Ankara Eczacı Odası tarafından düzenlenen Bitkisel 2012 Sempozyumu Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde başladı. Bir Otel'de düzenlenen ve çok sayıda üniversiteden akademisyenin katıldığı sempozyumun açılışında konuşan Ankara Eczacı Odası Başkanı Oğuz Ekincioğlu, son yıllarda halkın bitkisel ürünlere yönelik talebinin yoğunlaşması ile birlikte oldukça farklı noktalarda bu ürünlerin halka sunulduğunu belirtti. Ekincioğlu şöyle konuştu: "Son yıllarda bitkisel ürünlere karşı halkın büyük bir ilgisi var. Bu ilgi karşısında bitkisel ürünler bir çok noktada halka arz edilmeye başlandı. Dünyada bitkisel ürün kullanımı ile ilgili ihtisas sahibi tek meslek grubu eczacılar. Hem halkın dikkatini çekmek ve hem de mesleki donanımlarına katkıda bulunmak amacıyla akademisyenlerin desteği ile 700'e yakın eczacının katıldığı bir sempozyum düzenledik. Türkiye genelinde bitkisel ürünün satışının yapıldığı eczaneler dışında 6 binin üzerinde satış yeri var. Biz sürekli halkımıza şu mesajı veriyoruz, 'Bitkisel ürünleri eczacı dışında almayın, eczacılarımız bu konuda akademik eğitim almış tek meslek grubudur. Danışmanlığını da en doğru yapabilecek meslek grubudur' mesajı veriyoruz. Eczacıların dışında hiçbir bitkisel ürün almaması doğacak mağduriyetlerin de önüne geçecektir." BİTKİSEL ÜRÜN KESİNLİKLE İLAÇ DEĞİL Ekincioğlu özellikle son yıllarda bitkisel ürün kullanımı nedeniyle yaşanan ölüm olaylarını basından izlediklerini ifade ederek, "Basın organlarında bitkisel ürünler nedeniyle son günlerde ölüm haberlerini izliyoruz. Sonuçta bitkisel üründe vücuda tedavi amacıyla alındığında hasta farklı ilaçları daha önceden kullandığı için ilaç etkileşimi yaşanabilir. Ama bitkisel ürünler eczacı danışmanlığında kullanıldığında bu tür olumsuzlukların önüne geçilir” dedi. BİTKİSEL ÜRÜNLERİN REKLAMI OLMAZ ,SAĞLIK BAKANLIĞI RUHSATLANDIRMALI Ankara Ecza Odası Başkanı Ekincioğlu, bitkisel ürünlerin reklamının oldukça yanlış olduğunu dile getirerek, “Bitkisel ürünlerin reklamının yapılmasını doğru bulmuyoruz. Çünkü insan sağlığı için kullanılan hiçbir ürününün reklamı yapılmaz. Bu ürünler hastaların kendi inisiyatifi ile kullanılabilecekleri ilaçlar değildir. Tıpkı ilaçlarda olduğu gibi doktorlar tarafından yazılarak eczacılar tarafından hastaya ulaştırılır. Bu bitkisel ürünlerin de ilaç gibi değerlendirilerek Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılarak ve Sağlık Bakanlığı denetimiyle sadece eczanelerde satılması gerekir. Bu konuda Sağlık Bakanlığının da çalışmaları var. Bu çalışmaların biran önce sonlandırılması gerekir” diye konuştu. ECZANE DIŞINDAKİ BİTKİSEL ÜRÜNLER GÜVENLİ DEĞİL Ankara Eczacı Odası Başkanı Oğuz Ekincioğlu, eczacının ilk kaygısının para olmadığının altını çizerek, halkın güvenli olan ürünlerin satıldığı eczanelere yönelmelerinin gerektiğini vurguladı. Ekincioğlu, özellikle son dönemlerde halkın eczanelere karşı bitkisel ürün alımında bir yönelme içerisinde olduklarını kaydetti. Ekincioğlu, “Halkımızın reklamlarla yönlendirildiğine inanıyorum. Halkımızın da eczacılardan danışmanlık aldığını biliyoruz. Sadece şunu anlatmaya çalışıyoruz, eczacılardan alınan ürünler sağlık anlamında güvenli ürünlerdir. Eczacıların danışmanlığında kullanılan ürünler sağlıklıdır,çünkü eczacının ilk kaygısı ticari kaygı değildir. Hastaların sağlığı ile de ilgili olarak kaygı yaşarlar. Ama internet üzerinden veya bilimsel eğitim almamış insanlardan alınan ölüme kadar sonuçlar doğurabiliyor ve güvenli olmadığı açıkça görülüyor” dedi. DENETİMLER YETERSİZ Ekincioğlu, Türkiye’de de gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi bitkisel ürünlerin öncelikli olarak ruhsatlandırılması