Tutuksuz sanıklardan Serdar Kulbilge, Abdullah Başak, Haldun Şenman ve Halil Köntek’in de aralarında bulunduğu bir kısım tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. Sanıkların ve avukatların salona alınmasının ardından ilk olarak yoklama yapıldı ve duruşmaya gelen sanıklar tespit edildi. Salona tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatlar ve tutuklu sanıkların yakınları alındı.

Duruşma nedeniyle adliye çevresinde de yoğun güvenlik önlemleri alındı. Spor polisi, çevik kuvvet ve sivil polisler adliyeyi sıkı bir güvenlik çemberine aldı. Polis köpekleri de adliye çevresine yerleştirildi. Adliye içinde de duruşmanın yapılacağı salonun katında barikatı oluşturuldu. Öte yandan salonun dolu olması nedeniyle duruşmaya sadece ajans muhabirleri alındı.

AVUKATLAR SAVUNMA YAPTI

Duruşmaya sanık avukatlarının mütalaaya karşı savunmalarının alınması ile devam ediliyor. Ümit Karan’ın avukatı Ayhan Sağıroğlu, Haldun Şenman ve Korcan Çelikay’ın avukatı Ali Rıza Dizdar savunma yaptı.

EMRE BELÖZOĞLU YILDIRIM’I ZİYARET ETTİ

Duruşmaya eski Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu geldi. Aziz Yıldırım’a sarılarak hasret gideren Belözoğlu, bir süre Yıldırım ile sohbet etti. Emre Belözoğlu daha sonra duruşma salonundan ayrıldı.

AZİZ YILDIRIM’DAN ELMA İKRAMI

Duruşmaya verilen arada Aziz Yıldırım’a kardeşi tarafından adliye yemekhanesinden meyve getirtildi. Aziz Yıldırım, yeşil elmalardan bir tanesini avukat Ali Rıza Dizdar’a verdi.

BAŞKAN EKİNCİ İLE ÖZAYDINLI ARASINDAKİ SAKAL DİYALOĞU

Öte yandan duruşmayı izlemeye gelen eski Fenerbahçe Spor Kulübü Yöneticisi Murat Özaydınlı’nın uzun sakalları mahkeme başkanı Mehmet Ekinci’nin dikkatini çekti. Ekinci’nin “Yas mı tutuyor sunuz?" sorusuna Özaydınlı, “Yas değil, adaleti bekliyorum" diye yanıt verdi.

BAŞKANIN SÖZLERİNE ALKIŞ

Mahkeme Başkanı ise bu sözlere, “Hiç şüpheniz olmasın. Dünya yıkılsa da adaleti buluruz" diye karşılık verdi. Mahkeme Başkanı'nın bu sözleri hem sanıklar hem izleyiciler tarafından alkış aldı. İzleyicilerden bazılarının ‘inşallah’ dediği duyuldu.

AVUKAT ADALET: YETERLİ ARAŞTIRMA YAPILSA MÜVEKKİLİM BELKİ SANIK OLMAZDI

Sanık Şükrü Ongan’ın avukatı Savaş Adalet, müvekkili hakkında soruşturma sürecinde yeterli araştırma yapılmadığını savunarak “İddianamede müvekkilim Eskişehirspor’da Bülent Uygun’un yardımcısı olarak gösterilmiş. Oysa yeterli araştırma yapılsaydı, kendisinin amigo gibi olduğu öğrenilirdi ve müvekkilim belki de sanık olmazdı" dedi.

AZİZ YILDIRIM’IN AVUKATLARI SAVUNMA YAPTI

Duruşmada Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın avukatı Köksal Bayraktar savunmasına başladı. Yazılı savunmalarını duruşma öncesinde sunduklarını belirten Bayraktar, “Duruşma arasında da yine mütalaaya karşı beyanlarımızı genişleterek sunduk. Bunları tekrar ediyorum" diye konuştu. Yıldırım’ın “Örgüt kurmak ve yönetmek, dolandırıcılık, şike yapmak ve teşvik pirimi vermek" ile suçlandığını hatırlatan Bayraktar, “Bu duruşma tarihi bir duruşma. Aynı zamanda 25 milyon bu davayı takip ediyor" dedi.

