Derik'te görev yaptığı dönemde faili meçhul cinayetlere kurban giden 13 kişinin ölümünden sorumlu tutulan dönemin Derik İlçe Jandarma Komutanı olan Ankara Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil'in yargılanmasına, Mardin Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.

ÖLENLERİ 10 AVUKAT TEMSİL ETTİ

Tuğgeneral Çitil'in rapor alarak katılmadığı duruşmada öldürülen 13 kişiden Sara Ötün dışındakilerin yakınları hazır bulundu. Duruşmada Tuğgeneral Çitil'e avukatı Yurdakan Yıldız vekalet ederken, müştekileri savunmak için ise İHD adına 10 avukat hazır bulundu. Mardin Barosu Başkanı Avukat Azad Yıldırım da davaya destek verdi.

'YARGILAMA İÇİN İZİN ALINMALI'

Tuğgeneral Çitil'in avukatı Yurdakan Yıldız, müvekkilinin rahatsızlığı sebebiyle duruşmaya katılamadığını belirterek, Etimesgut Askeri Hastanesi'nden alınan 5 günlük istirahat raporunu sundu. Yıldız duruşma başlamadan önce mahkeme heyetinden "Kendisi hakkında bir kısım kişileri öldürdüğü iddiası ile kamu davası açılmıştır. Suç tarihi olarak belirtilen zamanlarda kendisi Derik Jandarma Komutan'ıdır. Biz ilgili kanunlar uyarınca yargılanabilmesi için izin alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Öncelikle işlediği iddia olunan suçlar yönünden izin alınmasını bu konuda duruşma kararı verilmesini talep ediyoruz. Yine iddianame alel acele düzenlenmiştir. Zira müvekilim görevli olduğu halde maktullerden Mehmet Faysal Ötün'ün ölümünden dahi sorumlu tutularak hakkında iddianame düzenlenmiştir" dedi.

Mahkeme heyeti ise Yurdakul Yıldız'ın bu talebini reddetti.

'CİNAYETLER ÖRGÜTLÜ, DAVA ÖZEL MAHKEMEYE GÖNDERİLSİN'

Müştekilerin avukatlarından Erdal Kuzu, mahkemeye 31 sayfalık belge sunarak, "Her ne kadar sanık hakkındaki dava mahkemenize açılmış ise de biz mahkemenizin görevli olmadığını, görevli mahkemenin TMK'nın 10'uncu maddesi ile yetkilendirilmiş özel yetkili mahkeme olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenlerle bu dava için görevsizlik kararı verilerek dosyanın Diyarbakır TMK'nın 10'uncu maddesi ile yetkilendirilmiş ilgili mahkemesine gönderilmesini istiyoruz. Zira dosyanızda sadece sanık Musa Çitil hakkında dava açılmıştır. Ancak maktullerin ölümü tek başına işlenebilecek suçlar değildir" dedi. Mahkeme heyeti ise dosyayı inceledikten sonra karar vereceklerini ifade etti.

MUSA ÇİTİLİN AVUKATI; "İÇ İNFAZ OLABİLİR"

Musa Çitil'in avukatı Yurdakan Yıldız, son olarak müvekkilinin yıllarca vatanı savunmak için terör örgütü ile mücadele ettiğini belirterek, "Müvekilim bölgede terör örgütü PKK'nın hakimiyet sağlamak için en güçlü olduğu dönemlerde Derik'te görev yapmıştır. Kendisinin iddia edilen suçlarla bir ilgisi yoktur. Kendisi bölgenin en karanlık döneminde kendi memleketine hizmet etmiştir. Bu iddia edilen faili meçhuller örgütün iç infazları olabilir. Çünkü yeni yeni bu konuda onların en üst düzeydeki yetkilileri de kalkıp iç infaz yaptıklarına dair açıklama yapıyorlar" dedi.

