Maalesef tüm dünya, halklar yani bizler çok zor zamanlardan geçiyoruz. Krizin, yoksulluğun, çatışmaların, terörün, soykırımın, baskının, doğa felaketlerinin, depremlerin, göçlerin  yaşanmadığı coğrafya yok desek hiç yalan olmaz.

Dunya ve insanlık adına zor zamanlar bugünler...

Ama bir gün halklar aldatıldıklarının farkına varırsa ve birlikte mücadele verirlerse insanlık bu zorluklarla da baş edecek ve makus talihini yenecektir.

 Bu zor zamanlar da gelip geçer. Her şey geçer insanlık kalır.

Bu baskılar neredeyse insanlık tarihi kadar eski, insanlık zor zamanlar yaşadı fakat her seferinde dik duran, mücadeleden vazgeçmeyenler hep kazanmıştır.

En son dün Moskova’ da bir Konser salonuna yapılan terör saldırısında, baskınında an itibarıyla 143 kişi hayatını kaybetmiş ve yüzlerce yaralı var. Yine onca suçsuz insan hayattan koparıldı...

Herkesin barış içinde yaşayacağı bir dünya en büyük umudumuz.

ALMAN SAVUNMA BAKANI: SAVAŞA HAZIR OLMALIYIZ

Buradan, önce 44 yıldır yaşadığım ülkeye Almanya’ ya burada neler olup bittiğini kısa başlıklarla siz okuyucularımıza aktarmak daha sonrada Türkiye’ de bir hafta sonra yapılacak olan yerel seçimlerle ilgili izlenimlerimi  yazmak istiyorum .

Almanya, Ukrayna-Rusya savaşında Ukrayna’ya askeri ve insancıl amaçlı maddi yardımına devam ediyor. Tüm baskılara rağmen geliştirilmiş, radara yakalanmadan 500  kilometere uzaktaki hedefleri vuran Taurus füzelerini Rusya’yı daha fazla tahrik etmemek ve olası bir savaşta hedef olmamak için vermiyor ama aynı Federal hükümet Ukrayna’ya 500 milyon Euro'luk yeni yardım paketini onayladı. Alman savunma bakanı Boris Pistorius, Alman halkına 5-8 yıl içinde çıkabilecek bir savaşa hazır olmalarını söyledi.

AVRUPA'YI SAVAŞ KORKUSU SARDI

Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Alman Şansölye Olaf Scholz’dan daha keskin bir siyaset izliyor, bu savaşa kara gücü yollamak istiyor ve Ukrayna'nın kaybetmemesini isteyerek ‘’bu savaş bizimde varoluş savaşımızdır’’ diyor.

İngiltere’den ise Almanlara Taurus füzelerini bize verin biz Ukrayna'ya verelim açıklamaları geldi. İngiltere laser ışılı ‘DragonFire’ adlı bir füze geliştirdiklerini üretimi halinde bunu Ukrayna'ya verebileceklerini vurguladılar

Olaf Scholz, bu hafta ortası gerçekleştirdiği Ortadoğu ziyaretinde İsrail’ i de ziyaret etti ve Netanyahu’dan Refah kentine saldırmamasını insani yardımın Filistin halkına hızlıca ulaşması için talepte bulundu

Almanya’da aşırı sağcı parti AfD ye karşı prostestolara, mitinglere yüz binlerce insan katılıyor, halk demokrasiye sahip çıkıyor am bu protestolara çok az göçmen, Türk- Türkiyeli insan katılıyor bu çok üzücü bence.

Bu arada demiryolu personelinin daha iyi çalışma koşulları talebiyle yaptıkları uyarı grevlerinin biri  bitiyor diğeri yeniden başlıyor, Çiftçilerin büyük protestoları nedeniyle AB geri adım attı ve Ukrayna'dan gelen tarım ürünlerine gümrük uygulaması başlattı, vergiler koydu.

HALKÇI, SOSYAL BELEDİYECİLİK DEVAM ETMELİ

Türkiye’ deki  yerel seçimler 4 gün bir zaman kaldı. Kumpaslarla CHP'li adayların önü kesilmek isteniyor bu çok büyük bir haksızlık, AKP Ankara Belediye başkanı Turgut Altınok’un inanılmaz serveti, malvarlığı Alman medyasına da konu oldu.

CHP genel başkanı Özgür Özel'in performansını iyi buluyorum. İstanbul’da ise Ekrem İmamoğlu bir çok rakibe karşı mücadele veriyor. DEM parti Güneydoğu'da yine seçimleri kazanacak umarız kayyum atanmaz ve seçilenler yönetir orada kazanılan şehirleri. Soldaki adayların, örneğin TKP bileşenlerinin Kadıköy adayı Fatih Mehmet Maçoğlu'nun alacağı oyları merak ediyorum. 

AKP büyükşehirleri tekrar kazanmak için çok yükleniyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve tüm bakanları sahadalar. Onların en büyük handikapı, dezavantaşı ülkede giderek artan yoksulluk, enflasyon ve gençlerin umutsuzluğudur.

Halkçı ve sosyal belediyecilik şu anda Türkiye'de seküler (laik) kesim için çölde vaha gibidir ve devam etmelidir

Dileğimiz seçilen başkanların Parti gözetmeden, kimseyi ötekileştirmeden şehir halkına ve her semtine  ‘hizmet’ için mesai yapmaları ve ‘Herkesin Başkanı’ olmalarıdır.

Hayat defterine lütfen şunu kaydedin; ‘’İnsan gülmediği günü, yaşadım diye hayat defterine kaydetmemelidir’ ( Sokrates)