Eski İsveç Büyükelçisi ve Stockholm Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Enstitüsü üyesi Michael Sahlin tarafından kaleme alınan yazıda, Erdoğan'ın 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişiminden sonra ilk ziyaret ettiği ülkenin Rusya olmasına dikkat çekilerek, “AKP hükümetinin ABD ve AB ile ilişkilerinin donduğu bir dönemde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe girişiminin ardından ilk yurtdışı ziyaretini Rusya'ya yapmış olması sembolik açıdan büyük bir anlam taşıyor" sözlerine yer verildi. Yazıda, Türkiye'nin AB ile mülteci anlaşmasının kötü gittiği ve Ankara'nın darbe girişimiyle suçladığı Fethullah Gülen için ABD'ye baskı yaptığı hatırlatıldı. BBC, Erdoğan'ın Rusya ziyareti kararının, darbe sonrasında Batı ile yaşanan krize verilen ani bir tepki olmaktan çok, geçmişe dayanan bir karar olduğu kaydedip şu ifadelere yer verdi: “Salı günkü ziyaret, Türk devletinin kriz zamanında Batı'nın açık desteğinin eksikliğine tepki vermesinin ya da Putin'in hızla destek vermesini olumlu karşılamasının sonucu alınmış bir karar değil. Karar, Davutoğlu'nun istifa edip, Yıldırım'ın başbakanlığa gelmesinden sonra, Türk liderlerinin düşmanların sayısı azaltıp dostların sayısını artırma kararına kadar uzanıyor." BBC, Erdoğan'ın St. Petersburg'a geniş bir programla geldiğini hatırlatarak, "Ancak başarısız darbe girişiminden sadece birkaç hafta sonra gerçekleşen bu ziyaretin sembolik önemi, muhtemel bir kalıcı politika değişikliğinin işaretlerini arayan ABD ve AB'dekilerin gözünden kaçmadı. Erdoğan en azından şimdilik, Putin'i de keyiflendirircesine Batı'yı endişelendirip terletmekten zevk alır gibi görünüyor," diye yazdı.