Önceki gün Bodrum’da geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybeden müzik yapımcısı, Kalan Müzik’in kurucusu Hasan Saltık, Kartal Cemevi’nde büyük bir kalabalıkla yapılan cenaze töreninden sonra Küçükyalı Mezarlığı’nda sonsuzluğa uğurlandı.

Törende bulunanlardan orkestra ve koro şefi, yakın arkadaşı Zafer Gündoğdu’nun söyledikleri, bu ilginin nedenini anlatıyordu: “O, mucizevi bir adamdı, kimsenin aklına gelmeyen bir şey yapmış; bu topraklarda her dilden söylenmiş şarkıları, türküleri, müziği ortaya çıkarmış, bir müzikolog gibi derlemişti.”

Solingen: 4 kişinin öldüğü kundaklama ile ilgili eski kiracı tutuklandı Solingen: 4 kişinin öldüğü kundaklama ile ilgili eski kiracı tutuklandı

‘BİRLEŞTİRİCİ GÜÇTÜ’

Hasan Saltık’ı müzik dünyası için önemli ve değerli yapan neydi? Tunceli doğumlu Zaza kökenli Alevi Hasan Saltık, İstanbul’a gelip konservatuvarda bir yıl okuduktan sonra ekonomik gerekçelerle eğitimini bırakıp akrabası Rahmi Saltuk’un yapım şirketinde çalışmaya başlamıştı. Asıl hedefi, ABD’ye giden gemilerde miçoluk bulup geleceğini yeni dünyada aramaktı. Beklerken üniversite gençlerinin Ahmed Arif’in şiirlerini çok sevdiğini gördü ve çok satacak olan ilk şiir kasetini yaptı. Bu başarı onu cesaretlendirdi, protest müziğe yönelip Grup Yorum’un albümünü çıkardı. Onun da yolu açık oldu. Rahmi Saltuk’la anlaşamayınca küçük bir sermayeyle kendi ofisini kurdu: Kalan Müzik. Bir yanıyla memleketinin adı, bir yanıyla kalacak olan müzik anlamında. Bir bahaneyle Avrupa’ya gitti ve yeni bir vizyonla döndü: Geleceğe kalacak bir müzik arşivi oluşturmak! Yakın dostu Musa Eroğlu cenazesinde şöyle diyor: “Kültürel olarak yaptığı şeyi biz önce kavrayamadık. Kültürel ortaklığın, müziğin birleştirici gücünü ortaya koydu. