İçeriçumra Beldesi'nde çiftliği bulunan 56 yaşındaki Ali Haydar Aslan, 20 Ekim 2001 gecesi evinde yalnızken boğularak öldürüldü. Cinayeti işleyenler, Aslan'ın otomobilini alıp ortadan kayboldu. Jandarma olayla ilgili soruşturmayı sürdürürken, Ali Haydar Aslan'ın yeğeni 39 yaşındaki İhsan Sayaner ile Şakir Akça ve onun yeğeni 29 yaşındaki Erol Akça'nın aynı gün İstanbul'a otomobil almak için gittikleri belirledi. Cinayeti işlediklerinden ve Aslan'ın otomobilini satıp yeni otomobil aldıklarından şüphelenilen 3 kişi, İçeriçumra Beldesi'ne döndüklerinde gözaltına alındı.

HAPİS YILLARI BAŞLADI

Sorgularında baskı gördükleri ileri sürülen şüphelilerden Erol Akça, "Cinayeti biz işledik, kafasına tek el ateş edip öldürdük" dedi. Adliyeye sevk edilen Şakır Akça, yeğeni Erol Akça ve İhsan Sayaner, tasarlayarak adam öldürmek suçlamasıyla tutuklandı.

Yıllarca Suudi Arabistan'da sondaj işinde çalıştıktan sonra memleketi İçeriçumra'ya dönen ve iş kurduğu Ankara'ya gidip gelirken bir anda kendisini cezaevinde bulan Şakir Akça, suçsuzluğunu kanıtlamak için avukat tuttu, birikimlerini harcadı. Cezaevinde kaldığı 3 yıl 2 ayda mal varlığını bitiren ve ailesi dağılan Şakir Akça ve diğer 3 sanık ancak gerçek katillerin ortaya çıkmasıyla kurtuldu. Konya'da hırsızlık yaparken yakalanan Abdullah Günay ve kardeşi Aziz Günay, Ali Haydar Aslan'ın gerçek katili olduklarını itiraf etti. Abdullah ve Aziz Günay kardeşler cinayeti, öldürülen Ali Haydar Aslan'ın yeğeni İhsan Sayaner'le birlikte işlediklerini söyledi.

Davanın görüldüğü Konya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde cinayetten 3 yıl 2 ay sonra suçsuz oldukları kesinleşen Şakir Akça ve yeğeni Erol Akça beraat etti, diğer 3 sanık ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

TAZMİNAT DAVASI AÇTI

Şakir Akça, 2004 yılında tahliye olduktan sonra da suçsuz yere 3 yıl 2 ay hapis yattığını belirterek Adalet Bakanlığı aleyhine 2005 yılında Konya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne 50 bin lira maddi, 50 bin lira da manevi olmak üzere 100 bin liralık tazminat davası açtı. Tahliye olduktan sonra yaşamını yitiren yeğeni Erol Akça'nın ailesinin açtığı tazminat davası ise reddedildi.

Tazminat davasına bakan mahkeme kararını 2009 yılında verdi ve suç yere hapis yattığı 3 yıl 2 ayın karşılığı olarak Şakir Akça'ya, 6 bin 389 lira maddi, 5 bin lira manevi tazminatı tutuklandığı tarihten itibaren faizleriyle birlikte ödenmesine hükmetti.

Şakir Akça, hapis yattığı yıllar için öngörülen tazminatın komik olduğunu düşünerek kararı temyiz etti. Yargıtay maddi tazminatı tutuklandığı günden değil davanın açıldığı tarihten itibaren faiziyle ödenmesini onayladı, manevi tazminatı ise az bularak kararı bozdu.

TÜM VARLIĞINI YİTİRDİ

Şakir Akça, şimdi Konya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi, davayı yeniden görüp manevi tazminatın artırılmasını beklerken yaşadıklarını anlattı. Suçsuz yere yaşamının 3 yıl 2 ayını cezaevinde geçirdiğini söyleyen Şakir Akça, "Bu süre içinde birikmiş nakit paramın dışında biri villa, iki ev ve bir otomobili, mahkeme ve bizim masraflarımızı karşılamak için satmak zorunda kaldım" dedi.

Suudi Arabistan'dan kesin dönüş yaptıktan sonra İçeriçumra Beldesi'ne yerleştiğini, Ankara'da iş kurup oraya gidip geldiğini anlatan Şakir Akça, tutuklanmasını ve yaşadıklarını anlatırken şunları söyledi:

"Her şey yolundaydı. Ankara'dan ailemin oturduğu İçeriçumra'ya birkaç günlüğüne gitmiştim. 20 Ekim 2001 günü yeğenim Erol ve arkadaşı İhsan Sayaner ile birlikte satın aldığım otomobilin devrini almak için İstanbul'a gittik. Bir gün sonra döndüğümüzde cinayet suçlamasıyla gözaltına alındık. Jandarmada 7 gün sorgu altında tutulduk. Baskı sonucu yeğenim 'Cinayeti biz işledik. Tabanca ile kafasına 1 el ateş edip öldürdük' demesi üzerine 'tasarlayarak adam öldürmek' suçundan tutuklandık. Cezaevine düştükten sonra hayatının tamamen değişti. Tüm mal varlığını kaybettim.

Kendisine 3 yıl 2 ayın karşılığı ödenecek tazminatın çok al olduğunu belirten Şakir Akça, "Bu tazminatla benim işim, kariyerim, bütün sattığım evler geri mi gelecek? İşim yok, yiyecek ekmeğim kalmadı. 3 yıl 2 ay hapiste tutuldum, 11 yıldır ben bu olaylarla uğraşıyorum. Halan de mücadelem devam ediyor. Tamamen bitmiş durumdayım. Artık kimse iş vermiyor Bu kadar olay yaşadıktan sonra alacağım tazminatla en azından bakkal dükkanı açabileyim istedim. Ama o da olmadı. Ailemle aram tamamen bozuldu. Arkadaşımın iş yerinde yatıp kalkıyorum ve hayat mücadelesi veriyorum. Benim günahım neydi de bunlar başıma geldi?''