Türkiye'de ünlü şarkıcı Gülşen'in, geçtiğimiz Nisan ayındaki bir konserinde sahneden “İmam” lakaplı bir arkadaşına yönelik söylediğini ileri sürdüğü “İmam Hatip'te okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor" sözleri nedeniyle dün gözaltına alınıp daha sonra ise tutuklandı.

SİFİL: NAMAZ KILMAYAN ÖLDÜRÜLEBİLİR

Aynı gün İlahiyatçı Ebubekir Sifil, "Adam keyfi olarak namazı sürekli biçimde aksatıyorsa cezaya çarptırılır. Çağırılır, azarlanır. Çağırılır, tekdir edilir. Çağırılır, dövülür. Devam ederse taziren öldürülebilir" dedi. Savcılar ise bu skandal konuşmayı duymazdan geldi.

Yargıdaki içler acısı bu duruma ve çifte standartlı uygulamaya demokratik kamuoyundan çok sayıda tepki gelerek, " Gülşen'in konuşması suçsa, Sifil'in konuşması değil mi? Karar veren yoksa şeriat savcısı mı?" soruları gündeme taşındı.

GAZETECİ SEDEF KABAŞ'I TUTUKLATAN SAVCI 

Basına yansıyan haberlere göre gazeteci Sedef Kabaş'ı tutuklatan savcının Gülşen'i de tutuklamaya sevk eden 30 Eylül 2021'de başlamış.1 yıllık savcı Türkşat Kuntay Uçuk olduğu öğrenildi.

Ünlü şarkıcı Gülşen, yaptığı açıklamada sözleri nedeniyle özür diledi. İfadesinde kimseyi hedef almadığını belirten Gülşen, ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. 

Gülşen’in ifadesi şöyle:

 “Ben orkestrama hitaben ‘beni seyircilerimin arasına omuzlarınızda taşıyın demem üzerine’ bana orkestra arasından ‘seni imam taşısın’ şeklinde cevap gelince bahse konu konuşma Miraç ile aramızda geçti. Bu konuşma konsere katılanlara ya da medyaya hitaben yaptığım bir konuşma değildir. Ben ülkesini seven fırsat eşitliğine inan, kimseyi ayırıp örselemeyen bir sanatçıyım. Bu kısa görüntü aylar sonra kim tarafından ne amaçla servis edildi bilemiyorum. Ancak provokatif amaçlı servis edildiğini düşünüyorum. Ben imamhatiplileri ya da ülkemizin bir kısmını kötülemek onlara hakaret etmek amacıyla asla bu konuşmayı yapmadım 

GÜLŞEN'İN KONUŞMASI SUÇSA, SİFİL'İN KONUŞMASI DEĞİL Mİ?

Beypazarı maden suyu İsviçre’de yasaklandı Beypazarı maden suyu İsviçre’de yasaklandı

İlahiyatçı Ebubekir Sifil, "Adam keyfi olarak namazı sürekli biçimde aksatıyorsa cezaya çarptırılır. Çağırılır, azarlanır. Çağırılır, tekdir edilir. Çağırılır, dövülür. Devam ederse taziren öldürülebilir" dedi.

Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sifil'in 2019'daki bir videosu sosyal medyada yeniden gündem oldu.

Daha önce deve sidiğinin içilebileceğini söyleyerek gündeme gelen İlahiyatçı Ebubekir Sifil, bu kez de bir videoda namaz kılmayan kişinin uyarılara rağmen kılmamaya devam ettiği takdirde öldürülebileceğini söyledi.

Videoda “namaz kılmayan öldürülebilir” diyen Sifil, şu ifadeleri kullandı:

"Bir adam var çok laubali davranıyor. Efendim, aslında namazın önemini biliyor. Kılmamak için herhangi bir meşru mazereti yok. Yani eli sağlam ayağı sağlam suya kavuşmuş, abdest alma sıkıntısı yok, namaz kılma sıkıntısı yok, zaman sıkıntısı yok vesaire. Bu adam keyfi olarak namazı sürekli biçimde aksatıyorsa cezaya çarptırılır. Çağırılır, azarlanır. Çağırılır, tekdir edilir. Çağırılır, dövülür. Devam ederse taziren öldürülebilir.''

Halk TV yayınında konuşan gazeteci Barış Pehlivan, Gülşen'i tutuklama talebiyle hakimliğe sevk eden savcıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

'SAVCILIĞA 30 EYLÜL 2021'DE GETİRİLDİ'

Soruşturmayı başlatan savcının basın soruşturmalarından sorumlu savcı Türkşat Kuntay Uçuk olduğunu söyleyen Pehlivan, "Kendisi 2018 yılında hukuk fakültesinden mezun olmuş. Tahminen 20'li yaşlarda daha. Bilenler bilir hakim ve savcı olmak için belli stajlar yapılıyor. Kendisi göreve 30 Eylül 2021'de başlamış. Yani daha bir yıllık savcı değil kendisi. Gülşen'i gözaltına alan, tutuklamaya sevk eden savcı daha bir yıllık savcı değil" dedi.

'6 GÜN SONRA İSTANBUL'A ATANDI'

Uçuk'un 5 yıl görev süresini doldurmadan, göreve getirildikten 6 gün sonra İstanbul'a atandığına dikkat çeken Pehlivan, şöyle devam etti:

"30 Eylül 2021'de Osmaniye'ye atanıyor. HSK'nın belli yönetmelikleri var, diyor ki bir hakim ya da savcı öyle kafanıza göre, istediğiniz yere atanamaz. Mesela Osmaniye ikinci bölge olarak geçiyor. Bir insanın ikinci bölgeden birinci bölgeye yani İstanbul'a atanması için, atandığı ikinci bölgede en az 5 yıl görev yapması lazım. Ama 5 yıl görev yapmadı. Belki de daha Osmaniye'ye ayak basmadan 6 Ekim 2021 tarihinde, 6 gün sonra bir kararnameyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında görevlendirildi. Neden?"

"Nedir onun sırrı ki HSK'nın yönetmeliği eziliyor? Yeni atanmış bir savcının ataması neden böyle aceleye getiriliyor?" diye soran Barış Pehlivan, "İşte belki de bizim gördüğümüz bu soruşturmalardır. Çünkü kendisi usulsüz bir şekilde atanır atanmaz, yaptığı ilk soruşturmalardan biri, yaptığı ilk gözaltılardan birisi gazeteci Sedef Kabaş. Bugün Gülşen'i gözaltına aldıran, hakkındaki soruşturmayı yürüten, tutuklamaya sevk eden savcı, bundan birkaç ay önce Sedef Kabaş'ı gözaltına aldıran, tutuklamaya sevk eden, hakkında iddianeme yazan, hapsini isteyen savcıdır" diye konuştu.