Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak, Antalya İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Latif Ünal, İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Latif Ünal, Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Salih Çalı, Yaş Meyve Sebze Sektör Kurulu Başkanı Kemal Kaçmaz, Greenpeace'e ortak tepki gösterdi.

Türkiye'de üretilen ve ihraç edilen takım ürünlerinin büyük kısmının başta Rusya Federasyonu ve Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülkelere satıldığı belirtilen ortak açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Türkiye'de bitkileri hastalık ve zararlılardan korumak amacıyla AB tarafından kullanılmakta olan ilaçların benzerleri kullanılmaktadır. Yani ilaç etken maddeleri, tamamen AB’ye uyumlu hale getirilmiştir. Yurt dışına gönderilen ürünlerde özellikle Rusya Federasyonu’nun kalıntı limitlerinin AB ülkelerinin de altında olduğu dikkate alınınca, ihracatçı firmalar bu konuda daha hassas davranmak zorunda kalmaktadırlar. İhracatçı aynı zamanda Rusya Federasyonu kalıntı limitleri dışında AB ülkelerinin limitlerine de, hatta büyük alıcı grubunda yer alan marketlerin isteklerine göre de üretim ve ilaç programları uygulamak durumundadır. İşte bu kontrolün sağlanması ve izlenebilirliğin geliştirilmesi amacıyla ihracatçı tarafından satın alınacak ürünlerde, iyi tarım uygulamaları ve GLOBALGAP sertifika koşulları gözetilmektedir. Bu ürünlerin çoğu da çeşitli aşamalarda analize tabi tutulmaktadır.

Rapora konu olan ürünler Avrupa Birliği’nin 25 Ocak 2010 itibariyle yürürlüğe giren 669/2009/EC Sayılı Komisyon Yönetmeliği kapsamında yer alan ve ülkemiz için AB giriş kapısı konumunda bulunan Bulgaristan’da yüzde 10 sıklıkla kontrole tabi tutulan ürünlerdir. Söz konusu uygulamalar, Bulgaristan’ın alt yapı eksiklikleri nedeniyle 12 Nisan 2010 tarihinde başlamıştır. AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanan ve 669/2009 sayılı Yönetmeliğin EK – 1 listesinde değişiklik öngören 433/2011 Sayılı Komisyon Yönetmeliği ile ülkemiz AB ülkelerine ihracatında alınan hızlı alarm bildirimleri göz önünde bulundurularak ülkemiz menşeli kabak ve armut ile tatlı biberler (07.10.80.51 ve 07.09.60.10 G.T.IP numaralı biber çeşitleri) haricindeki biberler, 669/2009 Sayılı Yönetmelik kapsamından çıkarılmıştır. Halen yönetmelik kapsamında bulunan domates ve bazı biber çeşitleri için de alınan önlemlerle, geri bildirim miktarının azalması ile bu kontrollerde eskiye oranla daha esnek olunmaya başlanmıştır. Son 6 yıldır süregelmekte olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve ihracatçı birliklerinin koordineli çalışmaları neticesinde, gerek yapılan eğitim çalışmaları ile üreticilerimizin bilinçlendirilmesi, gerekse izlenebilirlik sisteminin uygulanması ve hukuksal yapının düzenlenmesi sayesinde ülkemizdeki ilaç kalıntısı seviyeleri asgari düzeye indirilmiştir. Verilen örnekler de yapılan çalışmaların etkinliğini ortaya koymaktadır."

KARALAMA KAMPANYASI

Dönem dönem rakip ülkelerin, pazar paylarını artırmak amacıyla, Türkiye'nin ürünlerinin kalıntı sorunları yaşadığına ilişkin kasıtlı ve asılsız açıklamalar yaptığına yer verilen açıklamanın sonuç bölümünde şöyle denildi:

"Zaman zaman ülkemiz adına çeşitli karalama kampanyaları düzenlemektedirler. Söz konusu durumdan nemalanabilecek çeşitli çevreler de söz konusu karalama kampanyalarına destek vermektedir. Greenpeace tarafından 2009-2010'da yapılan incelemeye ilişkin bir raporun, Türk tarım ürünleri ihracatının yükselişe geçtiği, uluslararası pazarlarda rekabet gücü elde ettiği ve önemli rakip ülkeler açısından tehdit oluşturduğu bir dönemde gündeme getirilmesinin da ayrıca anlamlı olduğunu belirtmek isteriz. Ancak, bahsettiğimiz gibi sektörümüzün bu konuda herhangi bir sıkıntısı kalmamıştır. İhracatçılar olarak, üreticilerimizle beraber özveri ile çalışmaya ve ülkemizin 2023 ihracat hedefine ulaşması için üzerimize düşen görevleri layıkıyla yerine getirmek için elimizden geleni yapmaya devam edeceğimizi ifade etmek isteriz."