“YASAL SÜRE 4 GÜNKEN 8 GÜN GÖZALTINDA KALDI"

Yıldırım’ın yasal süre 4 gün olmasına rağmen 8 gün gözaltında tutulduğunu ifade eden Bayraktar, müvekkilinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bodrum katta 2 gece ve 2 gün tutulduğunu ve daha sonra birçok kez hastaneye götürüldüğünü söyledi. Müvekkilinin mahkeme sorgusunu, kolunda serum ve izleyiciler için ayrılan bandın üzerinde yatarak ifade verdiğini kaydeden Bayraktar, “Bu durumda davada delil olarak yer alan müvekkilimin ifadesi kanuna aykırıdır" dedi.

“TELEFON KAYITLARINDA HATALAR VAR"

“Bir spor kulübüne üye olan bir savcının aynı kulüple ilgili soruşturma yürütürken çekilme hakkı yok mudur? İçinde taşıdığı taraflılık olgusunu da ortaya koymuş mudur?" diye soran Bayraktar, bu gibi olguların soruşturmayı şüpheli hale getirdiğini vurguladı. Soruşturmada bazı isimlerin Kasım 2010’da dinlenmeye başlandığını anlatan Bayraktar, oysa ki bu tarihte Sporda Şiddet Yasası’nın çıkmadığını ve dolayısıyla ortada da bir suç olmadığını belirtti. Telefon kayıtlarının hukuka uygun kayıtlar olmadığını kaydeden Bayraktar, tarihlerde ve kayıtlarda birçok hatalar olduğuna ve bu kayıtlara hiçbir şekilde itibar edilmemesine dikkat çekti.

“ÖZEL YETKİLİ MAHKEMEDE OLMAMALI"

Davanın 93 sanığının özel yetkili mahkemelerde yargılanmaması gerektiğini savunan Bayraktar, “Buradaki 93 kişi de, Kadıköy asliye ceza ya sulh ceza mahkemelerinde yargılanma hakkına sahip. Ama biz sizin karşınıza getiriliyoruz. Bir varsayım olarak karşınıza çıkıyoruz. Bu insan haklarına ne kadar uygundur?" dedi. Örgütün olması için bir hiyerarşinin, ast – üst ilişkisinin olması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, “Söz konusu davada ne çıkar amaçlı suç ne de çıkar amaçlı örgüt vardır. Kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

“KİMSE ALEYHİMİZDE İFADE VERMEDİ"

“Şike ve teşvik pirimi vermek" suçlamalarını da kabul etmeyen Bayraktar, “Biz dolandırıcılık suçunu işlemedik. Hiçbir zaman örgüt yoktur. Biz şike ve teşvik pirimi vermek suçlarını işlemedik. Bunun en güzel kanıtı da ifadelerdir. Hiç kimse ‘Aziz Yıldırım bana para verdi’ demedi. Kimse Aziz Bey’in aleyhine ifade vermedi. Bizimle ilgili olarak 12 tanık dinlediniz. Sorularınıza muhatap olurken ayakları titriyordu belki de. Bunların içinde TFF Başkanı da vardı. Bunların hepsi kamu tanığı. Biz çağırmadık, siz çağırdınız. Hiçbiri müvekkilimin aleyhine beyanda bulunmadı" dedi.

Şike yapıldığı iddia edilen hakem raporlarının, temsilci raporlarının da dosyaya geldiğini hatırlatan Bayraktar, bu raporlarda da şikeye dair bir ifadenin olmadığını kaydetti. “Bu raporlara da itibar etmeyeceksek neye itibar edeceğiz?" diyen Bayraktar, sadece telefon tapelerine itibar edilmemesini talep etti.

