İzmir’in Bayraklı İlçesi’nde oturan, okuma- yazması ve herhangi bir sabit geliri olmayıp inşaat işçiliği yapan karaciğer kanseri hastası Muhlis Barut, 8 Ekim 2010 tarihinde yeşil kartının iptal edilmesi üzerine av tüfeğiyle toplum sağlığı merkezini basıp rastgele ateş etti. Polis tarafından bacağından vurularak etkisiz hale getirilen Barut, İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan yargılama sonunda 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dosya, temyiz için Yargıtay’a gönderildi. Cezası henüz kesinleşmediği için 'tutuklu' konumunda bulunan 50 yaşındaki Muhlis Barut, son günlerini yaşarken ailesiyle 'Özgürlükte vedalaşma hakkı' istedi. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Başhekimlik imzalı '6 aylık ömrü kalmıştır' raporu verildi. Barut’un sağlık durumundan dolayı affedilmesi, son günlerini yakınlarıyla birlikte geçirebilmesi için girişimlerde bulunuldu, Cumhurbaşkanlığı’na dilekçe verildi. Bu girişimlerin ardından, yaklaşık 10 gün önce gelen haber üzerine Barut, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılacak bazı tetkikler için Metris Cezaevi’ne götürüldü. Barut’un kızı Gönül Barut da İstanbul’a gitti. Ancak, burada kalacak yeri olmadığı için İzmir’e dönmek zorunda kaldı. Babasının sağlık durumunun giderek kötüleştiğini ve İzmir’e 'özgür' dönmesini umut ettiklerini belirten Gönül Barut, sürecin biraz daha kısaltılmasını istedi.

"BABAMIN CEZASINI ÇEKMEYE RAZIYIM"

Muhlis Barut’un yakınlarına ulaşan İstanbul’daki yetkililer, tetkiklerin halen sürdüğünü, tahliyenin 1 aydan önce olmasının zor olduğunu aktarınca ailenin umut ışığı da cılızlaştı. Gönül Barut, şöyle dedi:

"Aldığımız haber bizi yıktı. En büyük isteğimiz babamla bayramı geçirmekti. Şimdi yeniden Adalet Bakanlığı’na mektup yazdım. 'Yeter ki babamı bırakın, onun cezasını ben çekmeye razıyım’ dedim. Umarım sonuç alırız."



BT(AÖ/İD)