümet bu noktada saygısızlığı önleyici terbirler alır. Eğer bu noktada İsrail hükümeti tedbir almaz, caminin bahçesinde şarap festivali yapılması gerçekleşirse, hükümtette bu provakasyonu bir şekilde desteklemiş olur. O yüzden de çok kötü bir manzara çıkar. Umarız ve diliyoruz ki İsrail hükümeti bu noktada bu saygısızlığın önüne geçeçek bir adım atar, atmadığı takdirde bu saygızsızlığa ortak olmuş olur" diye konuştu.

AVRUPA İÇİN POTANSİYEL TEHLİKE NEONAZİ ANLAYIŞIDIR

Almanya Federal İçişleri Bakanlığı radikalleşmeyi önleme adına 'Kayıp' başlığı taşıyan ilanlar hazırlaması ve kampanyada başörtülü bir kadın portresinin de kullanılması konusuyla ilgili ise Bozdağ, şunları söyledi:

"Tabii din ve vicdan özgürlüğü insan haklarının ana hürriyetlerinden bir tanesidir. Laik devletler insan haklarına saygılı, hukukun evrensel ilkelerine riayet eden devletler, insaların din ve vicdan hürriyetine ve bu noktadaki taleplerine de saygı duyarlar. Bu taleplerini gerçekleştirmek için gerekli hukuki imkanları, altyapıları hazırlarlar, güvenlik için gerekli tedbirleri alırlar, bu noktada adım atarlar. Çünkü her insanın inancı mukaddestir. Hukuk devletleri de bu mukaddese uygun vazifeler, görevler yaparlar, tedbirler alırlar. Ama maalesef Almanya’da Federal İçişleri Bakanlığı'nın bünyesinde kurulmuş olan içişleri bakanlığının da insiyatifiyle kurulmuş olan güvenlik işbirliği insiyatifi var. Bu işbirliği maalesef Almanya'da yaşayan müslümanları bir güvenlik problemi olarak algılamaktadır. İslama dair hak ve özgürlükleri müslümanların kendi dini inançlarının gereklerini öğrenme ve yaşama konusundaki taleplerini karşılama noktasında üzerlerine düşenleri yapması gerekirken, maalesef burada müslümanları bir güvenlik problemi olarak görmekte, orada da içişleri bakanlığı bir kampanya hazırlığı içerisinde. Aldığımız bilgilere göre bu kampanyada başını örten bir hanımefendiyi potansiyel suçlu terörizme ve radikalizme kayan birsi olarak takdim etmekte, adeta başı örtülü insanları terörist ilan eden bir yaklaşımı orataya koymaktadır. Biz açıkça ifade ettik. Eğer terörle mücadeleyse, Federal İçişleri Bakanlığı bütün dünyanın terör örgütü kabul ettiği PKK terör örgütüne yakın veya onun kururdurduğu dernekler, vakıflar orada nümaişler yapıyorlar neredeyse her hafta PKK terör örgütü lehine eylemler, gösteriler yapıyorlar. Ordadan para topluyorlar, terörist devşiriyorlar, teröre destek veriyorlar. Bunlarla mücadele etsinler. Masum insanlardan inancının gereğini yaşamaktan başka bir gayesi olmayan insanlardan terörist devşirme yerine, ülkelerindeki gerçek teröristler ve teröre destek veren örgütler hakkında yaparlarsa doğru bir adım atmış olurlar. Neonaziler, ırkçılar, ayrımcılık yapanlar hakkında işlem yaparlarsa, esasında portansiyel tehlikelere karşı doğru tedbir almış olurlar. Çünkü Avrupa için potansiyel tehlike, esasında Neonazi anlayışlarıdır, ayrımcılıktır, ırçılıktır, islamafobyadır, Avrupa'yı tehdit eden bunlardır. Ama maalesef onlara karşı gerekli tedbirler alınmazken, öte yandan masum insanlardan suçlu üretmeye dönük adımlar adılması bizi fevkalade üzmektedir." MGK TALEBE UYGUN KARAR ALMIŞTIR

MGK belgelerinin gizliliğinin kaldırılması konusuna da değinen Bekir Bozdağ, "Tabi Milli Güvenlik Kurulu son toplantısında aldığı kararla 28 Şubat kararlarını da kamuoyunun bilgisine açtı. Meclis'te, Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun talebi üzerine, bu kararları komisyona gönderme kararı aldı ve bu kararlar orada inceleme ve kamuoyu ile paylaşılma imkanı bulacaktır. Tabi bu da önemli tarihi bir adımdır. Türkiye’nin darbelerle yüzleşmesi açısından hiçbir şeyin üstünün örtülü, gizli bir şeyin kalmasını arzu etmeyen bir hükümetimiz var. Ve bu noktada meclis araştırma komisyonunu talebini MGK’da olumlu karşılayarak talebe uygun karar almıştır. Umarız sonuçları ülkemiz için hayırlı olur" diye konuştu.



HG(AY/SS)