Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü düzenlediği basın toplantısında 'Marmara Bölgesi'nde Deprem ve Tsunami Hasarlarının Azaltılması ve Türkiye'de Afet Eğitimi' isimli proje hakkında bilgi verdi.


Basın toplantısına Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Kandilli Rasathanesi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özel, Sakarya Üniversitesi Jeofizik Mühendisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Levent Gülen ve Japan Agenty for Marine Earth Science and Technology adına Dr. Yoshiyuki Kaneda katıldı. Marmara Bölgesi'nde Deprem ve Tsunami Hasarlarının Azaltılması ve Türkiye'de Afet Eğitimi isimli projenin Yürütücüsü Sakarya Üniversitesi Jeofizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Levent Gülen toplantıda yaptığı açıklamasında depremin doğal afetlerin başında geldiğini söyleyerek, Türkiye'de ve dünyada yaşanan depremlerde bir çok insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekti.




"İLK KEZ DENİZALTI GPS İSTASYONLARI KURULACAK"


"Japonya da Türkiye gibi sürekli deprem afetine maruz kalan bir ülkedir" diyen Gülen, şunları söyledi:


 "Japon ve Türk bilim adamları birlikte bu proje kapsamında Marmara bölgesinde deprem sonucu oluşacak can ve mal kaybını minimuma indirebilmek amacıyla en modern teknolojileri kullanarak Marmara Denizinde denizaltı gözlem istasyonları kuracak, bilimsel araştırmalar yapacak ve elde edilen verileri değerlendireceklerdir" dedi. Gülen, "Japon–Türk Deprem Araştırmaları Projesi (JTDAP) çerçevesinde Türkiye’den ve Japonya’dan toplamda 22 üniversite, araştırma enstitüsü ve kamu kurumları işbirliği ile oluşturulan konsorsiyum kapsamında her iki ülkeden de alanlarında uzman bilim adamları ekibinin katılımı ile Marmara Denizi'nde en modern ölçüm teknolojisine sahip deniz altı deprem istasyonları, deniz altı elektromanyetik istasyonları ve ilk kez denizaltı GPS istasyonları kurularak 5 yıl boyunca ölçümler yapılacak. Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içersindeki kollarının depremselliğinin belirlenmesine yönelik detaylı bir bilimsel çalışma Türk ve Japon bilim adamları tarafından gerçekleştirilecektir."


"AMAÇ DEPREM ZARARLARININ VE CAN KAYBININ AZALTILDIĞI TÜRKİYE YARATMAKTIR"


Gülen sözlerine şöyle devam etti:


"Elde edilecek ölçüm sonuçları kullanılarak muhtemel bir Marmara depreminin oluşturacağı deprem ve tsunami hasar ve tehlike haritalarının güncellenmesi öngörülmüştür. Bahsedilen bilimsel çalışmalardan elde edilecek sonuçlar görselleştirilerek afet eğitiminde kullanılacak ve deprem gerçeğinin daha iyi anlaşılacağı bir toplumsal bilinç oluşturulması hedeflenmektedir. Ayrıca bu proje deprem ve tsunami erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, sistem çıktılarının medya, internet ve telefon şebekeleri ile en hızlı bir şekilde geniş kitlelere ulaştırılması ve bu sistemlerin kurulmasına yönelik altyapı çalışmalarına destek sağlayacaktır. Ayrıca bu projeden elde edilen veriler ve projenin sonuçları son günlerde Türkiye’nin gündemini oluşturan önemli konulardan biri olan Marmara Bölgesindeki Kentsel Dönüşüm projelerine önemli bir veri girdisi sağlayacaktır. Projeden genel olarak beklenen sonuç, Bilimsel araştırmaya dayanılarak elde edilecek sonuçların afet eğitiminde kullanılıp, kısa, orta ve uzun dönemde depreme hazırlık seviyesinin arttırılarak deprem zararlarının ve can kaybının azaltıldığı bir Türkiye yaratmaktır."


JAPONYADA GÖRDÜĞÜNÜZ BOYUTTA TSUNAMİ OLMAZ"


"Proje ne kadara mal olacak, İstanbul'da tsunami olası mıdır?" şeklindeki soruya Mustafa Erdik, "İstanbul'da tsunami olasılığı mümkün ama Japonya'da olduğu gibi fay hattından değil deniz dibinden meydana gelecek heyelandandır. Biliyorsunuz Marmara'nın derinliği bir kilometreye yakındır ve 30 dereceye yakın eğimler vardır ve geçmişte deniz dibinde büyük toprak kaymaları heyelanlar gözükmüştür. Bunların bir depremden sonra olması mümkün ve bunların tsunami yaratması mümkün ama bu hiçbir zaman Japonya'da gördüğünüz boyutta tsunami olmaz" dedi.




"PROJENİN MALİYETİ 5.4 MİLYON EURO'DUR"


Projenin maliyetinin ne kadar olduğu sorusuna Levent Gülen, "Maliyeti 5.4 Milyon Euro'dur. Bu projenin finansmanını ise Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı ve Japon Bilim ve Teknik Ajansı sağlıyor" diye cevap verdi.


