YYÜ'de görevli Prof.Dr. Mustafa Sarı, 2001 yılında yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını yaptığı yazılı açıklama ile kamuoyu ile paylaştı. Sel felaketi ile doğal olaylara hazırlıklı olma konusunda duyarsız davranıldığına dikkat çeken Prof.Dr. Sarı, uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemlerinin doğal afetlere hazırlık konusunda önemli imkanlar sağladığını söyledi. Plansız kentleşmenin önüne geçilmesini ve dere yataklarındaki binaların boşaltılması gerektiğine dikkat çeken Prof.Dr. Sarı, şöyle dedi:

"Olası bir sel felaketi için doğrudan uygulanabilir, risklerin görsel olarak algılanabildiği bir çalışmayı dikkatlerinize sunmak istiyorum. Uzaktan Algıma Merkezi olarak, 2001 yılında YYÜ, Van Belediyesi, Van Ticaret ve Sanayi Odası ile Van Ticaret Borsası ortaklığında TÜBİTAK koordinasyonunda yapılan 'Van Kent Bilgi Sistemi' üzerinden farklı şiddetlerdeki sel oluşumlarının kente vereceği zarara ilişkin bir çalışma yaptık. Dere yatağında en zayıf sel oluşması durumunda 10 metrelik bir genişleme olduğu takdirde 89 adet bina bu selden zarar görecektir. Eğer orta şiddette bir sel oluşursa ve bu sel dere yatağından 25 metre etrafa yayılırsa bu durumda selden etkilenecek bina sayısı 333 adede çıkmaktadır. Şiddetli sel durumunda en az 427, çok şiddetli sel durumunda en az 728 bina selden etkilenecektir. Bu veriler 2000 yılına ait uydu görüntüsü üzerinde, Van Kent Bilgi Sistemi kapsamında yapılan simülasyonla elde edildi. Ancak günümüzde bu yapılaşmanın ve buna bağlı olarak bina sayısının arttığı dikkate alındığında, Van kentinde olası bir sel felaketinin oldukça ciddi zarar vereceği görülmektedir. Sonuç olarak can kaybının olmaması ve zararların en aza indirilmesi için özellikle dere yataklarının her iki tarafında 25 metre mesafede bulunan binalar boşaltılmalı, köprü gibi yapıların durumu en yüksek taşkın seviyesi dikkate alınarak gözden geçirilmeli" dedi.