Alman basınına genişçe yansıyan haberlerde, G20 Zirvesi sırasında akreditasyonu iptal edilerek basın merkezine sokulmayan 32 gazeteci arasında bulunan Adil Yiğit'in, 35 yıldır Almanya’da yaşadığı ve bu yasağın Türkiye ve Alman gizli servlerinin isteği üzerine gerçekleştiğini duyurulmuştu. İşte Alman Gazeteciler Birliği (dju) imzalı o açıklama: ver.di sendikası içindeki Alman Gazeteciler Birliği üyemiz ve meslektaşımız Adil YİĞİT ile sınırsız dayanışmasını ifade eder. Hamburg Yabancılar Dairesi, onun şubat ayı sonuna kadar süreli olan oturum iznini uzatmayacağı bildirdi. Böylece onu Türkiye’ye gitmek yükümlülüğüyle tehdit ediyor. Fakat eleştirel gazeteciyi orada hapishanenin beklediği kesin. Dju sınır dışı edilmekle tehdit edilen üyesine kalma hakkı tanınmasını istiyor! Dju Hamburg/Kuzey Eyalet Başkan Lars Hansen “Adil bizim üyemizdir ve tam da eleştirel gazeteciler için tutuklanma veya daha da kötüsünün söz konusu olduğu Türkiye’deki güncel gelişmeleri anlamamıza katkıda bulunmaktadır” diyerek, şöyle devam ediyor: Türkiye’ye ilişkin çeşitli toplantılarda kendisinin sunduğu değerlendirmeler paha biçilmez değerdedir. Şimdi tam onun politik takibata uğrama tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmasını sinik ve Hamburg Hükümeti politikacılarının basın özgürlüğü konusundaki tüm yeminlerinin gerçek olmaktan çok laftan ibaret olduğunun bir göstergesi olarak değerlendiriyorum”. Adi YİĞİT 35 yıldır Hamburg’da yaşamaktadır ve ömrünün yarıdan fazlasını burada geçirmiştir. Serbest gazeteci olarak başka gazetelerin yanı sıra “taz”, “Zeit” ve Türkçe sürgün ve muhalif basında yazmaktadır. Kendisi “Avrupa Postası” adlı internet gazetesi yayınlamaktadır. Adil YİĞİT, Hamburg’da G20 Zirvesi sırasında akreditasyonları iptal edilen 32 gazeteci ve yine bu iptale karşı dava açan sekiz meslektaş arasındadır. Bu iptal kararının en azından bazı hallerde Türk hükümetinin istemi üzerine yapıldığı henüz açıklığa kavuşturulmadı. Politik mücadeleci olarak Adil bugüne kadar sınır dışı edilmelere karşı durdu ve başka şeylerin yanı sıra sınır dışı edilmek için tutuklu olduğu sırada ölen Kemal Altun adına bir parka adının verilmesi için uğraştı. Lars Hansen”Hamburg devlet dairelerinin şimdi onu sınır dışı etmek istemeleri, bu nedenle de çok acıdır” dedi. Dju adına Lars Hansen'in yaptığı o açıklamanın orjinali: Die deutsche Journalistinnen- und Journalistenunion (dju) in ver.di erklärt ihre uneingeschränkte Solidarität mit ihrem Mitglied und Kollegen Adil Yigit. Die Hamburger Ausländerbehörde hat angekündigt, seine bis Ende Februar befristete Aufenthaltsgenehmigung nicht zu verlängern. Damit droht ihm die Ausreisepflicht in die Türkei. Dort ist aber dem kritischen Journalisten das Gefängnis sicher. Die dju fordert Bleiberecht für ihr von Abschiebung bedrohtes Mitglied! „Adil ist Mitglied bei uns und trägt viel zu unserem Verständnis der aktuellen Vorgänge in der Türkei bei, gerade, was die Inhaftierung kritischer Journalisten oder Schlimmeres dort angeht“, sagt Lars Hansen, Vorsitzender des dju-Landesbezirks Hamburg/Nord. „Bei diversen Veranstaltungen zur Türkei war seine Expertise unschätzbar wertvoll. Dass ausgerechnet er jetzt der Gefahr der politischen Verfolgung ausgesetzt werden soll, halte ich für zynisch und für ein Anzeichen dafür, dass alles Beschwören der Pressefreiheit durch Hamburger Regierungspolitiker mehr Lippenbekenntnis, als wirkliche Überzeugung ist.“ Adil Yigit lebt seit 35 Jahren in Hamburg und hat damit mehr als die Hälfte seines Lebens hier verbracht. Als freiberuflicher Journalist schreibt er unter anderem für die taz und die „Zeit“ sowie für türkische Exil- und Oppositionsmedien. Er selbst betreibt das Erdogan-kritische Online-Portal „Avrupa Postasi“. Er gehört zu den 32 Journalisten, denen beim G20-Gipfel in Hamburg nachträglich die Akkreditierung entzogen wurde und hat wie acht weitere betroffene KollegInnen, eine weiterhin anhängige Klage gegen diesen Entzug erhoben. Der Verdacht, dass der Entzug zumindest in einigen Fällen auf Wunsch der türkischen Regierung geschah, ist bislang nicht ausgeräumt. Als politischer Streiter hat Adil sich bisher intensiv gegen Abschiebungen stark gemacht und unter anderem dafür eingesetzt, dass ein Platz in Hamburg nach dem in Abschiebehaft verstorbenen Kemal Altun benannt wurde. „Dass die Hamburger Behörden ihn jetzt abschieben wollen, hat deshalb einen besonders bitteren Beigeschmack“, sagt Lars Hansen.