DURUŞMADA KÜRTÇE KONUŞTULAR

Duruşmada kimlik tespiti sırasında müştekilerden Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşan Cahide Çeviren, Züleyha İzci, Hediye Durmaz, Zülfinaz Avcıl için mahkeme başkanının isteğiyle yeminli tercüman atandı. Yeminli tercüman aracılığı ile Kürtçe konuşan kadınlar, sanık Tuğgeneral Musa Çitil'in mahkemeye katılmaması nedeniyle ifade vermek istemediklerini söyledi ve tercüman atandığı için mahkeme başkanına teşekkür etti. Müştekilerin ifade vermek istememesi üzerine mahkeme heyeti duruşmayı 25 Aralık 2012 tarihine erteledi. Tuğgeneral Musa Çitil hakkında birden fazla ölüme sebebiyet vermek suçundan 13 kez ömür boyu müebbet hapis cezası isteniyor.

BU DAVALARIN ARTMASI GEREKİYOR

Duruşmanın ardından müşteki avukatlarından Özdemir Türkdoğan, bölgede işlenen faili meçhullerle ilgili 'Temizöz' davasından sonra en önemli davanın Tuğgeneral Musa Çitil hakkında açıldığını söyledi. Türkdoğan, şöyle dedi:

"Tabi ki bizler bugün sanığın burada olmasını beklerdik. Kendisine yöneltilen bu ağır insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili savunmasını yapsın ve biz de ona göre özellikle suçtan zarar gören maktul yakınları müştekiler ve hepimiz sorular soralım o dönemle ilgili bildiklerini anlatsın isterdik. Ama kendisi rahatsızlığını bildirmiş. Gelemeyeceğini beyan etmiş. Tabi yargılama devam ediyor. İşlenen bütün suçların ortaya çıkmasını istiyoruz. Ama kamu vicdanı açısından toplum vicdanı açısından biz bugün burada bir tutuklama kararı bekliyorduk. Bu kadar ağır suçlar itham edilen bir kişi ile tutuklama tedbirine başvurulmamasına da tabii ki yadırgıyoruz. Ama mahkemenin takdiridir."

OLAY NASIL OLMUŞTU

Derik'e bağlı Dumanlı köyünde 1993 yılında PKK'lılar ile askerler arasında çıkan çatışmada evin içinde sıkışan 7 askeri tavanı kazmayla delerek kurtaran Seydoş Çeviren, Ahmet Çeviren, Yusuf Çeviren, Abide Çeviren, Ramazan Çeviren ve Mehmet Necat Arıs'ın ahırın patlatılması sonucu ölümlerine sebep olduğu iddiasıyla dönemin Jandarma Komutanı Yüzbaşı Musa Çitil hakkında 19 yıl aradan sonra yeniden dava açıldı.

Tekrar dinlenen tanıkların beyanları doğrultusunda Derik İlçe Jandarma Komutanlığı'nın Derik Cumhuriyet Başsavcılığı'na sunduğu Musa Çitil imzalı 22.02.1993 ve 24.02.1993 tarihli yazılarda, sivil vatandaşların da olayda terörist şahıslardan sayılmak suretiyle toplam 9 teröristin öldürüldüğünün ileri sürülmesine karşılık Derik Savcılığı'nın DGM savcılığına gönderdiği görevsizlik kararında, maktulleri 'sivil vatandaşlar' olarak nitelendiren 1993/32-12 sayılı görevsizlik kararı ile ölen şahısların terörist olmadığı, terörist unsurlara yardım ve yataklık yaptıklarına dair herhangi bir delil elde edilemeyen vatandaşlar olduklarının belirtildiğine yer verildi.

1994 tarihli Jandarma tutanağında Derik ilçesinde taksicilik yapan Mustafa Aydın'ın PKK'lılar tarafından yolunun kesildiği ve öldürüldüğü belirtilirken, Aydın'ın kimliği tespit edilemeyen 'Servet' kod adlı itirafçının ihbarı üzerine Musa Çitil tarafından defalarca tehdit edildiği tanıkların ifadesinde yer buldu. Aydın, Mazıdağı sınırlarında kendi arabasında kafasına bir el ateş edilerek öldürülmüştü. 1994 yılında Derik'te yaşanan diğer bir olayda Mehmet Erek ile jandarma kontrol noktasında kaybolan Ahmet ve Ramazan Erek'in cesetlerinin Derik-Mazıdağ yolu kenarında bulunduğuna dikkat çekilen iddianamede 2 farklı Kalaşnikof kullanıldığı, silahlardan birinin 1 ay önce cesedi bulunan Mustafa Aydın'ın öldürülmesi olayında da kullanıldığının tespit edildiği ortaya çıktı.