Araştırmalar sonucu kırmızı et, işlenmiş etler, süt, alkol ve şekerin aşırı kullanımının kanserojen etkisine dikkat çekildi. Enstitünün değerlendirmesinde yer verilen beş ayrı besin için şu açıklamada bulunuldu: Kırmızı et: Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’nın verilerine göre, sığır veya domuz eti ‘kanserojen olabilir’ olarak değerlendiriliyor. Bir yetişkinin haftada en fazla 500 gram kırmızı et tüketmesi gerektiği tavsiye ediliyor. Sucuk-sosis: İşlenme esnasında tuzlanan veya tütsülenen bu etlerin kanserojen etkisine Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından defalarca dikkat çekilmişti. ‘Salam’ olarak bilinen türünün tıpkı sigara kadar kanserojen olduğu ve günde 50 gram yenmesinin dahi bağırsak kanseri riskini beşte bir oranında arttırdığı belirtiliyor. Süt: Normal şartlarda günlük 0,2 ile 0,8 litre arasında süt tüketiminin kalın bağırsak kanserine, kadınlarda ise göğüs kanserine karşı koruduğu biliniyor. Ancak daha fazla alınması halinde erkeklerde içerdiği kalsiyum nedeniyle prostat kanseri riskinin arttığı da bir başka tespit. Yetişkin bir erkeğin günde 1,5 gram kalsiyumu aşmaması gerektiği, bunun ise 1,25 litre süt veya 140 gram peynire denk geldiği hesaplanıyor. Şeker: Günlük yaşamda en çok kullanılan gıdaların başında gelen şekerin tek başına doğrudan kanser riski olmasa da birçok hastalığın gelişiminde endirekt rol oynuyor. Şekerin aşırı kullanımı kilo almaya neden olurken, fazla kilolar DSÖ tarafından kanser oluşumunda üçüncü en önemli faktör olarak nitelendiriliyor. Onun üzerinde kanser türünde aşırı kilolar etkili oluyor. Alkol: Kanser oluşumunda rol oynayanların başında alkollü içecekler geliyor. Şarap, bira veya başka türden olsun, her türlü alkollü içeceğin aşırı kullanımı kansere neden olabiliyor. Kadınların günde bir kadehten, erkeklerin ise iki kadehten fazla alkol tüketmesinin ağız, yemek borusu, göğüs veya karaciğer kanseri riskini arttırdığı uyarısı yapılıyor.