"BUNLAR BİZİM MORALİMİZİ BOZMAZ BOZMAYACAKTIR BOZMAMALIDIR"

Çiçek, terör sorunun hükümetleri aşan bir sorun olduğunu vurguladığı konuşmasında "Bu coğrafya çok zor bir coğrafya. Bu coğrafya dünyanın en karmaşık bölgeleriyle kuşatılmış ve dünya dengesini gelişen olaylarla bozabilecek hassas bir yer. Bu coğrafyada ancak güçlü olan, bir ve beraber olan toplumların geleceği garantidir. Bunlar bizim moralimizi bozmaz bozmayacaktır bozmamalıdır. Milletimizin birliği beraberliği huzuru için kararlılığımızı devam ettirmeliyiz. Onun için terör sorunu hükümetleri aşan bir devlet sorunudur. Bunu devlet sorunu olarak kabul etmediğimizde, gündelik siyasetin malzemesi olur. Bu da terörün tuzağına düşmek olur. Türkiye bir avuç falanca filanca örgütle uğraşmıyor bu uluslararası bir komplodur Türkiye'ye karşı. Uluslararası dayanakları olan ve dünyadada en çok destek olan bir örgütle Türkiye uğraşmaktadır. Keşke bununda hap cinsinden bir çözümü olsa da, o hapı yutsa ve ertesi gün bu ağrılar sızılar ortadan kalksa" diye konuştu. Türkiye'nin gelişmiş ülke olmasından rahatsız olan ülkelerin bulunduğunu ifade eden Meclis Başkanı Çiçek, "Siz ülke olarak ilk ona gireceğiz derseniz birilerinin ayağına basarsınız, ayağına bastıklarınızın da bugün sarıldığı enstrüman terördür. Zaman zaman aynı ittifak içinde aynı komisyonlarda olduğumuz bir takım ülkeler var, bunlara sorarsanız bunlar PKK'yı terör olarak kabul ediyorlar, ne zaman 2002'den bu yana. PKK'nın eylem koyduğu tarih 1984. 15 Ağustos 1984'ten 2002 ye kadar hayır kuruluşumuydu. 15 ağustos 1984'den 2002'ye gelene kadar, kanlı terör örgütünün katlettiği, kanına girdiği insan sayısı 30 binin üzerindedir. 2002'ye kadar bir idrak zaafiyeti mi vardı bazı ülkelerde? Ta ki 11 Eylül de ikiz kuleler bombalanıncaya kadar terör örgütüne her türlü kolaylık sağlanmıştır." dedi.


"BU ANAYASANIN DENGELERİ DOĞRU KURULMAMIŞTIR"

Yeni anayasa ile ilgili de konuşan Meclis Başkanı Cemil Çicek, "Evvela bu bir ihtiyaçtır ihtiyaç yoksa gündeme gelmez. Bugün toplumun her kesiminden siyasi partiler, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşlarının ortaya koyduğu Türkiye'nin gerçekten yeni bir anayasaya ihtiyacı olduğu. Çünkü bu anayasanın yapılış tarzı demokratik değil. Belli sayıda insanın bir araya geldiği, kendisini milletin yerine koyduğu millete birşey sormadan millete uygun olan budur diyerek, bugünkü anayasayı yürürlüğe koydular. Dolayısıyla yapılışında demokratik olmayan bir yol ve yöntem belirlemiş oldu. Çünkü bu işin önünde halk yok içinde halk yok ortasında halk yok" dedi.

Çiçek mevcut anayasanın rejim krizi tehlikesi bile doğurabileceği imasında bulunarak "Bir ülkede çıkabilecek en derin kriz rejim krizidir. Ekonomik kriz olur atlatırsınız. Başka türlü problemler olur, onları çözersiniz. Ama rejim krizi söz konusu olduğunda, onun olumsuzluk anlamında tesir kat sayısı çok yüksektir. O kalp krizi gibi bir şeydir temelden sarsar, onu atlatmak çok kolay olmaz. Daha 1993'te bile bir rejm krizi çıkar sözü bir gerçeği ifade ediyor. Nitekim bu anayasa yürürlükte olduğu sürece, işte bugün yargılama konusu olan bir takım olaylar bu dönemde çıkmıştır. Bunun rejimlede doğrudan alakası vardır. Dolayısıyla bu anayasa olduğu sürece seçimlerinde çok fazla bir anlamı kalmıyor. Çünkü bu anayasanın dengeleri doğru kurulmamıştır, bu anayasa vesayet esasına göre kurulmuştur" dedi.


"YENİ ANAYASA MECBURİYET HALİNE GELDİ"

Yeni anayasa için talep olduğunun altını çizen Çiçek "Bir ihtiyaç var talepte var, ama son iki aydan beri yeni bir anayasa yapmak , meclisteki 4 siyasi parti için 24. dönem parlemento için artık bir mecburiyet haline de gelmiştir. Bu mecburiyet nereden kaynaklanıyor? Belli bir süreden beri bu anayasayı yapanlarla ilgili bir yargılama süreci var. "Siz 1961 anayasasını ortadan kaldırdınız, darbe yaptınız, bunun sonucu olarakta suç işlediniz." Halbuki anayasanın 6. maddesine göre hiç bir kişi ve kurum kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Dolayısıyla siz bu anayasayı yapanları, eskisini ortadan kaldırdın deyip yargılayıp onların yaptığı bir anayasayla Türkiyeyi yönetmek gibi bir tezatı uzun süre sürdüremeyiz. Bunu dünyanın hiç bir yerinde de izah edemeyiz. Ortada çok ciddi temel bir çelişki var. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmanın ve taşları yerli yerine oturtmanın yolu da yeni bir anayasa yapmaktan geçiyor. Onun için siyasi partilerimizin bu manada çok büyük bir sorumluluğu var" diyerek siyasilere yeni anayasa konusunda önemli mesajlar gönderdi.