“HESAPLARIN HİÇBİRİNDE KANUNA AYKIRI DURUM YOK"

Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin tüm hesaplarının incelendiğini belirten Bayraktar, hiçbir açığa ve kanuna aykırı bir duruma rastlanmadığını söyledi. UEFA’nın kararına da değinen Bayraktar, “Olayın başında FB’ye yapmadığı kötülük kalmayan, FB’yi saf dışı etmeye çalışan Avrupa futbol dünyası yani UEFA geçen hafta 'Katılımı engelleyecek hukuki durum yok' diyor. UEFA bile diyor bunu. Bu, 50 milyon dolayında bir gelirin Türkiye’ye girmesi demek" dedi. Bayraktar savunmasını şöyle tamamladı:

“Bu olay basit bir şekilde Aziz Yıldırım’ı itibarsızlaştırma olayı değil. Bu olayın neden ve nasıl planlandığını hala bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var ki o da şu, Fenerbahçe bu olayda çok ama çok yara almıştır. Fenerbahçe Cumhuriyeti terimi boşa ortaya atılmadı. Bu Cumhuriyeti kolaylıkla yıkacak kararlara gitmeyin. Bugün Türk futbolu gelişecekse bunda Aziz Yıldırım, İlhan Ekşioğlu ve tüm yönetim kurulunun katkısı vardır. Bu nedenle hakkımızda beraat kararı verilmesini talep ediyoruz ve artık tutukluluk halinin bu duruşmada son bulmasını istiyoruz. Ceza verilmesi durumunda da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istemiyoruz" dedi.

"TEŞEKKÜR EDİYORUM ÇOK GÜZEL BİR SAVUNMA HAZIRLAMIŞSINIZ"

Savunmanın tamamlanmasının ardındın Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, “Teşekkür ediyorum avukat bey, çok güzel bir savunma hazırlamışsınız" dedi. Salondaki bazı izleyiciler de savunmayı alkışladı.

ŞİKE DAVASININ İLK CEZASI, İLK CEZALISI

Sanık Seyit İbrahim Kalender’in avukatı Serhat Çetin, müvekkilinin TFF tarafından işten çıkarıldığına dair belge ile savunma yaptı. Esas hakkındaki savunmasını yapan avukat Çetin, müvekkiline bir ceza verilip verilmesinin artık önemi olmadığını belirterek, “Müvekkilim bir süre tutuklu kaldı. Serbest kaldıktan sonra işsizdi. Çünkü işten çıkarıldı. Daha mahkeme kararı olmadan suçlu ilan edildi ve işten çıkarıldı. Aylarca işsiz gezdi. Şimdi kendi çapında bir internet sitesi kurdu ve reklam almaya, para kazanmaya çalışıyor" dedi.

“SORUŞTURMA KONUSU EYLEMİNİZ NEDENİYLE İŞTEN ÇIKARILDINIZ"

Avukatın savunmasında gösterdiği belge ise 26 Temmuz 2011 tarihli. Türkiye Futbol Federasyonun da (TFF) çalışan Kalender, şike soruşturması kapsamında 11 Temmuz’da gözaltına alındı. 14 Temmuz tarihinde çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan 12 gün sonra Kalender’e işten çıkarıldığı tebliğ edildi. Eski TFF Başkan vekilleri Göksel Gümüşdağ ve Lütfi Arıboğan’ın imzasının bulunduğu yazıda, “İstanbul özel yetkili Cumhuriyet savcılığı tarafından başlatılan soruşturma neticesinde gözaltına alınmanız ve gözaltına alınma nedeni olan soruşturma konusu eyleminiz sebebiyle iş sözleşmenizde yer alan ‘işverenin görevini kötüye kullanmak’ ve ‘doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunmak’ gibi haller vuku bulduğundan 26 Temmuz tarihi itibariyle feshedilmiştir" denildi.

“ÖRGÜTE ÜYE OLACAKLARI BEN SEÇECEĞİM"

Avukatların mütalaaya karşı savunmaları tamamlamasından sonra sanıklar mütalaaya karşı savunmalarını yaptı. İlk olarak tutuklu sanık Aziz Yıldırım savunma yaptı. Yıldırım ilk olarak, “Olgun bey silahlı terör örgütün başkanlığından istifa ediyor ve bana bırakıyor" dedi. Bu söz üzerine mahkeme başkanı, “Kendisi bilir. Siz kabul ediyorsanız..." dedi. Yıldırım ise, “Fark etmez. Her şey olabilir" diye yanıt verdi.

Mahkeme Başkanının, “Örgüte üye olmak için izin gerekmez ama" sözlerine Yıldırım, “Örgüte üye olacakları ben seçeceğim. Böyle örgüt olmaz. Kötü bir örgüt" ifadelerini kullandı.

