KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kamu-Sen'in Antalya'nın Manavgat İlçesi'ne bağlı Side Beldesi'ndeki Sueno Otel'de düzenlenen toplantısına katıldı. Toplantının açılışında konuşan Eroğlu, Kıbrıs'ta müzakerelerin geçmişinin 1959 ve 1960'lı yıllara kadar gittiğine işaret ederek, yıllardır süren müzakerelerden bir sonuç alınamadığını belirtti. Eroğlu, Kıbrıs müzakerelerini uzun bir süre Rauf Denktaş'ın ardından Mehmet Ali Talat'ın sürdürdüğünü hatırlatarak, şimdi de kendisinin müzakerelere katıldığını kaydetti.

"RUMLARIN UZLAŞMAYA NİYETİ YOK"

Geçen Perşembe günü yapılan görüşmede BM Genel Sekreteri'nin temsilcisinin yanında Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'a, 'Bu, bizim lider olarak son toplantımızdır' dediğini kaydeden Eroğlu, "Rumların uzlaşma niyetleri yok. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımasaydı sorun çoktan çözülürdü. AB Rumları üye olarak almasaydı sorun yine çözülürdü" dedi.

Rumların meşru devlet olarak tanındığı sürece çözümün olmayacağını belirten Eroğlu, "Rumların tuzu kuru. Böyle bir yapıda olan Rumların bizimle anlaşacağını düşünür müsünüz" diye sordu.

Rumlarla bugüne kadar yapılan müzakerelerde sadece ekonomi ve iş güvenliği konularının bağlandığına değinen KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, mülkiyet, egemenlik ve diğer bütün konuların hâlâ görüşme masasında olduğuna işaret etti.

"DÜNYAYA ANLATAMADIK"

Eski Rum kesimi liderlerinden Klerides'in, 'Müzakere masasında olup hiçbir anlaşmaya imza atmayız' dediğini aktaran Eroğlu, şöyle konuştu:

"Dünya artık şu gerçeği görmeli: 1977 yılında Denktaş- Makarios anlaşmaları rafa kaldırıldı. 1985'te Denktaş'la Klerides bir taslak üzerinde anlaştı. Biz taslağı o zaman meclisten geçirdik. Ama Rum meclisi kabul etmedi. En son Annan Planı'na bile, ben karşıydım ama halk kabul etti, Rumlar etmedi. Dünya bunu anlamalı. Biz, Rumların uzlaşmazlığını dünyaya anlatamadık. Annan Planı'ndan sonra bu ortadayken Talat Bey (Mehmet Ali Talat) müzakerelere başladı. Ben de devam ettim. Benim dönemimde yapılan müzakereler için Genel Sekreter beni suçlayamaz. Masada sürekli öneriler yapan taraf biz olduk. Rumlar hep sabit kaldı ve daha fazlasını istedi. Rumlara istediklerini verirsek bize yaşayacak toprak kalmaz."

"AB TARAF OLDUĞUNDAN TOPLANTILARA KATILAMAZ"

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne bir mektup yazdığını açıklayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, mektupta bundan sonra görüşmelerin Türkler, Rumlar ve Yunanistan, İngiltere ve Türkiye'nin katılımıyla 19 Nisan'da 5'li olarak yapılmasını istediğini belirtti. Bunu daha önce de söylediğine işaret eden Eroğlu, "Bu önerime Rumlar, Güvenlik Konseyi üyelerini ve AB'yi eklemek istiyor. Rumlar hem AB'nin hem de BM'nin üyesi, dolayısıyla o kurumlar taraf oldukları için o toplantılara katılamaz. Toplantı Kıbrıs'la ilgili, sadece garantörler katılabilir. 20 Nisan'dan sonra bu toplantıların olup olmayacağını göreceğiz. Toplantı olmazsa müzakere etmenin anlamı yok" diye konuştu.

RUMLARIN ŞIMARIKLIĞI

Bu toplantının olmaması durumunda Rumlar'da başkanlık seçimi dönemine girileceği için müzakere etmenin anlamının olmayacağını kaydeden Eroğlu, "Rumlar'da başkanlık seçimi yapıldıktan sonra yeni bir masa kurulur. Biz masaya oturmak için şartlarımızı belirleriz. Biz, dün yaşadıklarımızı yaşatmayacak ve bugünün gerçeklerinden hareket ederek yeni bir anlaşma istiyoruz" dedi.

Rumların müzakerelerden kaçtığını ve bütün dünyanın onları şımarttığını vurgulayan Eroğlu, "Şimdi bütün bu olanları dünyanın gözüne sokmaya çalışıyoruz. Görüyorlar ama görmezden geliyorlar. Rumları AB'ye alırken, 'bu geçici' demişlerdi. Şimdi Temmuz'da dönem başkanlığını verecekler" diye konuştu.

NE AÇIZ, NE AÇIKTAYIZ

Rumlarla mutlaka anlaşma yapacakları yolunda bir baskı altında olmadıklarını belirten Eroğlu, "Mutlaka anlaşma olsun diye uğraşmıyoruz. Biz eskiden yaşadıklarımızı yaşamak istemiyoruz. Nihayetinde ne açız, ne açıktayız. Üstümüzde ay yıldız var" dedi.

KAMU-SEN BAŞKANI KONCUK

Toplantıda konuşan Türkiye Kamu-sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da Türkiye Kamu-Sen'in 20 yıldır hak bildiği yolda emin adımlarla yürüdüğünü söyleyerek, "20 yıl önce bir avuç kamu çalışanın kurduğu Türkiye Kamu-Sen bugün 400 bin aşkın üyesi olan gerçek bir sendikadır. Her şartta memurların gerçek temsilcisiyiz" görüşünü dile getirdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen 4+4+4 yasasıyla 50 bine yakın sınıf öğretmeninin açıkta kalacağına işaret eden Koncuk, "Biz imam hatiplerin orta kısımlarının açılmasından yanayız. Kur'an-ı Kerim ve peygamberimizin hayatının ders olarak okutulmasından yanayız. Hatta bu konuda geç kalındığını düşünüyoruz" dedi.

Kamu-Sen'e bağlı 11 sendikanın yöneticilerinin katıldığı Teşkilat Buluşması toplantısı yarın sona erecek.