<p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>İlişkilerin yönünü ve geleceğini, tarafların YPG ve S-400 sorunlarının da yer aldığı beş başlıkta izleyecekleri politikalar ve anlayışlar belirleyecek.</strong></span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Taraflardan yapılan açıklamalar, ABD açısından S-400 konusunun, Türkiye açısından ise ABD'nin Suriye'de YPG'yi desteklemesinin öncelikli sorun olarak görüldüğünü ortaya koyuyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Biden yönetiminder ABD-Türkiye arasındaki ilişkilerinde beş önemli başlık öne çıkıyor:</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><b>1. DEMOKRASİ SORUNU VE BIDEN'İN ERDOĞAN'I </b><b>'OTOKRATİK</b><b>'</b><b> OLARAK TANIMLAMASI</b></span></span></p> <section aria-labelledby="recommendations-heading" data-e2e="recommendations-heading" role="region"> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Eski Başkan Barack Obama yönetiminde sekiz yıl boyunca ABD Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Biden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Obama arasındaki diyalogun 2013'ten itibaren seyrelmesinin ardından Türkiye ile ilgili dosyalarla doğrudan muhatap olmuştu.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Ocak 2016'da Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaret sırasında muhalif gazeteci, akademisyen ve sivil toplum aktivistleri ile görüşerek Ankara'nın tepkisini çeken Biden, ifade özgürlüğü başta olmak insan hakları ve demokrasi konusunda net mesajlar vermişti.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Biden, Ocak 2020'de New York Times editörleri ile yaptığı bir görüşme sırasında Erdoğan'ı "otokratik" bir lider olarak suçlayarak, demokratik yollarla görevden uzaklaşması için Türk muhalefetini destekleyebileceklerini ifade etmişti. Erdoğan ve diğer yetkililer, Biden'ı Türkiye'nin iç işlerine müdahale etmekle suçlayıp sert bir dille eleştirmişlerdi.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">ABD'nin yeni yönetiminin Trump'tan farklı olarak demokrasi konusunu küresel bir sorun olarak görüp, dış politikanın önemli bir parçası haline getirmeyi planladığı biliniyor. Biden'ın ileriki dönemlerde küresel çapta bir "Demokrasi Zirvesi" gerçekleştirmek istediği, böylece popülist liderlerin dünyada giderek artan şekilde demokrasiyi zayıflatma girişimlerine set çekmeyi amaçladığı kaydediliyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">BBC Türkçe'nin haberine göre Bu kapsamda, demokrasi konusunun özellikle gerileyen ifade ve basın özgürlüğü, muhalif gazeteci ve siyasetçilerin tutuklanması gibi uygulamalar üzerinden Ankara-Washington diyaloğunun önemli bir unsuru olacağı öngörülüyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Ankara, Biden'ın Erdoğan ile ilgili ifadelerini seçim kampanyası sırasında yapılmış bir siyasi değerlendirme olarak görüyor ve ön plana çıkartmamaya çalışıyor. Ancak Washington'un Türkiye'de yaşanacak olası insan hakları ihlallerine tepki vermeye devam edeceği, bunun da taraflar arasında önemli sorunlar yaratabileceği öngörülüyor.</span></span></p> <h2 id="2-ABD-için-en-önemli-sorun-S400ler" tabindex="-1"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>2. ABD İÇİN EN ÖNEMLİ SORUN S-400'LER</strong></span></span></h2> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Trump yönetiminde olduğu gibi Joe Biden ve ekibi de Türkiye ilişkilerde en önemli sorun olarak Rusya Federasyonu'ndan alınan S-400 hava savunma sistemlerini görüyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Biden'ın Dışişleri Bakanlığına aday gösterdiği Anthony Blinken'ın Kongre'de Türkiye ile ilişkiler hakkında yaptığı değerlendirmeler bunu somut bir şekilde ortaya koydu.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Blinken'ın Türkiye'den "sözde stratejik ortak" olarak bahsetmesi, bir müttefik gibi davranmamakla ve hatta Rusya ile aynı çizgide olmakla suçlaması, Ankara'ya dönük olumsuz bakış açısının S-400'leri topraklarında konuşlandırmasının da ötesinde bir çerçeveye dayandığını gösterdi.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Blinken, Trump yönetiminin Aralık ayında açıkladığı S-400 yaptırımlarının yaratacağı etkiye göre daha fazlasına gerek olup olmadığına karar vereceklerini belirterek, yaptırım kartının Biden yönetiminin de masasında kalmaya devam edeceğini ortaya koymuş oldu.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Erdoğan'ın geçen hafta S-400 konusunda ikinci batarya için Rusya ile görüşmelerin devam edeceğini açıklaması ise Ankara'nın Washington'un bu konudaki yaklaşımını çok önemsemediği ve geri adım atmayacağı değerlendirmelerine yol açtı. Taraflardan yapılan açıklamalar, S-400 konusunun Biden yönetimi sırasında da Türkiye-ABD ilişkilerinin en zorlu başlıklarından biri olacağını gösteriyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><b>3. ANKARA</b><b>,</b><b> ABD'NİN YPG İLE ORTAKLIĞINA DİKKAT ÇEKİYOR</b></span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Türkiye açısından ABD ile ilişkilerdeki en temel sorun, Washington'un IŞİD ile mücadelede YPG'yi sahadaki silahlı ortağı olarak kullanmaya devam etmesi ve askeri-siyasi desteğini sürdürmesi.