İzmir Reklamcılar Derneği (İRD) kentin markalaşma çabalarına, konunun dünyaca tanınmış stratejist, reklamcı ve akademisyenlerini İzmir'de ağırlayarak katkı verdi. İzmir Ticaret Odası (İTO) Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen 'Yıldızlaşan Şehirler' konferansına İzmirli reklamcıların ilgisi büyük olurken, dünyaca ünlü pek çok şehrin markalaşmasına katkıda bulunmuş isimler deneyimlerini anlattı, önerilerini sıraladı. Toplantıda açılış konuşması yapan İRD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Türkay, davetlerini kabul eden misafirlere teşekkür etti.

'BİZ FAST-FOOD İLETİŞİMLE UĞRAŞIYORUZ'

Reklamcılar olarak kent markalaşması gibi daha uzun soluklu projelerde başarı sağlanabileceğine dikkat çeken Türkay, "Biz fast-food iletişimle uğraşıyoruz. Sabah hayata geçirdiğimiz proje akşam önemsizleşebiliyor. Zaten gelişen teknolojiyle birlikte haberler bile 24 saat içinde bayatlayabiliyor" değerlendirmesini yaptı. Düzenledikleri konferansla İzmir'in markalaşmasına katkı koymak istediklerini de vurgulayan Türkay, uzmanların deneyimlerini dinleyerek İzmir için dersler çıkarmaktan da mutlu olacaklarını kaydetti. Kentler için markalaşma çalışmalarının önemine değinen Türkay, "Bizler kentimize sahip çıkarsak, yapmamız gerekenleri yaparsak markalaşma yolunda ciddi yol almışız demektir" dedi.

'BOŞ YERİMİZ VAR' DEMEK, 'KRİZ VAR' DEMEK

Kent ve bölgelerde yatırımların cezbedilmesi için pazarlama stratejilerinin geliştirilmesi konusunda dünyanın önde gelen danışmanı olarak kabul edilen Christer Asplund, İzmir'e geldiğinde havaalanında sadece küçük bir köşede İzmir Kalkınma Ajansı'nın 'İzmir'de yerinizi alın' mesajını içeren bir ilanıyla karşılaştığını söyledi. Bunun da kullanılan bir strateji olduğunu belirten Asplund, "Ancak, 'Bize katılın, bir sürü boş yerimiz var' dediğiniz zaman, 'Kriz var, bize gelin' demiş de olabilirsiniz. Bence iyi bir strateji değil" diye konuştu. Asplund ayrıca, Seattle'ın girişindeki, 'Son çıkan insan lütfen ışıkları söndürsün' sloganını hatırlatarak, mesajın özgün ve espritüel olması gerektiğine de dikkat çekti.

'İNCİ' ESKİDİ, YENİ ŞEYLER BULUN

İzmir için 'Türkiye'nin incisi' tabirinin kullanıldığını da hatırlatan Asplund, "Avrupa'nın da bir sürü incisi var. Asya'da sayamayacağım kadar çok inci var. Artık eskidi. O yüzden eşsiz bir şey bulmanız lazım. Yeni mesajlar bulun, değer önermenizi yeniden oluşturun, şekillendirin. Değer yaratmak istiyorsanız bu işi ciddiye almanız gerekiyor" dedi.

Markalaşma için önce bir strateji olması gerektiğini ve paydaşların doğru zamanda, doğru yerde buluşmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Asplund, "Bunun için güçlü şehir yöneticilerine ihtiyaç var. Bunlar olmazsa markalaşma çalışmalarının arkaları genellikle boş. Güçlü kişilikleri işin içine katmak, daha havaalanında markalaşmada öne çıkaran özgün yanları, gerekirse taksi şoförleriyle vermek gerekiyor" diye konuştu.

Toplantıda ayrıca Barcelona'nın markalaşma mimarlarından Dr. Miguel Barcelo Roca'nın yanı sıra kümelerin oluşturulması ve yeni nesil bilim parklarının kurulması konusunda önemli bir tecrübeye sahip olan ve yenilikçi özel bölgelerin oluşması uzmanlık alanı olan Jörgen Eriksson da deneyimlerini anlattı.

Marka yaratma ve yaşatma konusunda Türkiye'nin önde gelen uzmanı olarak kabul edilen ve kentlerin markalaşması konusunda Türkiye'de ilk kez bir birim oluşturan Muhterem İlgüner ise bugüne kadar Türkiye'ye özgü markalaşma çalışmalarını katılımcılarla paylaştı.



BT(AÖ/CK)