Bekir Bozdağ, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) tarafından yaptırılacak Ankara Yükseköğretim Öğrenci Yurdu'nun temel atma törenine katıldı. Bozdağ, Çamlıca'ya yapılacak camiyle ilgili eleştirileri gizli cami karştlığı olarak değerlendirirken, "Biz Türkiye üniversitelerini artırma adımı attığımızda bunu bile eleştiren, bunu bile çok gören, 'Böyle olur mu?' diyen pek çok ilkel yaklaşımlara hep beraber tanık olduk" dedi. Bozdağ şöyle devam etti:

"Üniversiteleri çoğaltmak Türkiye'nin güç kaynaklarınıçoğaltmaktır. Biz onu biliyoruz. Dün Hacettepe, Ortadoğu Teknik Üniversitesi,Ankara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi gibi üniversitelerimiz nasılbaşladığında kıt imkanlarla başlayıp bugün Türkiye'nin ve dünyanın markalarıolmuşlarsa bugünkü yeni açılan üniversiteler de kısa süre içerisinde, büyükaşamalar kaydettiler. İnanıyorum ki onlar da Türkiye'nin, dünyanın önemlimarkaları arasında yerini alacaktır."

"YURT KAPASİTESİNİ 344 BİNE ÇIKARDIK"

Yeni üniversitelerin açılmasıyla yurt ihtiyacının da arttığını arttığına dikkat çeken Bozdağ, yeni yurtlarla kapasitenin 188 binden, 344 bine çıkardıkların belirtirken, Bu konuda TDV'nin yurt içi ve yurtdışında önemli çalışmalar yürüttüğünü söyledi. Bozdağ, "Nereye gitsek orada varlar, nereye gitsek ay yıldızlı albayrağın altında bu dinin güzelliklerini ve bu milletin güzelliklerinibulundukları yerde en güzel şekilde anlatıyorlar en güzel şekilde temsil ediyorlar" diye konuştu.

"MUTLAKA MABETLER DE ŞEHİRLERİN EN GÜZEL YERİNDE OLACAK"

Cami sayılarının fazlalığıyla ilgili iddiaları değerlendiren Bozdağ, büyükşehirlerde cami ihtiyacı olduğunu savundu. Bozdağ şunları söyledi:

"Türkiye'nin camilerinin dağılımına baktığınız zaman kırsalı çıkardığınızda büyükşehirlerde müthiş denecek derecede bir cami ihtiyacının olduğu çok tartışmasız. Bana göre hiç tartışma yapmamak gerekiyor. Siz Türkiye'nin 10 hanelik köyünde, 20 hanelik köyünde olancamileri sayıya katar sonra nüfusa böler birtakım hesaplarla sonuca varırsanız hata edersiniz. Çünkü nüfus büyük yerleşim yerlerine artık gelmiştir, hayatınıorada devam ettiriyor. O nedenle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerimizinve illerimizin tamamının bu anlamda ciddi ihtiyaçları var. Zaman zaman cumanamazı kılmak için cami arayanların cami bulmakta zorlandıkları, bulan yerlerebaktığınız zaman da yolların ibadet nedeniyle ulaşıma kapatıldığına dahi tanık oluruz. Bunlar doğru görüntüler değil. O nedenle diyoruz ki 'şehirler gelişecek,değişecek, daha iyi bir noktaya gidecek ama mutlaka mabetler de şehirlerin en güzel yerinde olacak. Çünkü bizim kültürümüzün medeniyetimizin özünde bu var."

"BAZILARI DA CAMİ KARŞITLIĞINI ELEŞTİRİ İLE GİZLİYORLAR"

Çamlıca'ya yapılması planlanan camiyle ilgili olarak yapılan eleştirilen altında gizli cami karşıtlığının olduğunu ileri süren Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü: "Mabetleri tartışmamak lazım. Çünkü cami mimarisine dair Türkiye'de gerçekten sağlıklı bir eğitim verilemiyor. Neredeyse hiç eğitim yok. Üniversitelerde bu konudaki mezun olan mühendislerimiz, kendi şahsi gayretleriyle edindikleri yetenek ve bilgilerle bu konuda adım atıyorlar. Keşke Türkiye'nin üniversitelerinde cami mimarisi konusunda, ayrıca öğrencilerini olumlu anlamda yetiştiren dersler olsa, çalışmalar olsa, gayretlerolsa, çabalar olsa daha doğru bir işi yapmış oluruz ama maalesef yok. Şimdi Çamlıca'da yapılacak camiyi eleştirenler bu camilere dair mimarikültürü bilmeyenler. Bilip görseler, ben eminim bu konuda eleştiri yerinekatkıları varsa onları sunmayı tercih ederler ki 'daha iyi olsun' diye. Ama bazıları da cami karşıtlığını eleştiri ile gizliyorlar. Esasında onun mimariye dair, caminin yapımına dair fazlaca bir itirazı yok. Ona karşı, oraya yapılmasına karşı. Ama karşı olmanın fazla bir kendisi için sıkıntısı olacağını düşündüğüiçin başka tür eleştirilerin altına gizliyorlar. Bunlara da dikkat etmek lazım.Diyorum ki Türkiye'de cami mimarisi konusunda, mutlaka üniversitelerimizin bu işeel atması lazım. Bu işte üniversitelerimizde otoritelerin ortaya çıkması lazım veona göre onların yetiştireceği kişilerin de Türkiye'nin bu alandaki ihtiyaçlarınıkarşılarken daha özgün yapılar ortaya çıkaracağına yürekten inanıyorum."

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, törende, TDV'nin varlığını hayırsever dünyanın her tarafında hizmet veren bir vakıf olduğunu ifade ederken, Avrasya ve Afrika'ya sivil toplum örgütlerince yapılan yardımların 47'sinin Türk Diyanet Vakfınca yapıldığını söyledi.

"HEDEFİMİZ HER İLDE ÖĞRENCİ YURDU"

TDV'nin 10 ilde öğrenci yurdunun bulunduğunu, hedeflerinin de her ilde bu hizmeti verebilmek olduğunu kaydeden Mehmet Görmez, "Hangi üniversiteye giderse gitsin bu milletin çocuklarından hiçbirisi dışarıda, sokakta kalmamalı. Barış ve huzur ortamında bir barınma imkanına sahip olmalı. Barış ve huzur ortamıyla iki şey daha sağlamalıyız. Bunlardan biri yurtlarımız aynı zamanda ilim irfan yuvaları olmalı, bilgi ve kültür atmosferini oluşturmalıyız" dedi.

Törenin sona ermesinin ardından misafirlere aşure, pilav ve ayran ikram edildi.


(GOK/SS)