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, bir demecinde, taraflar arasındaki en önemli sorunun YPG olduğunu kaydetmiş ve sorunun çözülmemesi durumunda ilişkilerdeki güven bunalımının devam edeceği mesajını vermişti.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da IŞİD'e karşı YPG'nin desteklenmesi politikasının Biden'ın da içinde yer aldığı Obama döneminde oluşturulduğunu anımsatıp, Ankara'nın beklentisinin "Biden yönetiminin bu hatadan dönmesi" olduğunu kayda geçirmişti.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Ancak ABD yönetiminin mevcut politikayı değiştirmesi beklenmiyor. IŞİD'in hala bir terör ağına sahip olduğunu, saldırı yeteneğinin tamamen yok edilmediğini kaydeden ABD'ye göre, özellikle doğu Suriye'de yerel Kürt yönetimlerini desteklenmesi IŞİD ve benzeri radikal örgütlerinin yeniden güç toplamasını engellemek için büyük önem taşıyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">ABD Savunma Bakanı olarak atanması beklenen Lloyd Austin'in de ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) olduğu sürede YPG'nin yerel ortak olarak desteklenmesi politikasının mimarlarından olması dikkat çekiyor. Aynı şekilde IŞİD ile mücadeleden sorumlu temsilci olarak görev yaptığı sırada Ankara'nın tepkisine neden Brett McGurk'ün de yeni yönetimde görev yapacak olması Washington'un politikasında büyük değişiklik olmayacağı olarak değerlendiriliyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><b>4. LİBYA, DOĞU AKDENİZ, </b><b>DAĞLIK-</b><b>KARABAĞ GİBİ BÖLGESEL SORUNLAR ÖNE ÇIKACAK</b></span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Yeni dönemde Türk ve ABD diplomasilerini meşgul edecek önemli konuların başında bölgesel sorunlar geliyor. Trump yönetiminin aksine Biden ekibinin, başta NATO müttefikleri olmak üzere, bu sorunları çok taraflı ortamlarda ele alması öngörülüyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Bakan Çavuşoğlu, yeni ABD yönetiminden Türkiye giderek artan jeopolitik önem ve rolünü görmesini beklediklerini, bu kapsamda bölgesel sorunları konusunda işbirliği yapmaya hazır olduklarını kaydetmişti.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Suriye'de YPG konusu dışında benzer politikalara sahip olan Türkiye ve ABD, Libya bunalımından da önemli ölçüde örtüşüyorlar. Son dönemde gerilim azalsa da ABD'nin Doğu Akdeniz bunalımında Türkiye'yi daha fazla sorumlu tutuyor olması ileriki süreçte Türk-Yunan yumuşamasının bozulması durumunda Washington'u daha net pozisyon almaya itebilir değerlendirmeleri yapılıyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Washington açısından bir diğer önemli süreç ise Kıbrıs sorunu. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs'ın iki devletli bir çözüme yönelmesi ve kapalı Maraş'ın statüsünün değiştirilmesi gibi adımların ABD'de rahatsızlık yaratacağı değerlendiriliyor. Türkiye'nin Azerbaycan-Ermenistan çatışması sırasında Bakü yönetiminin yanından yer alması, askeri ve siyasi destek vermesi de Washington tarafından olumsuz bir adım olarak not edildi.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Ancak bu sorunların da ötesinde Türkiye'nin tüm bölgesel sorunlarda süreçleri Rusya ile kurduğu işbirliği çerçevesinde yürütüyor olması, Ankara-Moskova arasında savunma sanayini de kapsayacak şekilde bağların güçlenmesi ABD'nin tepkisini çekecek bir olgu olarak öne çıkıyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Blinken'ın Kongre onayı sürecinde Türkiye'nin Rusya çizgisinde olduğunu, bir müttefik gibi davranmadığını kayda geçirmesi bu noktada verilmiş önemli bir mesaj olarak okunuyor.</span></span></p> <h2 id="5-Halkbank-Davası-ve-Gülenin-durumu-" tabindex="-1"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;"><strong>5. HALKBANKASI VE GÜLEN'İN DURUMU</strong></span></span></h2> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Trump yönetiminin görevden ayrılmasının ikili ilişkilerdeki en somut yansıması Halkbank davası kapsamında olabilir. Trump, Erdoğan'ın talebi üzerinde İran yaptırımlarını delmekle suçlanan Halkbank'a karşı izlenen idari ve adli süreçleri yavaşlatmaya çalışmakla suçlanmıştı.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Yeni yönetimin ise bu süreçte siyasi etkisini kullanmayacağı ve karar alıcıların daha rahat süreci sonlandıracağı yapılan değerlendirmeler arasında. 2021 bahar aylarında sonlanması beklenen mahkeme sürecinde Halkbank'ın suçlu bulunması ve buna bağlı olarak önemli bir para cezasına çarptırılması Ankara-Washington diyalogunu olumsuz etkileyebilecek bir gelişme olarak görülüyor.</span></span></p> <p dir="ltr"><span style="font-family:Arial,Helvetica,sans-serif;"><span style="font-size:16px;">Yeni dönemde önemli bir ilerleme beklenmeyen konuların başında Fethullah Gülen'in iadesi geliyor. Türkiye, Gülen'in iadesiyle ilgili girişimlerini 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Biden'ın da içinde olduğu Obama yönetimine yapmış ama yanıt alamamıştı. Joe Biden yönetiminin Gülen konusunda pozisyon değiştireceği öngörülmüyor.</span></span></p> </section>