Hakkari'de sivil toplum örgütleri temsilcileriyle biraraya gelecek olan CHP Genel Başkan Yandımcısı Sezgin Tanrıkulu, ilk olarak, havayoluyla geldiği Van'da CHP binasında basın toplantısı düzenledi. Tanrıkulu, depremden sonra Van'daki sorunların halen çözülemediğini ve bu sorunların takipçisi olduklarını söyledi. Depremin üzerinden ikinci kışın yaşandığını belirten Tanrıkulu, halen kırsal kesimlerde bazı köylerde konut yapımına başlanmadığını belirterek, "Bakan Ankara'da bağırıyor çağırıyor, doğru olmayan sözler söylüyor. Bize her gün gelen bilgiler henüz yurtaşlarımızın hala konutlarına taşınamadığı ve Vanlı hemşehrilerimizin sorunlarının giderilemediği yönündedir" diye konuştu.

Seçilmişlerin, hapiste olmalarının Van'ın temel sorunları arasında bulunduğunu belirten Tanrıkulu, "Belediye Başkanı hapiste. Hapiste olmasının gerekçesi bizce Başbakan Erdoğan'ın 2014'te yapılacak seçimlerde Van Belediyesi'ne yönelik yargı eli ile yaptığı operasyondur. Seçimlerde elde edemediği başarıyı seçilmiş belediye başkanlarını bölgede her tarafta tutuklayarak hapse alarak elde etmeye çalışıyor. Sadece belediye başkanları değil, belediye meclis üyeleri, sivil toplum örgütleri temsilcileri de hapiste" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, 'Kürt sorunu cümlesini kullanmayın. Böyle bir sorun yoktur' aşamasına geldiğini söyleyen Tanrıkulu, "Başbakan böyle yaparak, sanki 'Sorun yok' demekle sorun yok oluyormuş gibi bir zihniyet içinde. Bölgenin sorunlarına tamamen yabancı. Sayın Başbakan bölgeyle ilgil bir nefret söylemi içinde. İnançlarımızı aşağılamakta. Yurttaşlarımızın inançlarını aşağılamakta. Herkesi Zerdüşt olmakla itham ederek bu inanca sahip yurttaşlarımıza nefret söylemi yaymakta. Ve bölgeyle giderek bağını koparmakta" dedi.

'ULUDERE OLAYININ HESABINI VERMEDİLER'

Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan'ın geçen yıl 28 Aralık'ta Şırnak'ın Uludere İlçesi Irak sınırında düzenlenen hava operasyonunda ölen 34 kişinin hesabını veremediğini de söyledi. Tanrıkulu, şöyle devam etti:

"Başbakan Erdoğan milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, '123 bin lira verdik' diyerek insanlarımızın onuruyla oynamakta. İnsanlarımız Uludure'de onurlarını talep ediyorlar. Başbakan insanlarımızın onurunu parayla satın alabileceği efsanesi içerisinde. Dünkü toplantıda halen paradan söz etmesi Başbakanın bu soruna Kürt meselesine, yaşam hakkı meselesine, katliam meselesine hangi açıdan yaklaştığınında çok açık göstergesi. 28 Aralık'ta bir yılı doluyor. İnsan Hakları Komisyonu Başkan Vekiliyim. Alt komisyon bizim önerimizle kuruldu Mecliste. Mart ayında raporunu açıklayacaktı. Olmadı Mayıs'ta, sonra Meclis kapanmadan açıklayacaktı. Aralık ayındayız. Yaklaşık bir yıllık zaman geçti. Ne sorumlular ortada ne de Başbakan özür diledi yurttaşlarımızdan. Bunun yanı sıra operasyonu yapan Başbakan ile birlikte Hava Kuvvetleri Komutanı'na üstün şeref madalyası verildi. Bu ölümlerin mükafatı olarak."