“DEVLET DERKEN ‘DERİN DEVLETTEN’ BAHSEDİYORUZ"

“Dün 40 telefon kullanıyorsunuz dediniz. Ben baktım öyle bir şey yok" diye konuşan Yıldırım, “2007 yılında ben dinlendiğime dair konuşma yaptım devletin üst kademelerinde. Savcılığa başvurdum böyle bir şey yok dediler. Biz devlet dinliyor derken, Başbakan'ın da söylediği ‘derin devletten’ bahsettik. Ben bu durumu devletin büyüklerine anlattım. Benim iki tane telefonum var" diye konuştu.

“SPORU BİLMEYEN KİŞİLER BU KANUNU ÇIKARDILAR"

Sporda şiddet kanunun çıkarılma çalışmalarında bulunduklarını belirten Yıldırım, “Ama bizim hazırladığımız kanunda şike ve teşvik maddeleri yoktu. Sporu bilmeyen kişiler bu kanunu çıkardılar. Bu kanun emrivaki ile çıkartıldı.Sporcular yoktu bu kanun çıkartılırken. Bu kanunu çıkartanlar bana şimdi yanlış olduğunu söylüyor. Bu kanun çok yakında değişecektir. UEFA’nın verdiği karar ile bu kanunun bir değeri kalmamıştır artık."

“TÜRK ADALETİNE GÜVENMEK İSTİYORUM"

‘Biz futboldan almak için değil vermek için bu işin içerisindeyiz’ diye konuşan Yıldırım, “Suçluysam yatarım önemli değil ama doğru suçlanalım. Bu karar tarihe kalacak. Doğru yazmazsanız kul hakkı yersiniz. Siz beni olmayan bir şeyden suçluyorsunuz. İftira atıyorsunuz. Yeter ki, doğru olsun 1 maç veya 15 maçtan suçlanmak önemli değil benim için. Ben Türk adaletine güvenmek istiyorum" dedi.

"NASIL OLSA CEZA ALACAĞIM BELLİ"

İBB-FB maçındaki şike suçlamasına değinen Aziz Yıldırım, “Akın’ın 100 bin Euro karşılığında şike yaptığı mütalaada belirtiliyor. Akın, 50 bin dolar aldım dedi bir kere. Nereden aldığı belli değil. Bari onları doğru yaz. Ben 100 bin Euro vermedim. MASAK araştırıyor bunun doğru olmadığını göreceksiniz. Ben vermediğim halde nasıl yazılıyor. Savcı olarak vicdanınız kabul ediyor mu? Bunu yazanlar ispat etsin ben kendimi Boğaz Köprüsü'nden atarım dedim. Ama ispatlayamayanlar istifa edecek mi? Ben ceza alabilirim. Yatarım da sorun olmaz. Bizi lütfen ciddi suçlayın. Hiç ciddiyet yok ya. Ben parayı vermedim. Ben ispat etmeye mecbur muyum? Yoksa iddia makamımı ispat etmek zorunda. Vermediğim bir şeyi ispatlamaya çalışıyorum. İlle beni mahkum mu edeceksiniz? Adalet için üzülüyorum. Nasıl olsa ceza alacağım belli" dedi.

MAHKEME BAŞKANINDAN YILDIRIM’A TEPKİ

Bu sözlere sinirlendiği görülen Mahkeme Başkanı, “Anlamadım nasıl?" diye sordu. Yıldırım ise, “Ceza alacağım belli" dedi. Bu sözlere sinirlenen Mahkeme Başkanı, “Böyle savunma olmaz. Savunmanızı düzgün yapacaksınız. Biz karar vermeden siz kendi hakkında karar vermişsiniz" diye konuştu. Sinirlendiği gözlenen mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.

