Sakarya ve Kocaeli'nin içme suyu ihtiyacını da karşılayan Sapanca Gölü'ne kıyısı olan Kocaeli'nin Kartepe İlçesi'ne bağlı Maşukiye ve Sakarya'nın Sapanca İlçesi'ne bağlı Yanıkköy'de, cenneti andıran yemyeşil ormanlık alanın içinde taşocağı açma girişimleri, bölge sakinlerini ve çevrecileri ayaklandırdı. ÇED toplantısına gelen firma yetkililerine kovan Maşukiye ve Yanıkköylüler, bu taşocaklarının kurulması halinde doğa katliamı yaşanacağını, sadece bu derelerde yaşayan kırmızı benekli alabalık ve tatlı su midyelerinin yokolacağını, Sapanca Gölü'nün de kirleneceğini söyledi.

KARTEPE DAĞI ETEKLERİNDE

Kartepe'nin zirvesindeki otel ve kayak bölgesine çıkan yolun da içinden geçtiği Maşukiye ile Yanıkköy sınırları arasında, Kartepe Dağı eteklerinde faaliyete geçirilmesi planlanan taşocakları için başvuruları, Yüksek Hızlı Tren Projesi'ne iş yapan ve dolgu malzemesi çıkarmak isteyen taşeron firmalar yaptı. Üzeri tamamen çam, meşe, çınar, kayın, kestane ve ıhlamur ağaçlarıyla kaplı alanlarda ocak açılacak noktalar da belirlendi. İlgili bakanlıklardan izinler alındıktan sonra yasal prosedürlerin tamamlanması amacıyla ÇED toplantıları başlatıldı.

VALİLİKLER SESSİZ

Bölge sakinlerinin iddiasına göre, ilgili bakanlıklardan olumlu görüş bildirildiği için sessizliğe bürünen Sakarya ve Kocaeli valilikleri, vatandaşlara sadece "Bu ocaklar sadece 7-8 ay çalıştırılacak sonra bölge eski haline dönüştürülüp terkedilecek" demekle yetindi.

Ancak hem Maşukiyeliler, hem Yanıkköylüler toplantı için bölgelerine gelen kamu görevlileri ile müteahhit firma görevlilerini toplantı yapılacak yerlere sokmadı, bazen de onları araçlarına kadar kovarak çalışma yapmalarını engelledi.

TAŞIMA MASRAFINDAN KURTULMAK İÇİN

Maşukiye ve Yanıkköylüler, taşeron firmaların yakın bölgelerde çevreye ve doğaya zarar vermeden faaliyet gösteren taş ocakları bulunmasına rağmen oradan alınmayıp, birkaç kilometrelik taşıma masrafından kurtulmak için doğanın katletilmek istendiğini savundu.

BALIK TÜRLERİ YOK OLACAK

Taşocaklarının açılmak istenen bölgelerde, hafta sonları buraya dinlenmeye gelen İstanbullular'ın çok daha iyi bildiği balık lokantası ve kır bahçeleri, meyva bahçeleri ve villalar da bulunuyor. Bu  alanlardandan geçen, kaynağından kirlenmeden geldiği için avuçla içilebilen dereler de bulunan bölgede, ayrıca bu sularda yurdun başka bir bölgesinde bulunmayan kırmızı benekli alabalıklar, dokuzgöz balığı ile tatlı su midyeleri de yaşıyor.

KAÇAK ÇALIŞAN TAŞOCAĞI MÜHERLENDİ AMA

Maşukiye ile Yakınköy sınırında daha önce açılan, ancak çevreye, ormana, dere yataklarına zerer vermesi nedeniyle mühürlenen bir başka taşocağı da bulunuyor. Ancak bu taş ocağının mühürlenmesine rağmen kaçak olarak çalıştırılmaya devam edildiği, ocaktan babı belediyelere ait kamyonların da taş almaya geldiği belirtiliyor.

