'Didem-2' isimli teknenin iki komşu ülke arasında geçen macerası 2010’un sonunda başladı. Marmaris’te oturan ve 20 yıldan bu yana denizcilikle uğraşan Sağlam çifti, 2006 model Didem-2’ adlı, piyasa değeri yaklaşık 350 bin TL olan 19 metrelik lüks yelkenli teknelerini internetten satışa çıkardı. Tekneye İstanbul’dan M.K. ve A.G. talip oldu. Alıcılar, 29 Aralık 2010 tarihinde Marmaris’e gelip 205 bin TL’ye tekneyi almak için anlaştı. 33 bin TL kapora veren iki kişi, satışın İstanbul’da yapılmasını istedi. Bunun üzerine 7 Ocak 2011’de tekne İstanbul’a götürülmek istendi. Bodrum’a geldiklerinde fırtına çıkınca Sağlam, tekneyi burada bir marinaya demirledi. Fırtınanın bir hafta süreceğinin öğrenilmesi üzerine Sağlam, 3 mürettebatını da alarak karayoluyla Marmaris’e döndü. İddiaya göre, alıcıların Sağlam’a yolda eşlik etmesi için görevlendirdikleri M.D. ve yanındaki eşi olarak tanıttığı bir kadın fırtına geçene kadar tatil yapacaklarını, Bodrum’da kalacaklarını söyledi. 6 gün sonra marinayı arayan Sağlam, teknenin çalındığını öğrendi. Sağlam çifti, Marmaris Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunurken, Yunan Sahil Güvenliği ve konsolosluğuyla irtibata geçildiğinde, teknenin insan kaçakçılığına karıştığı gerekçesiyle İthaka Adası’nda tutulduğu ortaya çıktı.

YUNANİSTAN’DA HUKUK MÜCADALESİ

Sağlam, tekneyi alabilmek için çalıntı olduğuna dair tüm evrakı Yunan makamlarına gönderdi. Ancak, Yunan makamlarından geçen yılın Şubat ayında gelen yazıda kaptanlar M.K. ve A.G.’nın serbest bırakıldığı, teknenin masrafı olan 10 bin euro’nun ödenmesi halinde sahiplerine teslim edileceği bildirildi.

Masrafı ödemeyi kabul etmeyen Kıymet ve Orhan Sağlam çifti, iki ay sonra oğulları ile İthaka Adası’na gidip, Yunan mahkemelerine başvurdu. Aynı yıl Temmuz ayında kesin kararını veren mahkeme, teknenin kendilerine ait olduğunu ispatlayan Sağlam çiftini haklı buldu. Bunun üzerine çift, İthaka’da, 'Denize elverişlilik' gibi her türlü belgesini güncelledikleri, bakımını da yaptırdıkları Didem-2’yle, beraberindeki oğulları Burçin Sağlam ve oğullarının arkadaşı John Smith’i de alarak Marmaris’e dönmek üzere yola koyuldu.

SEVİNÇ KABUSA DÖNDÜ

Girit açıklarında kopan fırtına, kavuşma sevincini kabusa dönüştürdü. Su almaya başlayan Didem-2’de ölümle burun buruna gelen Kıymek ve Orhan Sağlam çifti, telsizle yardım istedi. Türk yelkenciler, Yunan helikopterindeki askerler tarafından kurtarılıp Girit’teki bir hastaneye götürüldü. Didem-2 ise Girit açıklarında Akdeniz’in derin sularına gömüldü.

Sağlam çifti 3 gün hastanede tedavi olduktan sonra da havayoluyla Atina’ya oradan da Türkiye’ye döndü.

SİGORTA ŞİRKETİNE DAVA

Türkiye’ye döner dönmez başvurdukları, daha önce Didem-2’yi sigorta ettirdikleri şirketten kendilerini şoke eden bir yanıt aldıklarını belirten Kıymet Sağlam, şöyle dedi:

"Yıllık sigorta süresimiz 2011 yılı Haziran ayında bitiyordu. Yunan makamlarından gelen, teknenin batış şekli, kurtarılmamız, hastanede bize yapılan işlemleri içeren raporlara daha önce tekneyi kurtarmak için açılan dava ve sonuç tutanaklarını da Türkçe’ye çevirttip, sigorta şirketine başvurduğumuzda, 'Çalındığı tarihte sigortanız olduğu için tekrar yaptırmanıza gerek yok' denildi. Ancak, 7 Şubat 2012 tahinde sigorta şirketinden gönderilen Oto Hasar Müdürü Av. Fatih Üç ve Uzman Pınar Yapıcı Akkoç imzalı yazıda, 'İlk hadisenin (Çalınma) oluş şekli itibariyle emniyeti suistimal (Anahtarı karşı tarafa vermeyi kastederek) görülmüş olup ikinci hadisenin ise poliçe vadesi içinde oluşmadığı tespit edilmiştir' ifadelesini görürce, şoke olduk."

Deniz Hukuku alanında uzman olan avukatları Eşber Metin’e yetki verip, dava açtıklarını belirten Sağlam, 340 bin liraya sigortalı olan teknelerinin bedeli ile tekneyi kurtarabilmek amacıyla yapılan hepsi belgeli ve faturalı olan 150 bin liralık giderlerinin de tahsilini talep ettiklerini söyledi.



MS(AÖ/İD)



M.K.:Murat Kemer

A.G.: Ali Gezik

M.D.: Murat Durmaz