Olay, geçen 3 Ocak'ta merkez Aziziye İlçesindeki TOKİ konutlarında meydana geldi. Yeşil Mahalledeki TOKİ konutlarının 4'üncü katında yaşayan ve şizofreni teşhisiyle tedavi gören Selim Karabayır, yeniden hastaneye yatması gerektiğini söyleyen eşi Meral Karabayır'a şiddet uyguladı. Bunun üzerine eşi, polisi arayarak yardım istedi.

TEDAŞ'TA GÜVENLİK GÖREVLİSİ

TEDAŞ'ta 1998'den beri güvenlik görevlisi olarak çalışan Selim Karabayır, gelen polislerin bir anlık dikkatsizliğinden yararlanarak bıçakla saldırdı. İki çocuk babası Karabayır, Şehit Abdulkadir Batıbeyi Polis Merkezi Amirliği'nde görevli polis memuru 31 yaşındaki Suat Orak'ı kalbinden, 32 yaşındaki Selçuk Erel'i sırtından bıçakladı. Yaralı polislerden Suat Orak, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesinde tüm müdahalelere karşın kurtarılamayarak şehit oldu. Selçuk Erel ise Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Selim Karabayır olay yerine gelen özel hareket timi tarafından gözaltına alınarak ardından çıkarıldığı 1'nci Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanarak Erzurum E Tipi Cezaevine gönderildi.

Selim Karabayır hakkında Cumhuriyet Savcısı Mevlüt Yalçın tarafından hazırlanan iddianame 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Savcılık, Selim Karabayır hakkında Suat Orak'ı 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Selçuk Erel'i nitelikli adam öldürmeye teşebbüs suçundan ise 20 yıla kadar hapis cezası istedi. Selim Karabayır, savcılıkta verdiği ifadesinde lise mezunu olduğunu, şizofren olmadığını ancak 10 yıldır depresyon ilaçları kullandığını ileri sürdü. Güvenlik görevlisi olarak TEDAŞ'ta işe girerken sağlık raporu aldığını anımsatan Karabayır ifadesinde şunları söyledi:

KADIN DOKTORA AŞIK OLMUŞTUM

"2010 yılının son aylarında kafama hayal gibi bir şey takıldı. Bununla ilgili doktora gittiğimde depresyon ilacı verdi. Daha önce 3 gün hastanede yattım. Bunun sebebi de o zaman kadın bir doktora aşık olmuştum. Tayini Adana'ya çıktı. Ben de onu görebilmek için Adana'ya gittim. İşe gitmediğim için hakkımda soruşturma açtılar. Olay günü ise saat 10.00 gibi nöbetten eve geldim. Kahvatı yaparken evin kapısı çalındı. Dürbünden baktığımda 2 resmi kıyafetli polis memurunun kapıda beklediğini gördüm. Kapıyı açtım, bana 'Bizimle karakola geleceksin' dediler. Ben de kendilerine herhangi bir suç işlemediğimi belirterek 'gelmem' dedim. Polisler ısrar etti. Evin mutfağına giderek bıçağı aldım. Daha önce akıl hastalarının aralarında kalmıştım, bunu hatırladım. Bıçağı polis memuru Selçuk Erel'in bacağına salladım, ancak isabet ettiremedim. Bıçakla ikinci hamleyi yaptım. Bıçağa baktığımda kan izi olduğunu gördüm. Kapıyı kapattım ve evin içerisinde kanlı bıçağı peçeteyle silmeye çalıştım. Fakat silinmedi, ben de bıçağı kahvaltı sofrasına bıraktım. Kahvaltı yapmaya devam ettim. Yaklaşık 15-20 dakika sonra 2-3 polis memuru daha geldi. Bıçağı tekrar sofradan alarak kapıyı açtım, polis memurları 'bizimle geleceksin' dediler. Kendimi kaybederek hamle yaptım ve Suat Orak'ı bıçakladım. Neresine vurduğumu hatırlamıyorum. Pişmanım, öldürmek amacıyla hareket etmedim. Psikolojim yerinde, hasta değilim. Tutuklanacak olursam hastaneye değil, hapishaneye gönderin."

Eşinin rahatsızlığı nedeniyle hastaneye götürülmesi için karakola başvurduğunu anlatan Meral Karabayır da, "Kapı zili çalınca kocam dürbünden baktı. Polislerin geldiğini görünce mutfaktan bıçak aldı. Kapıyı bıçağı saklayarak yarım şekilde açtı. Polis memuru karakola gelmesini söyleyince bıçakla saldırdı ve kapıyı kapatıp odaya geldi. Elindeki bıçağın kanlı olduğunu gördüm. Bana 'Ben sana demedim mi, kapıma gelen polisi öldürürüm. Bıçakladım işte. Gebersinler' diye konuştu. Sonra kapı zili tekrar çaldı. Eşim kapıyı açıp diğer gelen polis memuruna saldırdı. İçeri geldi ve 'yine bıçakladım' dedi. Polis memurlarının yaralanıp yaralanmadığını görmedim" diye konuştu.

Tutuklu sanık Selim Karabayır'ın yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.