VİZE MUAFİYET BELGESİ ALMAK, VİZE ALMAKTAN ÇOK DAHA ZORDUR


Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Bağış, "vize muafiyeti" konusunun sorulması üzerine "30 yıldan beri bir temennimiz vardı. AB Komisyonu'nun üye bütün ülkelerden Türkiye ile vize muafiyet müzakerelerine başlaması için yetki almasını arzu ediyorduk. Türkiye'nin ısrarlı ve kararlı duruşu sayesinde 27 ülke AB Komisyonu'na Türkiye'de vize muafiyet müzakerelerine başlama yetkisi verdi. Biz Türkiye olarak AB Komisyonu'ndan önümüzdeki süreçte bütün vatandaşlarımıza vizelerin kalkabilmesi için onların bir takım beklentilerinin, bizim bir takım beklentilerimizin karşılıklı olarak yerine gelmesini sağlayacak bir yol haritası hazırlamalarını bekliyoruz. Hazırlanan yol haritası şekillendikten sonra, üzerinde uzlaşma sağlandıktan sonra uygulanırsa, diğer ülkeler gibi bizim de 2-3 yıl bir süre içerisinde vizelerin kalkmasını göreceğimizi ümit ediyoruz. Ama yol haritasını görmeden, şu anda çok yorum yapmayı ben doğru bulmuyorum" dedi. Bağış, 3 ülkenin vize muafiyeti veya hizmet sağlayanlara vize uygulanmaması kararının AB'nin bir belgesinin yenilenmesi sırasında eklendiğini ifade ederek, "Ama ülkelerde vize yerine, vize muafiyet belgesi talep etmektedir. Vize muafiyet belgesi almak, vize almaktan çok daha zordur. Onun için vatandaşlarımızdan 'Vizeye gerek yok, hadi gidelim' şeklindeki yaklaşımlara çok itibar etmemelerini rica ediyorum. Bu süreci İçişleri Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığımızla koordineli bir şekilde yürütelim, bitirdiğimiz zaman biz zaten onun müjdesini veririz. Ama şu aşamada AB'deki bazı ülkelerin bu yol haritası içerisine bizim kabul edemeyeceğimiz bir takım siyasi koşulları koymaları durumunda Türkiye dik duruşunu ortaya koyacaktır. Biz bu süreci bir görelim, beklentilerini bir görelim, maliyetlerini bir çıkartalım, ondan sonra vatandaşlarımıza vakti zamanı geldiğinde gerekli bilgilendirmeleri yaparız" diye konuştu.


VİZELERİN KALKMASI BUGÜNDEN YARINA OLACAK BİR İŞ DEĞİL


Vizelerin kalkmasının bugünden yarına yapılacak bir iş olmadığının altını çizen Bağış, "Bu çok ciddi bir süreçtir. Türkiye üzerinden Avrupa'ya yasa dışı yollarla göç eden Mısırlı, Afganistanlı, Gürcistanlı, Pakistanlı, Hindistanlı, Ermenistanlı, yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan bütün yasadışı göçün nasıl Avrupa'dan ülkelerine geri gönderileceğiyle ilgili, bu süreçte nasıl Türkiye'nin sınırlarının daha iyi korunacağıyla ilgili, tamamen sivil ve entegre bir sınır yönetimi platformunun nasıl oluşacağıyla ilgili yapılması gereken çok iş var. Onları bir noktaya getirdikten sonra ancak bunu gerçekleştirebiliriz. Vatandaşlarımızdan bu konuda biraz daha sabır ve anlayış bekliyoruz. Her ülke ile olan vize ilişkileri birbirinden bağımsızdır. Bizim Hırvatistan'la olan vizesiz seyahat edebilme özgürlüğümüz veya Japonya ve Rusya ile olan vizesiz karşılıklı seyahat edebilme özgürlüğümüz, bir Fransa'yı, bir İngiltere'yi çok etkilemez. AB üyesi ülkeler içerisinde bile farklı uygulama vardır. Örneğin İngiltere ve İrlanda farklı uygulama içerisinde, Şengen bölgesindeki ülkeler farklı bir uygulama içerisindeler. Bunların hiçbirinin birbiri üzerinde etkilemesi yoktur. Türkiye'nin sınırlarından Avrupa'ya yasa dışı göçün engellenmesi konusunda AB de hassasiyet göstermektedir. Bizim de bir arzumuzdur. Çünkü Türkiye çok zenginleşmektedir ve kalkınmaktadır. Artık Türkiye bir trans ülke değil, aynı zamanda bir hedef ülke haline gelmiştir. Eskiden Türkiye üzerinden Avrupa'ya gidebilmek umuduyla bu ülkelerden gelirdi, 'şimdi oraya gidemesem bile Türkiye'de kalırım' düşüncesiyle insanlar bizim ülkemize gelir, bizim vatandaşlarımızın istihdam imkanlarının yerine bir takım fırsatları değerlendirmek istiyorlar. Bizim sınırlarımızı korumamız, Avrupa için değil bizim çıkarlarımız için önemli. Bununla ilgili olarak da zaten biz İçişleri Bakanlığımızla, Dışişleri Bakanlığımızla koordineli bir çalışma içindeyiz. Onun da gelişmelerini paylaşacağız" dedi.