"LAKTOZ İNTOLERANSI YANİ SÜTE KARŞI DİRENÇ GÖSTERME OLABİLİR"


Saner, Çarşamba günü başlatılan okul sütü kampanyası sonrası öğrencilerin rahatsızlanmasıyla ilgili konuştu. Dernek Başkanı Saner, yapılan açıklamalarda netlik olmadığını belirterek, "Muhtemel birtakım olaylar olabilir. Bunlardan bahsedeyim. Ülkemizde süt tüketimi çocuklarda çok az olduğu için, laktoz intoleransı denilen yani süte karşı bir direnç gösterme sözkonusu olabilir. Bu bağırsakları etkileyen bir hastalık olduğu için, bu tip birşey olabilir. Sütün üretiminde teknolojik bir hata olabilir. Gerçi UHT sistemi teknolojinin en güvenilir yöntemlerinden biri bu da bir diğer sebep olabilir. Ancak Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı'yla yaptığımız toplantılar sonrasında henüz ortaya çıkan birşey olmadığı duyumunu aldık. Bir iki gün içinde bu netleşecek " dedi.


"BU ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR HADİSEYDİ. ÖNCEDEN HAZIRLIK OLMASI GEREKİRDİ "


Konuyla ilgili bir konuşma yapan Gazi Üniversitesi Toksikoloji bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Esat Karakaya ise incelemenin sürdüğünü belirtti. Karakaya, "Ancak laktoz intoleransı olduğu yönünde kuvvetli bir düşünce var" dedi. Yapısal bir sorun olduğunu kaydeden Karakaya, "Bizim gıda güvenliği konusunda altını çizerek vurguladığımız bir konu var. Bunun için de gıda güvenliği bir kaos haline geliyor. Bizde güvenilir bir gıda otoritesi Sağlık Bakanlığı var ama maalesef herhangi bir krizde kimse onu dinlemiyor. Böyle bir gelenek oluşmadı. Bu yapısal bir eksiklik. Burada da aynı şeyi görüyoruz" diye konuştu.


Son 3 -4 aydır süt konusunun tartışıldığına dikkat çeken Karakaya, sivil toplum kuruluşlarının konuyla ilgili bir bilgilendirme broşürü hazırladığını söyledi. Broşürde 38 soruda sütle ilgili her konuya değinildiğini kaydeden Karakaya, "Buradaki üçüncü soruya bakarsak 'Süt içerken dikkatli olması gereken özel bir grup var mıdır?' deniliyor. Laktoz intoleransından bahsediliyor. Burada 7 milyon çocuktan bahsediliyor. Beş binde bir oranında görülse bu reaksiyon literatüre göre yüzde 5 - 10 en düşük görüldüğü popülasyonlar. Ciddi olanın 5 bin'de 1 olduğunu düşünsek bile, bu çok çok düşük bir orandır. Bu 7 milyon kişi içindeki bin 400 çocukta bunun görülmesi gerekir. Demek ki bu öngörülebilir bir hadiseydi. Ne olması gerekir? Önceden hazırlık olması gerekir; insanların uyarılması gerekir. Biz de bunları yaşamamalıyız" diye konuştu.


Bunun yaşanmasının kurumsal bir yapılanması olmamasından kaynaklandığını ifade eden Karakaya, "Bu kurumsal yapılanmaya acilen ihtiyaç var. Bunun çeşitli örnekleri çeşitli ülkelerde var. Kamu yönetimi nedense yetkisini paylaşmak gibi anlıyor bunları. Tabii bu inandırıcı olmuyor bunlar. Bunun temel nedeni bu arkadaşlar" dedi.


LAKTOZ İNTOLERANSI NEDİR?


Laktoz intoleransından da bahseden Karakaya, "Sütün baskın şekeri laktoz. Laktaz denilen bir enzim aracılığıyla parçalanıyor. Bu şekilde normal bireylerde laktoz intoleransı görülüyor. Süreç bu şekilde. Eğer bu laktaz enziminde bir eksiklik sözkonusuysa bunu sindiriminde güçlük oluyor. Basitçe olan bu. Bu da sıklıkla görülen bir olay. Bizde daha fazla görülüyor. Tabii tüm bireylerde değil popülasyonun belli bir kısmında görülüyor. Çok yaygı görülür ama şiddeli yani içtikten bir iki saat sonra klinik vaka olabileceklerin sayısı çok daha az" dedi.


Sivas'ta sütlerde yoğurt tadı olduğu iddiaları sorulan Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Değer ise "O da inceleniyor ama neden olduğu şu an bilinemedi. Çünkü numuneler daha dün toplandığı için çok yeni bir olay. Eğer mantarla ilgili bir olay ise, onun da çıkması 3 -4 gün olabilir. Orada mikrobiyolojik bir durum varsa vaka 3 - 4 gün sürebilir" diye konuştu.