“HİÇBİR MAÇTA ŞİKE VE TEŞVİK YOKTUR”

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, mütalaaya karşı savunması aranın ardından devam etti. Yıldırım, yazılı bir kağıttan okuduğu savunmasında şunları söyledi:

“3 Temmuz sabahı evlerimizden alındık. Kime ne zarar verdiğimizi bilmeden. Birkaç polis kulağımıza fısıldadı, 'Siz silahlı suç örgütü kurdunuz.' Evlerimizi aramadılar, bahçelerimizi kazmadılar. Bu örgütün silahlarını kimse aramadı. Sorgular başladı. Gördük ki şike yapmışız. Tutuklandık. Anladım ki en özgür olduğum tarihin başlangıcı 3 Temmuz’muş. Sonra zulüm başladı. İtibarsızlaştırma başladı. Kampanyalar başlatıldı. Savcı Berk de söyledi 'Basının yazdığının yüzde 90’ını yanlış' diye. Ancak bu yalanlara müsaade etti. Bizlerin suçu sabitti. Fenerbahçeli olmak. İddianame açıklanınca rahatladık. Suçlamalar tutarsızdı, eksikti. Tıpkı savcının mütalaasındaki gibi. Yargılama başladı. İlk defa savunma yapabiliyorduk en azından saygı gösteriliyordu. Bu seferde hızlı bir şekilde yargılanma yapıldı ki ceza verilsin diye dedikoduları çıktı. Şimdi karşınızdayız. Şike olmadığını siz bizden daha iyi biliyorsunuz. Bunları hak etmediğimizi biliyorsunuz. Türk sporuna bu kadar katkı yapan, devletten kuruş almadan stadını yapan Yıldırım’ın örgüt kurmadığını çok iyi biliyorsunuz. Bizlerin mahkum olmasının önemli olmadığını sadece Fenerbahçe’nin zarar görmemesini istediğimizi biliyorsunuz. Sizlerden ricam bildiğinizi okuyun, bildiğiniz gibi davranın. Karar sadece benim için değil bağımsız Türk mahkemeleri için verilecektir. Bizler neden Özel Yetkili de yargılandığımızı bilemedik. Benzer konularda 1 gün bile tutuklu yargılanmayanlar varken, 1 yıldır süren esareti anlayamadık. UEFA ders niteliğinde bir karar verdi. Önemli olan kararın sonucu değildir. Bu kararda özel yetkili mahkemelerin tasarrufunun adı bile anılmıyor. Vereceğiniz karar Türk futbolunu etkileyecektir. Sizlerin, polis ve savcıları incitmemek, kamuoyunun bir kısmını tatmin etmek veya Aziz Yıldırım’ın tasviyesini sağlamak için vereceğiniz karar Türk futbolunun belki sonu olacaktır. Son sözüm ‘bu sevda bitmez ve Fenerbahçe’dir. Bunu dosta düşmana ilan ederiz. Hiçbir maçta şike ve teşvik yoktur" dedi. Yıldırım savunmasını tamamladı.

MAHKEME BAŞKANI: ELEŞTİRİ YAPABİLİRSİNİZ

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım mütalaaya karşı savunması aranın ardından tutuklu sanık İlhan Ekşioğlu savunmasını yaptı. Ekşioğlu’nun savunmasından önce araya giren mahkeme başkanı, “Eleştiri yapabilirsiniz burada. Sanık olan insan zor durumdadır çünkü. Hepiniz kusurlu değilsiniz. Buradaki uygulamaları da bilmiyorsunuz. İçinizde ben konuşamadım derdimi anlatamadım diyen varsa onu da sonuna kadar dinleriz. Ne istiyorsanız söyleyebilirsiniz" diye konuştu.

EKŞİOĞLU: ÖRGÜT ÜYESİ DEĞİLİM

Savunmasını yapan Ekşioğlu, “Ben örgüt üyesi değilim. Örgüt çıkar amaçlı olunca daha can yakıyor. Allah’a şükür hiçbir maddi ihtiyacım yok. Bugüne kadar Fenerbahçe’yi kendi menfaatinden arkada tuttu diyemez. Şüpheden sanık yararlanır denildi. Hem ben hiçbir şüpheden yararlanamadım henüz. Şüphelerin yarısından bari yararlanmak istiyorum.Ben cezamı çok fazlasıyla çektim. 17 kişiydik biz Metris Cezaevi’nde ancak iki kişi kaldık. Rezil bir hayatın içindeyim" dedi.


(BB)