Tortum Asliye Ceza Mahkemesi'nde Bağbaşı beldesindeki HES çalışmalarında 'görevi yaptırmama, hakaret ve kasten yaralama' suçlarından 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Leyla Yalçınkaya'nın duruşmasında ilginç diyaloglar yaşandı. Duruşmaya CHP İstanbul milletvekili Melda Onur, CHP Erzurum İl Başkanı Şahin Cananoğlu ile birlikte avukatlar Eşber Yağmurdereli, Ercüment Şenol, Onur Serdar Gül ve Leyla'nın babası Kemal Yalçınkaya katıldı. Tortum İlçe Jandarma Komutanlığı'nda er olarak görev yapan Abdullah Teke Cumhuriyet başsavcılığına verdiği dilekçede, Leyla Yalçınkaya'nın 5 Ağustos 2011 günü attığı taşla yaralandığını söyledi. Yine er Adil Aldemir ise, aynı gün Leyla'nın kendisine 'şerefsizler' diye hakaret ettiğini ileri sürdü.
'TAŞ ATMADIM, HAKARET ETMEDİM'

O dönem 17 yaşında olan Leyla Yalçınkaya ise savunmasında köy halkı gibi olay yerine gittiğini, amacının suyun kesilmesine engel olmak olduğuna işaret etti. Leyla Yalçınkaya şöyle dedi:

"Benim polisle ya da jandarmayla bir alıp veremediğim yok. Bu yüzden onlara taş atmam söz konusu değildir. Kesinlikle onlara taş atmadım ve orada kamera çekimi yapıldığını görmedim. Jandarma eri kendisine 'şerefsizler' diye hakaret ettiğimi söylüyor. Eğer böyle bir şey varsa bunun CD kayıtlarında da bulunması gerekir. Katonun bulunduğu yere gittik. Kato çalışmasını durdurmuştu. Ben de kalabalıkla birlikte katonun yanında biraz bekledim. Daha sonra yüzbaşının talimatıyla kato aşağı indi ve sonrasında biz de aşağı indik. Ben suçsuzum beraatimi talep ediyorum."

Daha sonra duruşmada izlenilen CD'de siyah açık renkli desenli başörtülü kişinin Leyla olduğu tespit edildi. Leyla görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu söyleyerek, "Orada bir şey yapmadan öylece duruyorum. Ayrıca görüntülerde konuştuğum kişi de çekim yapan asker değil benim arkadaşımdır. Diğer görüntüdeki yeşil buluzlu kişi de benim. Ancak taş atma gibi bir eylemim yok. Orada bulunan polislerin geçiş izin vermeyeceğini anlayınca direnmeden geçtim" dedi. 
'ŞİKAYETÇİ ERLER MÜSLÜM GÜRSES'İN JİLETÇİLERİ'

Leyla Yalçınkaya'nın avukatı Ercüment Şenol, savunmasına Atatürk'ün 'Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir' sözüyle başladı. Avukat Şenol şöyle konuştu:

"Kimsesizlerin kimsesi olması gereken Cumhuriyet, olayda Kayan A.Ş. ve Paldet A.Ş.'nin kimsesi gibi davranmıştır. Direnişin simgesi haline gelen ve Türkiye'nin tanıdığı Leyla Yalçınkaya seçilen müştekiye görütüden teşhis ettirilmiştir. Teşhis de usulüne uygun değildir. Leyla'nın Sulh Ceza Mahkemesi'nde süren davasında da bu iki er müştekidir. Her yerde bu iki erin karışımıza çıkması dikkat çekmektedir. Bu da Leyla Yalçınkaya'nın birileri tarafından bu iki müştekiye öğretildiği izlenimi verilmektedir. Zaten biz bu iki eri araştırdık. Bunlar Müslüm Gürses'in jiletçilerindendir. Psikopat tiplerdir. Yöre halkının eylem yapma hakları suç olarak kabul edilemez."

DURUŞMA 13 HAZİRAN'A ERTELENDİ

Avukat Eşber Yağmurdereli ise, "Yöre halkı HES şirketine yönelik haklı bir direniş içindedirler. Hangi siyasi anlayışın, vatandaşla devlet güçlerini özel çıkarları korumak için karşı karşıya getirme gibi bir hakkı vardır" diye sordu.

Mahkeme heyeti, Leyla Yalçınkaya'nın duruşmasını 13 Haziran'a erteledi. Mahkeme sonrası açıklama yapan Milletvekili Melda Onur da davaları izlemeye devam edeceğini, ülkenin enerjiye ihtiyacı olduğunu söyledi. 



NÖ(KS/COŞ)