Deniz Baykal, CHP Antalya Milletvekilleri Arif Bulut, Yıldıray Sapan, Osman Kaptan, CHP Antalya eski il başkanları Ömer Melli ve Özer Ülken ile birlikte Antalya'nın Kaş İlçesi ile bu ilçeye bağlı Kalkan Beldesi'nde bazı ziyaretlerde bulundu, partililerle ve vatandaşlarla görüştü. Deniz Baykal, Kalkan Belediye Başkanı CHP'li Ramazan Saim Karakurt ile Kaş Belediye Başkanı CHP'li Abdullah Gültekin'i ziyaret etti. Baykal, Kaş Belediyesi'ni ziyaretinin ardından bir çay bahçesinde vatandaşlarla sohbet etti.

Baykal burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin terörle mücadele konusunda geldiği kritik noktaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Terör eylemlerinin son 10 yılda arttığına dikkati çeken Deniz Baykal, terörün toplumsal yaşamı, kamu yönetimini ve hizmetlerini, vatandaşları artan bir güvensizlik ortamı içine çektiğini anlattı. Baykal, politikacıların yaşanan bu bunalım karşısında bir umut ışığı vermek ihtiyacı, bu durumun düzeleceği konusunda iyimserlik telkin etme arayışının doğal olduğunu kaydetti.

Terörün sona erdirileceği konusunda yaratılan iyimser havayı, yaratılan umudu, bekleyişi, iyimserliği anlayabildiğine değinen Baykal, şöyle devam etti:

"Bu sorun çözülür, çözeceğiz bekleyişi güzel, ama bunun bir süre sonra yalana dönüşmemesini güvence altına almak lazım. Bir süre sonra kendimizi aldatmak, toplumu aldatmak anlamına gelmemeli. Bu sonuç ortaya çıkmamalı. Terörün müzakere yoluyla sonlandırılması görüşünü savunanları da anlayışla karşılıyorum. Ama bunun öyle olacağını kamuoyuna taahhüt etmenin sorumluluğunu üstlenerek bunu söylemek lazım. İyimserlik, umut yaratmak, müzakere sürecinin kapısının açık olduğu izlenimini vermek güzel ama oradan bir sonuç alınacağı bekleyişi yaratmanın ağır vebali vardır. Bu kendimizi aldatmak ve milleti aldatmak sonucuna varmaktadır. Artık birbirimizi aldatamayız. Milleti hiç aldatamayız. Durumun ciddiyeti ortadadır. Bu ciddi tabloda bir yeni barış, müzakere hamlesiyle kolayca çıkabileceğiz izlenimi vermek milleti aldatmaktır. Böyle bir anlayışla davranmak kendimizi de aldatmaktır. Kendimizi ve milleti aldatmaktan uzak durmaya ihtiyacımız var."

Baykal terörün Türkiye'nin meselesi olduğunun altını çizerek, herkesin bu bilinçle hareket etmesini istedi. Baykal, "Herkesin daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekiyor. Bu konu siyasi istismar konusuna dönüşmemeli ve kimse boş konuşmamalıdır" dedi.

TERÖRÜN SIRTI SIVAZLANDI

Baykal, son 10 yılda hükümetin terörle mücadele konusunda tutarlı bir politika sergileyemediğini, nabza göre şerbet verildiğini savunarak, şöyle devam etti:

"Terörün sırtı sıvazlandı. Terörü muhatap almanın ötesinde, dost ilişkisi içinde oldular. Terör nemalandı ve güçlendi. Yaşadıklarımız toplumumuz tarafından dikkatle takip ediliyor. Ağır bir terör tablosu ortaya çıkınca, insanlar mucizevî bir çözüm arayışına giriyor. Siyasetçiler, halkın içine düştüğü karamsarlık ve umutsuzluk karşısında, bu işi çözebilecekleri düşüncesini toplumda yaratmak istiyor. Elbette ki buna ihtiyaç var. Ancak bir süre sonra bu sözler ne yazık ki söyleyenlerin kendilerini, daha vahimi milleti aldattıkları bir noktaya dönüşüyor. Kansız, çatışmasız çözüm ortaya çıkacağını vatandaşlara söylemenin ağır bir vebali vardır. Analar ağlamasın denildi, toplum yanlış yönlendirildi. Geldiğimiz noktada, görüşülsün, bu iş çözülsün deniliyor."