Avukat Öztürk Yazıcı, 1 Temmuz'dan itibaren Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girdiğini buradaki konuların yakından takip edildiğini hatırlattı. Borçlar Kanunu'nun kefil olacak gerçek kişilere evli olmaları halinde eşlerinin önceden rıza şartı getirmesinin kamuoyunda çeşitli tepkilere neden olduğunu anlattı. Avukat Yazıcı, "Bu durum esprilerle karşılandı. Basın, yayın, magazinde bile kefil olacak kişilerin eşlerinde rıza belgesi alması olayı değişik yönleri ile dile getirildi. Bu konudaki ilgililer kefil olacak eş için diğer eşin rızasını getirecek hükmün değiştirilmesi gerektiği hatta değiştirileceği yolunda beyanatta bulundular" diye konuştu.

"KOMİK OLAYLAR GÖRÜLECEK"

Kefalette eş rızasının aileleri de yakından ilgilendirdiğini vurgulayan avukat Öztürk  Yazıcı, şunları söyledi:

"Önümüzdeki günlerde komik sayılabilecek durumlarda yaşanabilecek. Bir eşin kefil olabilmesi için diğer eşin rızası gerekiyor. Kanun buna istisnalar getirmiş. Bunlar arasında 'Ayrı yaşama hakkı varsa', 'Boşanma davası açıldığı zaman eşlerin ayrı yaşama hakkı var' deniyor. Bir işadamı, Bursa'daki herhangi esnaf, bir işveren şirketi için kredi alması lazım. Pratiğe dökersek; Banka şirketine kredi açacak ama işadamı kefaletini istiyor. Eşini yazılı izin vermeye ikna edemeyen işadamı, "En iyisi bir boşanma davası açayım, eşimin de bundan haberi olmasın kefillik işlemlerini tamamlayayım, imzayı atayım. Sonra gideyim mahkemeden avukatım bundan geri alsın gibi' absurb komik çözüm teklifleri bile geliyor."

"HERKESİN EŞİ ANLAYIŞLI OLMAYABİLİR"

Buna benzeyen birçok durumun görülebileceğini anlatan Yazıcı, bu konuda herkesin eşinin anlayışlı olamayacağı gibi bunları anlayabilmesinin kolay olmadığını dile getirdi. Bu konudaki zorluklara 'By-pass' modeli önerdiklerini anlatan Yazıcı, şöyle dedi:

"Her ne kadar Borçlar Kanunu'nda kefalet müessesesi kefillik olayı yeniden düzenlenmişse de Türk Ticaret Kanunu'nda yürürlüğe giren kefaleti içeren aval hükümlülüğü var. Aval hükümlerin de aval veren iki kelimesi altına atılan imza kefaletle kefillikle aynı sonuçları üretiyor. Hocalarımız, hukukçularımız aval akdi ile kefalet akdi arasındaki benzerlikleri, ayrılıkları tartışıyorlar. Sonuçta aval veren sıfatıyla herhangi bir çek, senet veya poliçeye attığımız bir imza aynı zamanda kefilliğin sonuçlarını da doğuruyor. Ancak Türk Ticaret Kanunu hazırlanırken aval verme olayını eş rızası getirilmemiş. Unutulmuş veya Borçlar Kanunu ile bu konudaki paralellik düşünülmemiş. Bundan dolayı biz hukukçular olarak kefaletteki bu eş rızasını arama koşulunu bir by-pass modeli olan boşanma davası açmaya gerek olmadan düzenlenecek senede, çeke imza atmanın yeterli olacağını düşünüyoruz. kefaletin aynı hükümleri doğuracağına inanıyoruz. Bu kira sözleşmelerinde teminat bonosu alınıp, aval olarak kefil olacak kişi avalist sıfatıyla imza attırılarak tamamlanabileceği gibi diğer kredi içeren sözleşmelerde de teminat senedi, bonosu alınarak yine aval sıfatı ile imzalanarak bu kefaletteki eş rızası sıkıntısı giderilebilir. Dolayısıyla bizim de bu konuda aile hayatına katkımız olmuş oluyor. Şu an gerek kreditörler hukuk yorumcuları bu bypass modelini ciddi şekilde tartışıyorlar." 

EŞ RIZASI GETİREN HÜKÜM SIKINTIYA SOKMUŞ DURUMDA

Kefalet konusunda sıkıntı çekilebilecek kentlerin başında Bursa'nın geldiğini savunan  Avukat  Yazıcı, "Bursa; küçük esnafından, çok büyük sanayicilere kadar geniş yelpazede bu kredi ilişkilerini canlı yaşayan bir şehir. Borçlar Kanunu'ndaki kefalete eş rızası getiren hüküm bütün sanayicilerimizi, işverenlerimizi, kredi kullananları zora, sıkıntıya sokmuş durumda. Bu aval verme yöntemi ile eş rızası gerekliliğini bu konuda bir bypass modeli olarak önerilebileceğini düşünüyorum" diye devam etti.

İyi elekten geçirilmeden doğrudan alıntı yapılarak kefalette eş rızası getiren durumun Türkiye'ye uyarlandığını savunan Yazıcı, gerekli düzenlemelerin biran önce yapılmasını beklediklerini sözlerine ekledi.



ST(FK/İD)