İngiltere Başbakanı David Cameron'ın, genel seçimi kazanırsa İngiltere'nin AB üyeliğinin geleceğini halka oylatacağı açıklamalarının yankıları, Davos’ta da devam ediyor. Avrupalı liderler, İngiltere’yi AB içinde tutmaktan yana. İrlanda Başbakanı Enda Kenny, "Ben İngiltere’nin AB içindeki merkezî rolünü sürdürmesini istiyorum. Bu küresel bir öneme sahip" diye konuştu. İtalya Başbakanı Mario Monti ise Dünya Ekonomik Forumu’nda yaptığı konuşmada olası bir referandumda konunun, İngilizlere hiçbir arka kapı aralamadan, açık bir şekilde sorulmasını talep etti. Zira Monti’ye göre bu durumda İngilizler, AB içinde kalmak isteyecek. Aksi takdirde, iç pazardan ayrılmaları gerekecek. Hollanda Başbakanı Mark Rutte de İngiltere'nin Birlik çatısı altında kalması gerektiğini, aksi takdirde ülkenin, AB ile ABD arasında bir yerlerde yalnız başına devineceğini söyledi. Cameron savunmaya geçti Referandum planlarına gelen eleştiriler üzerine David Cameron, Dünya Ekonomik Forumu’nda savunmaya geçti ve şunları kaydetti: "Bunun, Avrupa’ya sırtını dönmekle ilgisi yok. Aksine; tam tersi söz konusu. Yani, 'Avrupa’yı nasıl daha rekabetçi, daha açık ve esnek yapabiliriz ve İngiltere’yi de nasıl güvenli bir biçimde bunun içinde tutabiliriz,' bunu tartışıyoruz. Ben böyle görüyorum. AB ülkelerinin yarısından çoğu, ortak para birimi euroyu kullanıyor. Eğer tek bir para biriminiz varsa durdurulamaz bir şekilde, ortak bir bankacılık birliğine, ortak bir mali birliğe doğru hareket edersiniz. Ve işte tam da bu, bizim gibi euro kullanmayan ülkeler üzerinde - ki açıkça söylüyorum, kullanmayı da düşünmüyoruz- inanılmaz büyük etkileri oluyor. Yani bizim ait olduğumuz kulüp değişiyor. Biz bunu görmezden gelemeyiz, değişim sürüyor ve hâlihazırda yaptığımız tartışmalar da bunun, bizim için ne anlama geldiğine yöneliktir." Merkel'in "rekabet paktı" talebi Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Davos’taki konuşmasında David Cameron’ın AB’nin rekabet gücünün artırılması gerektiği sözlerine, ortak bir 'rekabet paktı' talebiyle karşılık verdi. Merkel, kalıcı kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması’nın (ESM) Avrupa’daki dayanışmanın kuvvetlenmesinin aracı olduğunu, Avrupa Birliği’nde daha fazla bütçe disiplinini öngören mali paktın da mali dayanışmanın güvenceye alınmasının aracı olduğunu kaydetti. Almanya Başbakanı, "Şimdi eksik olan; rekabet gücü için bir paktır" diye konuştu. Merkel, söz konusu paktın içeriğine şöyle açıklık getirdi: "Üye devletler, AB Komisyonu ile sözleşmeler imzalayarak, rekabet gücünü etkileyen gerekli unsurları iyileştirmekle yükümlü olacaklar. Bunlar, örneğin ücret ek masrafları ve birim emek maliyetleri, araştırma masrafları, altyapı, yönetim birimlerinin etkinleştirilmesi gibi konuları içerecek. Tabii ki ulusal parlamentoların bu sözleşmeleri onaylaması gerekecek. Euro Bölgesi'nin rekabet gücünün, ne kadar iyileşip iyileşmediğini görebilmemiz için, bu sözleşmelerin bir bağlayıcılığı olması gerekecek." Lagarde uyardı Davos'ta art arda konuşma yapan siyaset dünyasının önemli aktörlerinden biri de Uluslararası Para Fonu Başkanı Christine Lagarde oldu. Ekonomik kriz içindeki Euro ülkelerini öven Lagarde, bu ülkelerin önemli ilerlemeler kaydettiklerini söyledi. Lagarde, ancak bu ilk başarı sonuçlarına rağmen, bu ülkelerin tuttukları yolda taviz vermeden yürümeye devam etmeleri gerektiğini ve kesinlikle başarıya aldanıp çabalarını zayıflatmamaları gerektiğini kaydetti. IMF Başkanı, dünya ekonomisindeki yeni tehlikelere karşı da uyardı. Lagarde, "Tüm gelişmiş ekonomileri kastediyorum, buna Japonya, Euro ülkeleri ve ABD de dâhil. Eğer bu ülkeler, hâlihazırdaki canlılığı koruyamazlarsa, ufukta tehlike sinyalleri belirecektir" diye konuştu. Siyaset ve iş dünyasının önde gelen aktörlerini bir araya getiren Davos buluşmasına, 2 bin 500'e yakın üst düzey politikacı ve girişimci katılıyor. Dünya Ekonomik Forumu, 27 Ocak Pazar günü sona erecek.© DW