Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bahçesinde düzenlenen törene, Eryıldırım ve Tokel'in ailesi, yakınları, arkadaşları, Üniversite Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Musa Yaşar Sağlam katıldı. Tören için Betül Eryıldırım'ın tabutu ceneze aracından alınıp tören alanına götürülürken anne Tülin Eryıldırım, "Yavrumu ben taşıyacağım" diyerek yakınlarıyla birlikte tabutu omuzunda taşıdı. Anne Tülin Eryıldırım, tören boyunca kızının tabutuna sarılarak ağlarken, baba Ali Eryıldırım da kızının fotoğrafına sarılarak gözyaşı döktü.

REKTÖR: ALLAH EVLAT ACISI YAŞATMASIN

Rektör Prof.Dr Murat Tuncer de, konuşmasında, Allah'ın kimseye evlat acısı yaşatmaması dileğinde bulunarak, iki öğrenci için dua etmekten başka ellerinden bir şey gelmediğini söyledi. Rektör Prof. Dr. Murat Tuncer konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsanoğlu ister aya gitsin, ister binlerce metre dalış yapsın, çaresiz kaldığı tek şey ölüm. Her nefis birgün ölümü tadacak. Gönül isterdi ki bu yavrularımızı buradan cübbeyle uğurlamak. Keşke elimizden gelseydi de, suya elimizi uzatıp 'Merve, Betül verin elinizi’ diyerek sudan çekebilseydik. Cennete gitmelerini dilemekten başka çaremiz yok. Birgün hepimiz aynı yerde buluşacağız. Evlat acısının karşılığı yok. Allah kimseye yaşatmasın."

Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Musa Yaşar Sağlam ise, konuşmasında gözyaşlarına hakim olamazken, Betül Eryıldırım ve Merve Tokel için okul bahçesine iki selvi fidanı dikildiğini ve öğrencilerinin anısını bundan sonra da yaşatacaklarını söyledi.

'VİZYONU OLAN GEÇLERDİ'

İngiliz Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burçin Erol ise konuşmasında, Eryıldırım ve Tokel'in iki sıradışı genç olduklarını ve yollarının İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde kesiştiğini belirterek şöyle dedi:

"Çok parlak, çalışkan gençlerdi. Not için çalışan değil, vizyonu olan, her yönüyle kendilerini geliştiren, yaratıcı, içlerinde cevher olan çalışkan gençlerdi. İkisi de ailelerinin ilk çocuklarıydı. Kısa hayatlarına çok şey sığdırdılar. Onları hiç unutmayacağız."

'HEM YEĞENİM, HEM ARKADAŞIMDI'

Betül’ün amcası 23 yaşındaki Ayhan Eryıldırım ise Betül'le aynı evde büyüdüklerini, aralarında yaş farkının çok az olduğunu belirterek şöyle konuştu:

"Bu nedenle o benim hem kuzenim, hem kardeşim hem de arkadaşımdı. Betül hep yaşam doluydu. Zor günlerde bile tebessüm ederdi. Gözlerinde umut, sözlerinde mutluluk vardı. Betül bana unuttuğum bir gerçeği de hatırlattı. Ölümün zamanı ve yaşı yok. Herkese tavsiyem sevdiklerinize sevdiğinizi söylemeyi sakın ihmal etmeyin. Nereye giderlerse gitsinler mutlaka uğurlayın. Keşke bende onu Amerika’ya uğurlamaya gidebilseydim. Sarılır, koklardım. Betül seni çok seviyorum ve şimdiden çok özledim."

Törende, Betül Eryıldırım'ın anne ve babası, kızlarının tabutuna sarılarak, uzun süre ağladı. Töreninin ardından Betül Eryıldırım'ın cenazesi Bala ilçesi Sırapınar Köyü'nde, toprağa verildi.

MERVE'NİN FOTOĞRAFINI KARDEŞİ TAŞIDI

Merve Tokel'in Karşıyaka mezarlığında kılınan cenaze namazı sonrası annesi Gülsüm kızının tabutunu öperek uğurlarken, kardeşi Berkay ablasının fotoğrafını taşıdı. Kızkardeşi İrem ise tören boyunca ayakta durmakta güçlük çekti. Merve Tokel Karşıyaka mezarlığında toprağa verildi.

BİRLİKTE ABD'YE GİTMİŞLERDİ

Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili Edebiyatı 3'üncü sınıf öğrencileri Betül Eryıldırım ve Merve Tokel, üniversitenin tatile girmesiyle birlikte Eryıldırım ile Tokel 8 Haziran 2012 tarihinde Amerika'ya giderek bir yandan çalışıp bir yandan da dil eğitimi almaya başlamışlardı. Çok yakın arkadaş olan ve Ankara'da da bir arada vakit geçiren Eryıldırım ile Tokel'in dil eğitimi ve çalışmak için gittikleri ABD'nin Utah eyaletinde bulunan Powell Gölü’nde cesetleri bulunmuştu. Eryıldırım ve Tokel'in ilk otopsi raporunda boğularak öldükleri belirtilmişti.



ÜK(ÜK/COŞ)