Başbakan Erdoğan, partisinin Kepez Hasan Doğan Stadyumu'nda düzenlenen il kongresinde 20 bin kişiye hitap etti. Terör sorununun çözümüne ilişkin değerlendirmede bulunan Başbakan Erdoğan, terörün bu ülkenin milli bir meselesi olduğunu belirtti. Terörün her şeyden önce siyasi değil, insani bir mesele olduğunu aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Terör meselesi, sadece belli bölgeleri, belli etnik grupları, belli coğrafyaları etkileyen değil, topyekün Türkiye'yi ilgilendiren bir meseledir. Al kanlar içinde toprağa düşen her şehit bizim, hepimizin evladıdır. Yüreği yanan her ana bizim anamızdır. Ocağı sönen her yuva bizim yuvamızdır. Biz partizanlık yapmadan, oy kaygısına düşmeden, popülizme tevessül etmeden, samimiyetle bu meselenin üzerine gittik. O kadar ki, yeter ki millet kazansın, yeter ki ülke kazansın, yeter ki Türkiye kazansın diyerek her türlü riski aldık. Terör meselesinde Doğu, Güneydoğu meselesinde bizden öncekiler gibi biz de 'idarei maslahat'a başvurabilirdik. İnanın, hiçbir risk almayabilirdik. Bizden öncekilerin almadığı gibi. Görmezden gelebilirdik, sırtımızı dönebilirdik, acılara, kana, gözyaşına kayıtsız kalabilirdik. Ama biz bunu emanete hıyanet olarak biliriz. Bunu yapmak, yaşanan acıya, yaşanan drama sessiz, tepkisiz kalmak, bizim nezdimizde milletin emanetine hıyanettir."

'MEDYADAN DA YETERLİ DESTEĞİ BULAMADIK'

Bu konuda sözü olan, görüşü olan, önerisi olan herkesi sürece dahil etmek için samimi gayret gösterdiklerini, hepsiyle görüştüklerini ve konuştuklarını anlatan Başbakan Erdoğan, siyasi partiler ve medya olmadan bu işin çözülemeyeceğini söylediklerini hatırlattı. Siyasi partilere çağrı yaparak kapılarını çaldıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, zaman zaman bu kapıların yüzlerine kapandığını belirtti. Başbakan Erdoğan, "MHP'nin kapısını üç kez çaldım. Beyefendi'den randevu dahi alamadım. Medyaya çağrı yaptık, terör gibi hassas bir meselede, 'milletin hassasiyetlerini lütfen gözetin' dedik. Patronlarıyla görüştük, genel yayın yönetmenleriyle görüştük. Maalesef yeterli desteği yine bulamadık" diye konuştu.

'ÖCALAN'I İDAMDAN KURTARAN BAHÇELİ, BELGELER ELİMİZDE'

Başbakan Erdoğan, yalnız da olsalar bu meseleyi çözeceklerini ve millet arkalarında olduğu müddetçe bu meselenin üzerine gideceklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Şimdi anamuhalefet partisi geç de olsa bu meseleyi gündemine aldı. Biz bundan memnuniyet duyduk. Biz kapımızı ardına kadar açtık, CHP Genel Başkanı ve heyetini buyur ettik. AK Parti Genel Merkezi'nde CHP heyetini ağırladık, kendilerini dinledik. İşte bu bizim sözümüzde ne kadar durduğumuzu gösteriyor. Konuştuk ve dedik ki; 'MHP'ye çağrı mı yaptınız', yaptınız. 'MHP kabul etmiyor mu sizi', şu anda etmiyor. BDP malum. Bakın, 'Eğer siz bu konuda samimiyseniz, MHP de olmasın, BDP de olmasın önemli değil. Gelin biz ikimiz beraber bu işi birlikte yürütelim' dedik. 'Önerileriniz nelerse bu önerilerinizi sunun, heyetinize talimat verin. Ben de heyetime hemen talimat veriyorum. Birlikte çalışsınlar ve bu önerilerden yapılması gereken neyse, atılması gereken adım neyse bu adımı atmaya biz hazırız' dedim. Biz bütün bunlara rağmen, aynı şekilde MHP'nin ve BDP'nin bu sorunun çözümüne samimiyetle katkı vermesini bekleriz. Çıkıyor sayın Bahçeli, söylediği lafa bak. 'Bu bir şeytan üçgenidir' diyor. Ya sayın Bahçeli beni konuşturtma. Affedersin, Öcalan'ı idamdan kurtaran sensin sen. Altında senin imzan var, merhum Bülent Ecevit'in, Mesut Yılmaz'ın imzası var. Bu bizim elimizde belge olarak duruyor. Bu sana zaten yeter. İdam cezasının kaldırılmasına kadar kadar bunu sümenaltı ettiniz, oyaladınız. Ama ne kadar oyalarsanız oyalayın o belgeler şimdi elimizde. İşte Bahçeli bu. Bunlar hep milletimizi aldattılar. Ama buna rağmen ben diyorum ki, MHP de BDP de artık morg önünde nöbet tutmayı bıraksın, şehitlerimizi, terörist cenazelerini istismar etmeyi bıraksınlar ve çözüm için sürece dahil olsunlar. Türkiye'nin artık buna tahammülü yok. Kürt kardeşimin de Türk kardeşimin de artık buna tahammülü yok."

'ŞEHİTLER HÜRMETİNE BU MESELEYİ ÇÖZECEĞİZ'

Çanakkale'deki, Sarıkamış'taki, Dumlupınar'daki şehitler hürmetine bu meseleyi çözeceklerini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Allah'ın izniyle Türkiye'yi biz yine kardeşlik üzerinde büyüteceğiz. Kardeşlik hukukunu yücelterek, kardeşlik hukukunu gözeterek, Türkiye'yi en ileri seviyelere taşıyacağız" dedi.



EB(SU/COŞ)