Taşocaklarına karşı mücadeleyi başlatanlar arasında bulunan ve emekli maliyeci  olan Sapanca Yanıkköy Muhtarı Sibel Baykan, diğer vatandaşlarla geldiği taşocağı açılması planlanan bölgesi gösterirken "Bu köyde doğdum, büyüdüm, emekli oldum, geldim. Köyümde muhtarlık yapıyorum. Yaklaşık 3 -4 aydır taş ocaklarıyla ilgili bir sorun yaşıyoruz" diyerek şunları söyledi:

"Buraları İstanbul ve diğer büyük şehirlerden gelen insanların haftasonu soluk aldığı. nefes aldığı büyükşehirin stresini attığı yer. Malesef  artık taş ocağı olacak. Bizler burada doğduk, yaşadık.  Buradaki canlıları biliyorduk. Bir de bilimsel inceleme istedik. İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'ne inceleme yaptırttık.  Sadece bu derelerde yaşayan kırmızı benekli alabalık ile dokuzgöz adlı balık türü, su midyeleri var. Şu anda buradan akan ve kaynağından geldiği için tertemiz olan dere suyunu avucunuza alıp içebiliyorsunuz. Tüm bunlar yok olacak.  Gördüğünüz gibi orman ıhlamur, gürgen, kestane, çınar ağaçlarının olduğu çok güzel bitki örtüsüne sahip bir yer. Bize 'Ocak açılacak. Kısa bir süre çalışacak. Ondan sonra biz burayı düzelteceğiz' diyorlar. Söyler misiniz bir orman ağacı kaç yılda büyür?"

CENNETİN KABLİNE TAŞ OCAĞI OLUR MU?

Maşukiye'nin de sınırları içinde bulunan Kartepe İlçesi Turizm Derneği Başkanı Orhan Bayramin ise  "Kocaeli'nin yeni ilçelerinden Kartepe, Marmara Bölgesi'nin, İstanbul'un doğusunun göz bebeği olma yolunda. Hepimiz turizme odaklanmış halkız. Bu turizmin doğa güzellikleriyle insanların buraya geldiğini hepimiz görüyoruz. Buraya ilk gelenler,  'Burası bir cennet' diyor. Hakikaten bir cennet. Biz içinde yaşadığımız için fark etmiyoruz ama dışarıdan gelenler  burasını 'Cennet' diye tanıtıyorlar. Bu cennetin içersinde, kalbinde taş ocağı, sanayi olur mu?"

Orhan Baydemir, "Birileri rant peşinde ve buraların peşkeş çekilmesi için mücadele veriyorlar. Biz de halk olarak bunun mücadelesi içerisindeyiz" diyerek şöyle devam etti:

"Mevcut taş ocağını kapattılar. Gerekçe belli. Bu su havzası içerisinde, Sapanca Gölü içerisinde kırmızı pullu alabalık yetişiyor. Doğamızın güzelliklerini hepimiz biliyoruz. Ama birileri 'taş ocağını açalım, sakıncası yok' diyorlar. Nasıl sakıncası yok. Şu arkanızda görünün tahribatı kaç yüzyılda tedavi edip düzelteceğiz. Hepimiz karşı çıkıyoruz. Bize 'Haklısınız ama yapacak bir şey yok' diyorlar. Bu güç nedir bilemiyoruz."

Kartepe İnsan Hakları Kadın Kolları Başkanı Çiğdem Coşkun da taşocaklarının faaliyete geçmesiyle yok olacak ormanın bir daha asla yerine gelmeyeceğini belirterek, "Yeşil gidecek, taş gelecek. Tüm büyüklerimize, yöneticilerimize sesleniyoruz. Lütfen bu taş ocakları açılmasın. Tüm halk ta buna karşı. Niçin hala diretiyorlar onu anlamıyoruz. Kime rant kazandıracaklar biz bunu bilmiyoruz" diyerek bu karardan vazgeçilmesini istedi.



MB(MB/SS)