Tagesschau internet sitesinin SWR radyo kanalından Stefanie Schoene ve Ahmet Şenyurt'un ortak haberinde, Gülen hareketinden ayrılanların ağ içindeki gizli bir organizasyondan ve istihbarat yöntemlerinden söz etmesi dikkat çekti.

Haberde, örgütten ayrılanların örgütün kendisini insan hakları ve demokrasi için kampanya yürüten bir ağ olarak sunduğu, istihbarat araçlarını kullanarak destekçilerini baskı altına aldığı iddialarına yer verildi.

Bloomberg: 'Türkiye İsrail ile tüm ticareti durdurdu' Bloomberg: 'Türkiye İsrail ile tüm ticareti durdurdu'

Örgütten ayrılan Vahdettin Polat, SWR'ye verdiği demeçte, "Gizli bir gündemimiz var. Çok sistematik ve planlı bir şekilde kullanılan bir gözetim sistemi kurduk." dedi.

Habere göre Polat, 2016'ya kadar 12 yıl boyunca örgüt içinde "Hususi Hizmet" adlı gizli bir gözetleme biriminin üyesi olduğunu anlattı.

Bu birimin, sadık müritleriyle Türk devletinin önemli kurumlarına sızdığı ve Polat'ın, gizli örgüt hakkında Tagesschau'ya bilgi veren ilk üst düzey eski Gülen destekçisi olduğu kaydedildi.

"Benim işim orduyla görüşmek, onlarla ilgilenmek, dertlerini dinlemek, düzenli olarak ziyaret etmekti. Bir nevi dini liderlikti." ifadelerine yer verilerek Polat'ın "Hususi Hizmet"in nasıl ilerlediği sorusuna da, "Klasik gizli servis yöntemlerine göre çalışan bir yapıdan bahsediyoruz." diye cevap verdiği belirtildi.

Polat, gizli örgüt hakkında bir Alman medyasına rapor veren ilk üst düzey eski Gülen destekçisi.

Polat, Türkiye'deki 2016 darbe girişiminin ardından tutuklandı. Mahkemede kapsamlı bir açıklama yaptı. 2019'da bir İstanbul mahkemesi onu silahlı terör örgütüne üye olmaktan 16 yıl hapis cezasına çarptırdı. Polat temyize gitti. Mahkemenin kararı henüz kesinlik kazanmadığı için Polat serbest bırakıldı. Polat, darbe girişimi sonrası hareketten koptuğunu söylüyor.

Habere göre, darbe girişiminden sonra başlayan ve bugüne kadar devam eden Gülen destekçilerine yönelik kitlesel tutuklamalar ve soruşturmalar devam etti. Yüzbinlerce prosedürde, hukukun üstünlüğü ilkeleri genellikle geçersiz kılındı. Resmi rakamlara göre, savcılık 500.000 kişi hakkında soruşturma başlattı, 28.000 kişi gözaltında ve 120 bin memur ve çalışanın kamu görevine (KHK) son verildi. Türk mahkemelerine göre, Gülen hareketi gençleri eğitim kurumlarına dahil ederekti onları Türkiye'nin askeri ve diğer kurumlarında pozisyon almak için casus olarak eğitti.

Polat, "Hususi Hizmet" sorumlularının erkenden yurt dışına çıktığını ve şu anda Almanya dahil Avrupa'da yaşadıklarını, örgütün demokratik toplumların özgürlüklerini kullandığını anlattı.

Haberde Bilim ve Siyaset Vakfı Türkiye Araştırma Grubu Başkanı Günter Seufert'in de darbe girişiminin arkasında örgütün olabileceğine ilişkin, "Bunun gerçekten böyle olduğuna dair birtakım işaretler var." ifadelerine yer verildi.

Avrupa ve dünyanın her yerinde bu yapılar işletilmeye devam edilmek isteniyor

Türkiye'den kaçan Önder Aytaç'ın da örgütün önde gelen temsilcilerinden olduğu vurgulanan haberde, Aytaç'ın 2019'dan beri Almanya'da yaşadığı ifade edildi.

Aytaç'ın, hareketin gizli birimlerinin Almanya'da da faaliyet gösterebileceği endişesini dile getirdiği ve "Yalnızca Almanya'da değil, Avrupa'da ve dünyanın diğer yerlerinde de destekçiler bu yapıları inşa ettiler ve işletmeye devam etmeye çalışıyorlar." dediği aktarıldı.

Aytaç'ın gizli hususi birimlerinin tüm örgütsel yapısının yüzde beşini oluşturduğunu tahmin ettiği belirtildi.

Haberde "Gülen hareketi" olarak bahsedilen örgütün, 1980'lerin sonlarında ağını Almanya'ya kadar genişlettiği ve bu ülkede 150 bin sempatizanı bulunduğu vurgulandı.

Örgütün Almanya'da 300 civarında dernek, vakıf, 22 okul, 3 bin civarında şirket ve çeşitli haber portallarını yönettiklerine işaret edildi.

İslam bilimcisi Florian Volm'un örgütü otoriter yapılar olarak tanımladığı ve tabanın karar verme süreçlerine dahil edilmediğine dikkati çektiği ifade edildi.

Haberi yapan muhabirlerin Almanya'da görüştükleri kişilerin katı cinsiyet ayrımı, kişi kültü ve yurtlarda ve diğer örgüt tesislerinde kontrollerden şikayetlerini aktardıkları vurgulandı.

Haberde görüş almak için Gülen hareketiyle bağlantılı Diyalog ve Eğitim Vakfına 18 soru gönderildiği ancak soruların yanıtsız kaldığı ifade edildi.

SWR ile konuşan herkesin, Alman toplumunun örgüt hakkında daha az naif ve daha uyanık olmasını diledikleri aktarıldı. Alman güvenlik yetkilileri SWR'ye şu anda Gülen hareketiyle ilgili olarak herhangi bir endişe duymadıklarını belirtti.