ve satımının yapılması gerektiğini vurgulayarak şunları aktardı; “Bitkisel ürünlerin ruhsatlandırılması ve satımına ilişkin olarak dünyadaki uygulamalarda farklılıklar var. AB ülkeleri birbirine benziyor, ama detaylar anlamında AB ülkeleri arasında da farklılıklar var. ABD daha farklı bir sistem uyguluyor, ama tedavi amaçlı kullanılacak ürünlerin bütün dünyada eczacılar kanalıyla ve eczacılar kanalıyla halka ulaştırılması öngörülüyor ve belli Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışan belli kurumların izni ile ruhsatlandırılıyor ve Türkiye’de daha netleşmesini umuyoruz. Çünkü Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılan ve hatta ruhsatı bile verilmeyen bildirime tabi ürünler var. Bunlar reklamları vasıtasıyla satılabiliyor. RTÜK ve Gümrük ve Ticari Sanayi Bakanlığı bu anlamda denetimlerini yapıyorlar, ama çokta yeterli kaldığı söylenemez. İnternet sayfalarında banner olarak gazete ve televizyonlarda bu ürünlerin reklamının yapıldığını görüyoruz. Doğru buluyoruz, Avrupa örneklerinin Türkiye’de daha yakın olduğuna inanıyoruz.” USTADAN EL ALINARAK SAĞLIK ÜRÜNLERİ SATILMAMALI Bitkisel ürünlerin aktarlar vasıtasıyla satımının da yanlış olduğunu dile getiren Ekincioğlu, “Aktarların ifadelerine göre, 6 bin aktar bu yönde hizmet veriyor. İstanbul’da Mısır Çarşısında vesaire gibi yerlerde aktarlar maalesef alaylı bir diyebileceğiz ustasından el alarak el verilerek yürüyen bir sistem asla ve asla güvenli değildir. Tedavi amaçlı kullanıma yönelik bir şeyin aktarlar tarafından satılması kesinlikle halk sağlığını tehdit etmektedir. Elbette onlarında mesleklerini yapmaları gibi bir serbestlikleri var. Ama işin içine tedavi girdiğinde, işin içine zayıflama, kolesterol düşürücü etki ve diğer tedavi edici amaçlar girdiğinde bunların aktarlarda satılması doğru değil” dedi. Sağlık Bakanlığı Türk İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurulu Başkanı Sami Çarman'da bitkisel ürünlerin hangi şekilde olursa olsun bir ilaç gibi değerlendirilemeyeceğini söyledi. Çarşan, “Gıda destek ürünleri olan bitkisel ürünlere Sağlık Bakanlığınca 2010 yılından beri bu ürünlerin ilaç olabileceklerine, endikasyon içerenlere ruhsat vermekte ve ruhsat başvurularını kabul etmektedir. Bitkisel ürünler ile ilaç kavramını hiçbir zaman birlikte kullanılmaması gerekir. Bunlar hiçbir şekilde ilaç olarak değerlendirilemezler. Besin destek ajanlarıdır. Bu ürünlerin verilen izinler kapsamında güvenlik ve toksit testlerinin yapılmış olması gerekir. Nitekim pazar gözetimi sırasında bunların da bahsedilen özelliklerinin olup olmadığı denetlenmektedir. Ancak çok kötü niyetli insanlar özellikle internet üzerinden maalesef kargolar yoluyla adresler belli edilmeksizin, üretici kaynağına ulaşamadığımız bir takım ürünleri pazarlayabilmektedir. Ve içlerinde bunların ilaç etkin maddeleri yer alabilmektedir. Hiçbir gıda elemanı bir ilaç gibi etkili olamaz. Onlar destek ürünleridir, tedavi ajanları değildir. Tedavi iddiasında bulunmamalıdırlar. Ancak ve ancak bir hastalığın tedavi edilmesine yardımcı olabilirler. Vatandaşlarımıza pazarlama yöntemleri ile bu ürünleri bir ilaçmış gibi anlatarak haksız kazanç elde eden ve onun üzerinden vatandaşımızın sağlığı ile oynayan kişilere asla rağbet edilmemesi gerekir. Bunun en doğru yolu denetimli alan konumundaki eczanelerde kullanılan ürünlere dönmektir” dedi. 2 gün süre ile devam edecek Bitkisel 2012 sempozyumunda Bitkisel İlaçlarda Klinik Etkinlik değerlendirmesi, eczanede tıbbi çay uygulamaları, bitkisel kaynaklarımızda katma değeri yüksek aktif madde üretimi, geleneksel bitkisel tıbbi ürünler neden eczanede olmalı gibi bildiriler ele alınacak. AK (OE/RT)