'BAYRAK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMIYORUZ'

CHP'nin Hakkari'de yaptığı mitingin Başbakan Erdoğan tarfından çok eleştirildiğine değinen Tanrıkulu, kendilerinin bayrak üzerinden siyaset yapmadıklarını belirtti. Başbakan'ın, ana muhalefet partisi liderinin Hakkari'yi gidip miting yapamsından gurur duyması gerektiğini ifade eden Tanrıkulu, "Ama kendisi bundan onur duyacağına genel başkanımızı partimizi halen Hakkari mitingi nedeniyle eleştiriyor. Hakkari'ye niçin gitti? Sanki oraya gelen yurttaşlarımız bu ülkenin yurttaşları değilmiş gibi. Bayrak üzerinden siyaset yaparak bir nefret söylemi oluşturmaya çalışıyor" diye konuştu. 

Oraya gelenlerin ellerine bir bayrak alma gibi bir zorunluluğun olmadığına dikkat çeken Tanrıkulu, şöyle konuştu:

"Bayrak, herkesin ortak saygısıortak değeri. Mitinge gelen kimseye böyle bir zorunluluk getirelemez. Ama heralde karakollarda da bayrak olmak durumunda. Kendisi yurttaşlarımızdan hesap soruyor 'Niye bayrak yok?' diye ama bu Cumhuriyet'in karakolunda bayrak yok. Biz bayrak üzerinden siyaset yapılmasına karşıyız. Bölgede yaşayanlar 'Bizim bayrakla bir sorunumuz yok' diyor."

'BAŞBAKAN GÜDEM MÜHENDİSİ'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sık sık gündemi bilinçli olarak değiştirdiğini savunan Tanrıkulu, şunları söyledi:

"Başbakan, bir idam söylemini ortaya atarak, bir BDP'lilerin dokunulmazlık dosyalarını gündeme taşıyarak gündemi değiştirmeye çalışıyor. Gündem mühendisliği yapıyor. Dün de milletvekilleriyle yaptığı toplantıda 'Bu konuyu çok fazla gündeme taşımayın' demiş. 'Başbakan dokunulmazlık konusunda ateşle oynuyor' demiştim. İnşallah aklı başına gelmiştir. Bir vakadan hareketle sadece bir siyasi partiyi yönelik bir yaklaşımı doğru bulmadığımızı ifade ettik. Başbakan kin siyaseti yürütüyor. Öfke siyaseti güdüyor. Bütün yaklaşımı böyle. Karşısındaki siyasal muhatapları ana muhalefet partisi olarak bizi dahi siyasal muhatap olarak görmüyor. Herkese karşı da kin güdüyor. Ben Başbakanın dokunulmazlıkların kaldırılmasına cesaret edemeyiceğini ifade etmiştim. Bu düşüncemi halen koruyorum. Başbakan dokunulmazlıkların kaldırılmasına cesaret edemez."

'GÜLŞAH'IN DİLEKÇESİ'

Van'da öğretmenlik yapan ve sevgilisi tarafından raporlu olarak gittiği Konya'da öldürülen Gülşah öğretmen ile ilgili de açıklama yapan Tanrıkulu, "Elimizde Gülşah öğretmenin dilekçesi var. Dilekçesinde 'Vali yardımcısı en kötü ihtimal öleceğimi, ölümün hak olduğunu söyledi, yanımda biber gazı gezdirmemiz gerektiği tavsiyesinde bulundu' demiş. Doğal olarak kabul etmek gerekiyor. Yanlış bir bilgilyi aktarmasını vicdan akıl ve mantık ile bu bilginin doğru olduğu noktasında ışık uyandırıyor. Bu olaydan sonra Vali yardımcısının böyle bir görevde kalmaması lazım. İçişleri Bakanlığı'ndan bir beklentim yok. Bir kadın öğretmen İçişleri Bakanlığı'na aynı konuda gitseydi yine aynı cevapla karşılaşırdı. Fakat duyarlılığını bildiğimiz Fatma Şahin'den bir duyarlılık bekliyoruz" diye konuştu.

Tanrıkulu, daha sonra karayoluyla Hakkari'ye gitti.



GÖ(FE/SS)