Kılıçdaroğlu, Ankara Sitelerde bulunan Mobilyacılar ve lakeciler Esnaf ve Sanaatkar Odaları'nı ziyaret etti. Oda Başkanı Hüseyin Taklacı'dan bilgi alan Kılıçdaroğlu daha sonra esnaf temsilcilerini dinledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ziyaretine Ankara Milletvekilleri de eşlik etti.

Esnafın sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, 1960'larda kurulan Siteler'in bugüne kadar marka olamamasının nedenini herkesin düşünmesi gerektiğini söyledi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, "Mobilyacıların bulunduğu sitelerin de organize sanayi bölgesi olması gerekiyor. Bununla ilgili kanun teklifi verdik. Ancak diğer partilerden gerekli desteği bulamadık" dedi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Size düşen görev: iktidar partisine de diğer siyasi partilere 'Burası neden organize sanayi bölgesi olmuyor?' diye sormanızdır. Yapmıyorlarsa diyeceksiniz ki; 'Yapmıyorsanız size oy vermeyeceğiz.' 'Hem yapmayacak hem oy vereceğim, sonra dönüp dönüp ağlayacağım.' Kimse kusura bakmasın, bu işin sonu çıkmaz sokaktır."

"SOSYAL DEVLET İLKESİNE AYKIRIDIR"

Kılıçdaroğlu, esnafların sosyal güvenlik sisteminde şikayetçi olduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Esnaf çalışıyor, zamanı geliyor emekli oluyor. Aldığı emekli maaşıyla geçinemiyor. Ne yapacak? Yeniden çalışacak. Sen misin çalışan, emekli aylığından yüzde 15 kesiliyor. Ben primimi ödemişim, kanuna göre emekli olmuşum. Benim hakkım bu maaşı almak. Neden çalışıyorum diye benim emekli aylığımdan kesiyorsun. Bu sosyal devlet ilkesine aykırıdır. Ben çalışıyorsam, çalışmayı bıraktığım andan itibaren benden kestiğin yüzde 15'i emekli aylığıma yansıtacaksın. Öbür türlü adı nedir bunun, kimse kusura bakmasın, devletin aldığı rüşvettir. Buna da izin vermemek gerekiyor. Bu bizim anlayışımız, bunun kalkması lazım. "Bir siyasetçi olarak, ülkesini seven bir siyasetçi olarak, insanını seven bir siyasetçi olarak, Türkiye'nin bir refah toplumu olmasını isteyen bir siyasetçi olarak herkesin evine alın teriyle kazandığı ekmeği götürmesini isteyen bir siyasetçi olarak Türkiye'ye yeni bir pencereden bakıyorum. Geçmişi bir tarafa bırakın. Bu memlekette huzur içinde yaşamalıyız. Bu memlekette herkesin işi, aşı olmalı. Bu memlekette özgürlük olmalı, refah olmalı, zenginlik olmalı. Zenginliği nasıl yaratacağız, nasıl zengin olacağız? Çalışarak ve üreterek. Üretmeden zenginlik olmaz. Çalışacağız, üreteceğiz. Ürettiğimizi de hakça bölüşeceğiz.Son on yılda 10 kez mali af çıktı. Niye mali af çıkar. Esnaf borcunu, sanayici yükümlülüklerini yerine getiremiyor da onun için. Sonra ne oluyor. 'Af şantaja dönüşüyor, 'Beyanını artır arttırmazsan gelip seni inceleyeceğim.' Olmaz. Demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacımız var. Yeni bir iklime ihtiyacımız var. Türkiye'de barışa ihtiyacımız var, Türkiye'de huzura ihtiyacımız var. Türkiye'de siyaset kurumunun halka hesap vermeye ihtiyacı var. Hepiniz vergi ödüyorsunuz. Ödediğiniz vergilerin nereye harcandığını biliyor musunuz? 'Nereye gidiyor bu paralar' diye sormanız lazım. Demokrasilerin çıkış noktası vatandaşın ödediği vergileri sorgulamasıyla başlamıştır. Vergi ödüyorsam benim sorunumu çözeceksin. Demokrasinin kuralı budur."

"48 YIL GEÇSE DAHİ İLK 10 ARASINA GİREMİYORUZ"

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye'de büyük mobilya merkezlerinin kurulduğuna dikkat çekerek, kendi milliyetçilik anlayışında, "Önce bizim insanımız kazanacak" düşencesinin bulunduğunu anlatırken şöyle dedi:

"Türkiye, Avrupa'nın en büyük otobüs üreticisi. Türkiye'den dünyanın her ülkesine otobüs ihraç edilir. Biz otobüsleri nereden aldık? Hollanda'dan aldık. Tanesine 1 milyon 200 bin euro ödedik. Bu otobüsler yokuş çıkamıyordu, çünkü Hollanda'da dağ yok. Bu sizin paranız. Hesabını kim sordu? CHP dışında kimse konuşmadı. OECD'nin raporu açıklandı. 48 yıl geçse dahi dünyadaki ilk 10 ülke arasına giremiyoruz. Girebilmemiz için  üretecek, sanayiciyi teşvik edeceksiniz. Bu politika da en karlı olanlar bankalar. Olağanüstü karları var bankaların ya da borsada. Arkadaşlara talimat verdim; 'İnceleyin' diye. 1 milyon dolar para getiriyor, devlet kağıdına yatırıyor, 10 ayda 59 bin dolar para kazanıyor. Borsaya yatırıyor 160 bin dolara yakın para kazanıyor. Hiçbir şey yok, 1 masa, 1 sandalye. Türkiye'de de değil, Londra'da oturuyor bilgisayarın tuşuna basıyor istediği parayı kazanıyor. Bu paraları siz ödüyorsunuz. Biz büyüyebiliriz, kalkınabiliriz, istihdam yaratabiliriz, herkese iş, aş bulabiliriz. Eğer bu ülke bugün 21. yüzyılda saman ithal ediyorsa oturup düşünmemiz lazım. 'Biz niye saman ithal ediyoruz?' Yayla mı yok, ova mı yok, su mu yok, güneş mi yok. Dünyada fındık üretiminde 1 numarayız, ABD'den fındık ithal ediyoruz."

Öte yandan, Kılıçdaroğlu, partisinin yarın gerçekleşecek grup toplantısında esnafın sorunlarından da söz edeceğini belirtti. Kılıçdaroğlu, bir süre Taklacı ile basına kapalı görüştükten sonra Siteler'deki bir lokantada öğle yemeği yedi.