Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, 2008 yılındaki krizin Türkiye’de 10 yıl önce görülmesi halinde ülkenin, ülkenin 10 yerine 50 yıl geriye gitmiş olacağını savundu. Siyasi istikrara tüm kesimlerin destek çıkması gerektiğini belirten Bakan Yıldız, 4+4+4’le yeni bir sistemin getirmediğini, gasp edilen hakların iade edildiğini vurguladı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Mart ayı ihracat rakamları basın açıklaması Erciyes dağında Büyükşehir Belediyesi tesislerinde yapıldı. Toplantıya Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Meclis üyeleri ve davetliler katıldı. Burada konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ‘’Türkiye büyüyor, ilerliyor ve gelişiyor. Ama her yönüyle beyni, vicdanı ve bütün bünyesiyle beraber. Zaten böyle olmasa uluslar arası alandaki itibarını, gerekse yurt dışındaki istikrarını bu denli yükseltmiş olamazdı. Her gittiğimiz uluslararası toplantılarda da bunun gerekçeleri ve nasıl yapıldığıyla ilgili çok fazla bilgi alınmak isteniyor. Uluslararası 60-70 ülkenin katıldığı toplantılarda 20’ye yakın ülkeden randevu talebi geliyor. Temel konu bu; 'Bu iş nasıl yapıldı?', '10 yıla bu kadar başarıyı nasıl sığdırdınız?' 'Gayri Safi milli hasıla 10 yılda nasıl 3’e katlandı?"’ diye konuştu.

"TÜRKİYE DEFİNE BULMADI"

Türkiye7nin 2001 ile 2008 krizini karşılaştıran Bakan Taner Yıldız, şöyle devam etti:

"2001’de dünya toz pembeydi. Çok fazla sıkıntı görünmüyordu. Ama Türkiye kendisi kadar kaybetti. Ölçülebilir rakamlarla 235 milyar dolar civarında Gayri Safi Yurt İçi Hasılası varken 248 milyar dolar kaybetti. Bir ülke bu seviye kaç yılda çıktıysa o kadar yıl geriye gitti demektir. Çok ciddi, çok önemli bir kayıp. Ama Türkiye son 10 yılda ciddi bir define, altın rezervi bulmadı bu kadar değişikliğe neden olacak. En önemli kaynağını insan kaynağını buldu. Bu ülkenin idare edilmesine irade koyan yapı, test edilmiş odu. 2008 yılındaki dünyada oluşan o karamsar tablo ve gerçek bir global krize Türkiye 10 yıl önce yakalansa 10 yıl değil, 50 yıl geriye gitmiş olurdu. Zor kazanılan istikrarın korunması da itina ister. Siyasi istikranı korunmasına borçlu olanlar bu ülkeyi idare eden hükümet ve parti mensupları değil, ülkeyi seven, isterse bu yönetimi onaylamasa bile bu ülkeyi seven her insana düşen görevdir. Siyasi istikrarın korunması Türkiye’nin geleceğidir, Türkiye’nin partilerin üzerindeki problemin çözülmesidir. Birçok sektöre yatırım yapıyoruz. ihracatçılarımız bu bahsedilen rakamlara, 135 milyar dolarlara çıktılar ve Türkiye’nin ana yapı taşını oluşturdular ama bir çok sektörün üzerinde en büyük yatırım insanımıza yapılan yatırımdır."

"ÖZGÜRLÜKLER GENİŞLETİLDİ"

Bakan Yıldız, eğitim sisteminde yapılan değişiklik ve '4+4+4’ün TBMM’den geçmesini de değerlendirirken, "Bu, özgürlüklerin sınırlarının genişletilmesiyle alakalı ciddi bir tercihtir" dedi. Yıldız, şöyle konuştu:

"İhracatçılarımızın çok istediği mesleki eğitimlerin daha çok ağırlık kazandığı bir yapı tesis edilmeye çalışıldı. Bu yapı aslında gasp edilen bir hakkın iadesiydi. Aslında burada çok yeni verilen bir şey yok. Tercihli eğitim sistemiyle beraber neyi de tercih etmeyeceğinizin açıklandığı bir sistemdir. Bu kadar özgürlüğün rahatlığın vurgulandığı yapıdır. Her konuda mutabakat sağlanamayabilir. Doğru yaptıkça güçlenen ve daha fazla doğru yapma kabiliyet kazanan yine kazanacaktır. Bizim doğruyu yakalama azmimiz ve gayretimiz yıllar geçtikçe daha da artmaktadır. Rekabetin oluşabilmesi ve Türkiye’de bir kısım maliyetlerin artmasını karşılayabilecek elimizde nemli bir rezerv var O da tasarruf. Türkiye hala tasarruf edebilme kabiliyeti çok yüksek olan bir ülkedir. Geriye dönük tasarruf yapmayışımızın da itirafıdır. Ölçülebilir değerlerle 2020’ye kadar şu andan yüzde 20 daha fazla tasarruf yapabilecek kabiliyete sahiptir."



DÖ,MÖ(OE/İD)