Hukuk Bilimleri Merkezi, Türkiye Barolar Birliği, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Hukuk Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen 'Adli Yargı da Geçici Hukuki Korumalar' konulu İkinci Ulusal Hukuk Kongresi, İzmir Adliye Sarayı’nda başladı. Kongreye, Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım, İzmir Valisi Cahit Kıraç, öğretim üyeleri, avukatlar ve vatandaşlar katıldı.

Açılış konuşmasını yapan Hukuk Merkezi Başkanı Metin Özyurt, "Amacımız ülkemizin üzerindeki vesayet rejimini sonlandırmaya yönelik açılmış olan davalarda yapılan uygulamaların evrensel hukuka uygunluğunu, bu davalar üzerinden yapılan tartışmalarının ne derece sağlıklı ve ön yargısız olduğunu tartışmaya açmaktır. Bir tür arınma süreci yaşayan ülkemiz için terörle mücadele ve vesayet rejiminin tasfiyesine yönelik güçlü toplumsal iradenin sulandırılmaması hayati önem taşımaktadır" dedi. Özyurt’un ardından DEÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Karakoç konuştu.

ADALET UNUTULMAMALI

Daha sonra söz alan İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş ise özel yetkili mahkemeleri eleştirerek, şunları söyledi:

"Hukuk bilincine gerçekten fazlasıyla ihtiyacımız var. Böyle bir gelenekten geliyoruz. Bugün bu ülkede yargı kararları gündemin en baş sıralarında ve sıkıntı yaratmakta. Uzun tutukluluk süreleri, gerekçesiz tutuklamalar, ifade özgürlüğünün önündeki engeller tartışılıyor. Cezaevi sistematiğini tekrar gözden geçirme zamanı geldi. Özel yetkili mahkemelerin ihtisas mahkemeleri olarak değerlendirilmesini düşünmüyorum. Bir an önce kapatılması gerektiğini açıklamıştım. Bizim anayasamız, her türlü kararın gerekçeli olduğunu belirtmektedir. Hepimiz sorumluluk sahibiyiz. Mesleki olarak avukatlar, yargıda gereksiz unsur olarak görünüyor. Dosya incelemeleri bile yönetmelik gerekçe gösterilerek engellenebilmektedir. Tüm bunların çözülmesi gereken sorunlar olduğunu, yargının hızlandırılması projesiyle adaletin unutulmaması gerektiğini düşünüyoruz."

"ŞARKIYI DEĞİL ANCAK ŞARKICIYI KAFESE ALABİLİRSİNİZ"

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Vedat Ahsen Coşar da koruma ve tedbir kararlarına değinerek, "Şarkıyı değil ancak şarkıcıyı kafese alabilirsiniz. Onca adli koruma tedbiri ve insan hakları sözleşmesi olmasına rağmen bunların hiçbiri kullanmayan hakimlerimize bu sözü arz ediyorum" dedi.

"KISITLAMA SÜRESİNİN TAYİNİNDE ÖLÇÜLÜ DAVRANMAK GEREKİR"

Yargıtay Başkanı Nazım Kaynak ise insanlığın ilkel dönemden, topluluk haline geldiği döneme kadar güvenlik ile özgürlük sürekli çatışma halinde olduğunu hatırlattı. Adaletin hak sahibine hakkını teslim edebilmesi için bir takım yaptırımların zorunlu olduğuna değinen Kaynak, şunları söyledi:

"Kuvvetsiz adalet aciz, adaletsiz kuvvet ise zalim olur. Adaletin herkesin hakkını vermesi kadar, zamanında vermesi de önemlidir. İş işten geçtikten sonra gerçekleşen adalet, toplumun adalet duygusunu tatmin etmemektedir. Adli yargıda hem ceza hukukunda hem de medeni hukukta bazı koruma tedbirleri bulunmaktadır. Hem delilleri korumak hem de verilen kararların uygulanmasını sağlamak amacıyla koruma tedbirleri bulunmaktadır. Medeni hukukta özgürlük kısıtlamaları bulunmaktadır. Tehlikeli durumlara karşı alınan bu tedbirlerin bir takım ortak özellikleri bulunmaktadır. Bunlardan birisi ortada bir yargı kararı bulunmadan, bazı hakların kullanılmasına kısıtlama getirilmesidir. Tedbirler uygulanırken korunan değerler ile ihlal edilen hakkın değeri iyi korunmalıdır. Bunu yapacak olan da hakimlerdir. Tedbirlerin bir diğer özelliği geçici oluşudur. Çünkü ortada kesin bir karar bulunmamaktadır. Belirli süreyle denildiğinde bu süre önem arz etmektedir. Kısıtlama süresinin tayininde ölçülü davranmak gerekmektedir. Geçici hukuki korumalar uygulaması son derece dikkat gerektiren, mümkün olduğunda uygulanmaması gereken veya daha az hak ihlaline neden olacak son denece hassas bir konudur. Kararın farklı çıkacağı düşünülerek dikkatli olmak gerekmektedir. Bir insanın haksız yere özgürlüğünün kısıtlanmasını, hiçbir bedel tam olarak karşılayamaz. Kişinin özgürlüğü ile güvenliğini dengelemeyi yerine getirenlerin hakkaniyetle çok iyi dengelemesi gerekir. Koruma tedbirleri, adaletin sağlanması için adaleti sağlayanlara verilmiş bir yetkidir. Bu yetkinin kötüye kullanılmamasına gösterilen özen zayıflatılmamasına da gösterilmelidir."

Yargıtay Başkanı Kaynak, ayrıca, koruma kararlarının AİHM’de karşılaşılan önemli bir sorun da olduğunu dile getirdi.

Kongredeki konuşmaların ardından 'Adli Yargıda Geçici Koruma Tedbirleri Hakkında Genel Değerlendirme'nin yapılacağı, oturum başkanlığını HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur’un yaptığı panele geçildi.