CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır'da bir basın toplantısı düzenledi. CHP'nin yeni Diyarbakır il örgütünün tanıtımı için düzenlenen toplantıda Tanrıkulu gündeme ilişkin soruları cevapladı. 3ü'ncü yargı paketinin ardından BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın tahliye talebinin reddi ile ilgili bir soruyu cevaplayan Tanrıkulu, "Bu yargı ortamında mümkün olduğu kadar yargıya taktir hakkı bırakacak düzenleme yapmamak lazım. Yargı bu taktir hakkını maalesef özgürlükler ve adalet lehine kullanmıyor. Yasama organı olarak çok önemli bir düzenlemeye imza attık. Adli kontrol kararında süre sınırını kaldırdık. Hükümetten gelen tasarıda bu 5 yıl olarak belirtilmişti. Verdiğimiz önergede 5 yıl şartını kaldırdık. İktidar partiside bu düzenlemeyi kabul etti. Bu kapsamda hangi suç olursa olsun adli kontrol uygulanabilecek. Bu konuda suç ayrımı yapılmadı" dedi.

'MAHKEME YASAMA FAALİYETLERİNİ KENDİ KONTROLÜNDE TUTMAYA DEVAM EDİYOR'

Mahkemenin Faysal Sarıyıldız hakkında verdiği kararın gerekçesi bakımından yanlış olduğunu iddia eden Tanrıkulu, "Suç ayrımı yok, bütün suçlar bakımından eğer koşulları varsa adli kontrol uygulanabilecek. Mahkeme ne yapmış, gerçekten bunu hukukla, adaletle ve yargı pratiğiyle izah etmek mümkün değil. Mahkeme, yasama organına karşı direnmeye devam ediyor. Yasama organını rehin almaya, yasama faaliyetlerini kendi kontrolünde tutmaya devam ediyor. Bu karadan anladığımız budur. Umuyorum diğer milletvekilleri için de aynı pratiği uygulamazlar. Türkiye'nin önünü açacak, siyasetteki gerginliği belki biraz azaltacak, bir tutum alırlar. Diyarbakır'daki kararın anlamı, sen hangi yasayı çıkarırsan çıkar, ben kendi taktir hakkımı kullanırım, tahliye etmemdir. Bu konudaki kararlar diğer mahkemelere emsal olmaz" diye konuştu.

'ADRESE TESLİM YASA YAPMAK LAZIM'

Tanrıkulu, özgürlükler ve insan hakları konusunda bu yargı ortamına takdir hakkı bırakmamak gerektiğini savundu. Tanrıkulu, "Milletvekillerinin tutukluluğu konusunda adrese teslim yasa yapmak lazım. 8 tane milletvekilinin adını yazarak bunlar tahliye edilsin yazmak gerekiyor sanırım. Yargı bunu istiyor. Yargı organının iradesinin üstüne kendi iradesini koymamalıdır. Bu karar iyi olmamıştır. Yargı, geçtiğimiz bir yıldan bu yana yasama faaliyetlerinin kendi kontrolünde yürümesi gerektiği inancında olduğu için milletvekillerini tahliye etmedi. Yasama faaliyetlerinin taktir alanı yargının kontrol alanında kalsın diye tahliye etmedi. Yoksa bu düzenlemeden önceki tutuklamaya ilişkin düzenlemelerde yargının tahliye kararına engel düzenlemeler değil. Yargı kurumu Türkiye'de erkler işleyişini zora soktu" dedi.

'KÜRT SORUNU İLE İLGİLİ UMUTLUYUM'

Kürt sorunu ile ilgili yapılan görüşmelerden umutlu olduğunu ifade eden Sezgin Tanrıkulu, şöyle dedi:

"Türkiye'nin bu meselesi neredeyse Cumhuriyet ile yaşıttır. Dolayısıyla bu meseleyi 1 ayda, 3 ayda çözüm sürecine sokmak mümkün değil. Bu süreçler uzun soluklu ve zor süreçlerdir. Bütün kamuoyu serinkanlı ve sabırlı olmalıdır. Ben siyasi partiler arasındaki diyalogtan umutluyum. Meclis odaklı bir sürecin başlayabileceğine inanıyoruz. Bu konudaki Meclis odaklı mutabakat arayışımıza devam edeceğiz. Başbakan, eğer cesaretle bu sorunun çözümü noktasında ortaklaşarak diğer siyasal muhataplarıyla birlikte bir tutum almaya başlarsa, çözüm süreci de başlar."

'BAZI YARGIÇLAR BİZLER YARGININ KURMAYLARIYIZ DİYOR'

Konuşmasında özel yetkili mahkemelere de değinen Tanrıkulu, "Türkiye'deki özel yetkili mahkemeler kaldırıldığında bütün ağır ceza mahkemeleri bu suçlara bakmaktan yoksun mu kalacak? Hayır, bakabilecekler. Oralara bu sistemin zihniyetini temsil eden yargıçlar atanıyor. O yargıçlar kendilerine, 'Bizler yargının kurmaylarıyız' diyorlar. Ben bunu pratikten biliyorum. Yargı içerisinde bu farkı niye yaratıyorsunuz. Özel yetkili hakim ve savcılar, şimdi özel yetkili bölge ağır ceza mahkemelerinin başkan, üyeleri ve savcıları, kendilerini diğer yargı organlarından farklı göreceklerdir" diye konuştu.