Olay, 12 Nisan'da Acırlı Beldesi'ndeki Çok Programlı Lise'de meydana geldi. İddiaya göre, devamsızlık ve disiplinsiz davranşlarda bulunan okulun 9'uncu sınıf öğrencisi Ş.O.,  yakınları ile okula geldi. Öğrenci ile dayısı H.P., odasında bir süre görüştükleri Müdür Vekili Cengiz Gültekin ile tartışmaya başladı. Öğrenci Ş.O. ile dayısı H.P.,  Müdür Vekili Gültekin'e saldırıp darp etti. Sesler üzerine okuldaki güvenlik görevlisi, saldırganlara müdahale ederek, dışarı çıkardı. Müdür Vekili Cengiz Gültekin, olay sonrası okula gelen jandarma ekiplerine şikayetçi olduğunu söyledi. Hastaneye giden Gültekin'in bir parmağının kırıldığı belirlenirken, 10 günlük iş göremez raporu verildi.

SENDİKALARDAN KINAMA

Midyat'ta faliyet gösteren Eğitim-Sen, Özgür Eğitim-Sen, Türk Eğitim-Sen temsilcileri ile sendikalara üye yaklaşık 100 eğitimci, ortak basın açıklaması yaparak, okul müdürüne yönelik saldırıyı kınadı. Sendikalar adına basın açıklaması yapan Eğitim Bir-Sen Midyat Temsilcisi Abdulkadir Altay, saldırıyı gerçekleştiren öğrencinin sorunlu olduğunu okulda birçok olay çıkardığını belirtti.

"ABA ALTINDAN SOPA"

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in, 'Velimi üzeni ben de üzerim' dediğini hatırlatan Altay, Bakan Dinçer'in kendi çalışanlarına aba altından sopa gösterdiğini ileri sürerek, şunları söyledi:

"Sayın bakanımız 'velimi üzeni ben de üzerim' demiş. Dünya üzerinde kutsal sayılan bu mesleği icra eden, kendi çalışanına aba altından sopa göstermiştir. Sayın Milli Eğitim bakanımız; Biz öğretmenler olarak ne velimizi ne de öğrencimizi üzüyoruz; aksine evimizden, çocuklarımızdan fedakarlık yaparak onların gelişmesi için gereken bütün çabaları sergiliyoruz. Oysa bu olayda örnek olduğu gibi yine üzülen biz oluyoruz. Hatta üzülmeyi bırakın, darp edilen ve toplumda gururu incinen kesim biz öğretmenler oluyoruz. Şimdi soruyoruz sayın bakanım; bu durumda öğretmeninizi korumak için siz ne yaptınız veya ne yapacaksınız? Mağdur edilen eğitimcilere bakanlık sahip çıkmalı. öğretmenin kendisi baskılardan dolayı vazgeçse bile bakanlık, hukuk sınırları dışına çıkılarak kaba kuvvetle halledilmeye çalışılan bu tür olayların takipçisi olmalıdır. Gerekirse kamu davası kapsamında takibini yapmalıdır. Bakanlık yapmasa da biz sendikalar yapıyor ve yapmaya devam edeceğiz"