Mustafa Erdik, "Şu an denizin dibinde Marmara'da çalışan zaten 5 adet istasyon mevcut bunlara ilave olarak gelecek. Aynı zamanda bu proje yine Avrupa Birliği'nden almış olduğumuz Marsay isimli yine Marmara Bölgesi'yle ilgili başka proje ile birleştireceğiz. Orada da 12'ye yakın Avrupa Devleti ile bereber çalışacağız" dedi.




ERKEN UYARI SİSTEMİ


Erken Uyarı Sistemi'ne ilişkin sorular üzerine Mustafa Erdik, şöyle konuştu:


"Bu İstanbul Deprem Bilgi Sistemi Projesi diye aldığımız bir proje. Şu andaki İstanbul'daki mevcut olan ve acil müdahale sistemi kapsamında kullandığımız 100 cihaz vardır. Bu 100 cihaz valiliğimizin de katkısıyla 200'e çıkıyor. En büyük kullanıcıları İstanbul Valiliği ile birlikte İGDAŞ olacak. İGDAŞ da ayrıca kendi bölgelerine koymak üzere 100 cihaz alıyor. Bu 100 cihaz yıldan yıla artacak. Yani yaklaşık 5-6 yıl içinde İstanbul neredeyse 500 -600 cihaz aynı anda çalışmaya başlayacak ki dünyanın belki de en iyi donanılmış bir kenti olacak. Buradan gerek acil müdahale gerek erken uyarıdan çıkacak bilgiler aynı zamanda valiliğimizde de kullanılacak. İGDAŞ tarafından kullanılacak. Şu anda iki tanede tünelimiz var bunları kullanacak. Bir tanesi Marmaray Tüneli, diğeri Avrasya dediğimiz ve Marmaray'ın güneyinden geçen ikinci tüneldir. Her iki tünel de de herhangi bir deprem anında trafiğin durdurulması erken uyarı vasıtasıyla yapılacak."


Erdik sözlerine şöyle devam etti:


"10 saniye tabii basına verilmiş bir bilgidir. Bu depremin kaynak yerine göre ve sinyalin verildiği yere göre 4 saniye ile 15 saniye arasında değişir. Yani 10 saniye ortalama bir rakam. Ama bu değişkenlik gösteren bir rakamdır. Şu anda evinde oturan bir vatandaş için bir şey değişmiyor. Evinde oturan vatandaş için değişecek olan bir deprem sonrasında herhangi bir şekilde doğalgaz kaçağından dolayı yangın olmamasıdır" diye konuştu.


Erdik, "Bu sistemi kullanacak çok sayıda petrokimya dolum tesisi vardır. İstanbul çok sayıda fabrika vardır. Ancak her bir tesisin kendi acil durdurma planları kendi kullanım şeklinde kendisinin karar vermesi lazım" dedi.




"5 TANE DAHA DENİZALTI DEPREM İSTASYONU KURMAYI PLANLIYORUZ"


"Cihazlar kim tarafından veriliyor?" şeklindeki soruya Erdik, "Cihazlar verilmiyor. Sadece sinyal veriliyor onlara. Cihazlar gerek valiliğin gerek bizim cihazlarımız buradan sinyal üretilecek ama isteyen kurumlara istediği şekilde sinyaller verilecek. Ama Sinyali nasıl kullanacakları kendi yetkilerinde olan bir şey" diye cevap verdi. Sorular üzerine Levent Gülen, "Marmara Denizi'ne kurulması planlanan istasyonlar, fayın her iki tarafında da olacak. Özellikle Tekirdağ çukuru ve Çınarcık çukuruna fokuslanmış durumdayız. 5 tane deniz altı deprem istasyonu yeterli değil, biz de 5 tane daha bu proje kapsamında kurmayı planlıyoruz. Toplam 10 adet deniz altı deprem gözlem evi deprem istasyonumuz olacak. Bu istasyonlar sayesinde çok hassas olarak Kuzey Anadolu fay hattı boyunca Marmara Denizi içinde ve civardaki depremleri çok küçük depremleri hassas bir şekilde saptayabileceğiz" şeklinde konuştu.


"ÖNÜMÜZDEKİ YAZ ALETLERİN DENİZİN ALTINA KURULMASINA BAŞLANIYOR"


"Proje ne zaman başlıyor?" sorusuna Gülen, "Önümüzdeki yaz aletlerin denizin altına kurulması başlanıyor" dedi. Japonya'daki bilimadamlarıyla aynı bilgiye sahip olduklarının altını çizen Gülen, "Japonya'da depremler çok daha uzak mesafede olduğu için onlar daha uzun süre var onların deprem uyarılarında. Bizde ise hemen adaların güneyinden geçen bir faydan bahsediyoruz. Çok daha yakın. Dolayısıyla bizim erken uyarı sistemlerimiz 5-10 saniye gibi maksimum sonuç elde edebiliyoruz. Bu tamamen depremin oluş noktasıyla ilgilendiğimiz bölge arasındaki mesafeye ilişkili. Yoksa bilgi ya da alet eksikliğimiz yok" diyerek sözlerini tamamladı.