Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan başkanlığında 3 yardımcı doçent, araştırma görevlileri ve doktora yapan öğrencilerden oluşan 14 kişilik ekip, Marmaris Körfezi’nin kirliliğine yönelik 10’uncu etap çalışmasını gerçekleştirdi. Marmaris Çevrecileri Derneği'nin desteği ve sponsorluğu eşliğinde yapılan çalışmalarda yine 18 noktadan su örnekleri alındı. Yerinde ölçümler yapıldı. Denizin besleyiciliğinin ilk halkası olan klorofil ağırlıklı çalışma teknede kurulan mini laboratuvar ile yapıldı.

Çalışmalar sonunda açıklama yapan Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan, tüm ölçüm parametrelerini gözönüne alındığında sonucun pek parlak olmadığını söyledi. Prof. Dr. Tarkan, körfezin bir Haliç olmayacağını belirterek, "Haliç çok ekstrem bir konu ama burada olabilecekleri tahmin etmek zor değil. Oksijenin yaz ay değerleri 5 miligram altına inmiş durumda. Bu Marmaris Körfezi için iyi değil tabii ki. Bu şekilde devam etmesi durumunda Marmaris Körfezi 15- 20 yıl sonra şu andaki durumundan çok daha kötü olacaktır. Örneğin alg üremesi olabilir. Kokuşma meydana gelir ki bu da turizmin bitmesi anlamına gelir. Bunun için önlem almamız gerekir" dedi.

Bunun için her kurumun üzerine düşen görevi yapması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tarkan, "Hep birlikte hareket ederek bu kirliliği önlememiz gerekir. Bunun için de öncelikli olarak evsel atıklarımızı çok düzenli ve sıkı takip etmemiz gerekiyor. Bunların denize deşarj bölgelerinin sık sık denetlenip gözden geçirilmesi gerekir. Teknelerin bakımları yapılıp bunlardan denize herhangi sıvı ve katı atık verilmemesi konusunda tekneleri işletenler uyarılmalıdır. Derelerden gelen atıklar veya kirleticileri kontrol altında tutmak gerekir. Bir de yaz aylarında çok sayıda turistin Marmaris’e geldiğini düşünecek olursak turizm baskısı da artacaktır. Bu konuda bu sektörde hizmet veren kişilerin eğitimi önemlidir. Onların aydınlatılması gereklidir" diye konuştu.

"KÖRFEZ HEPİZİMİN"

Su Ürünleri Temel Bilimleri öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nedim Özdemir de Marmaris’teki yetkili kurumların istemesi halinde birlikte bir çalışma içine girilebileceğini söyledi. Sezon öncesinde bu kurumlara eğitim verebileceklerini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Özdemir, "Bu 2012 için çok iyi bir hazırlık dönemi olacaktır. Üniversite olarak bu kurumlardan ilgi ve alaka bekliyoruz. Hep yanlarındayız. Marmaris körfezi hepimizin. Gelecek için şimdiden tedbir almamız şart. Çünkü bu kirlenme bu kadar hızla gidecek olursa gelecek yıllarda daha da kötüye gideceğini görüyoruz. Özellikle turizm mevsiminde su kalite parametrelerinde yüksek rakamlar elde ettik. Sezona bağlı olarak bu rakamlar daha da yükselecektir. Bu nedenle ilgili kurumlarla ortak çalışmak öneriyoruz" dedi.

"BALIK ÖLÜMLERİ"

Marmaris sahiline geçtiğimiz günlerde vuran ölü balıklar konusuna da değinen Prof. Dr. Tarkan, ölçümlerinde herhangi bir zehirlenme belirtisine rastlanmadığını söyledi. Prof. Dr. Tarkan, sahillerde zaman zaman bu tür manzaralara rastlamanın mümkün olduğunu kaydederek, şunları söyledi:

"Bunu üç nedeni var. Denize gelen dereler veya benzeri yollarla gelen toksik maddeler balıkları etkileyebilir. Denizdeki sıcaklık tabakalaşmaları, yani sıcaktan soğuğa birden bire geçişle balığın şoka girmesi söz konusudur. Son olarak da bu balıkların daha önce avlanmış olması ve ıskartaların denize atılmak suretiyle dalgalarla sahile gelmiş olmasıdır. Marmaris’teki ölü balıkları inceledik. Üzerlerinde herhangi bir sümüksü madde, parazit ve benzeri madde, balıkları olumsuz etkileyecek hiçbir unsura rastlanmadı. Muhtemelen teknelerden atılmış ve yerlilerin Lapa adını verdiği 10 santim civarındaki bir balık bunlar. Piyasada para etmeyeceği için elenen balıklar denize atılmış ve dalgalarla sahile vurmuş diye düşünüyoruz."

"BİRLİKTE HAREKET EDELİM"

Marmaris Çevrecileri Derneği Başkanı Ahmet Kutengin de körfezde elde edilen verilerin iyi olmadığını açıklayan bilim adamlarından sonra yaptığı açıklamada, "Bilim adamlarımız körfez kirli diyor. Eğer bir seferde alınan numunelerle sonuca gidiliyorsa bizim bu kadar çalışmamız boşuna mı? Önemli olan bağcıyı dövmek değil üzüm yemek. Marmaris’i gelecek nesillere taşımak. Bunun için de tüm STK ve yöneticilerimizi, kamu kuruluşlarını hep birlikte hareket etmeye davet ediyoruz" dedi.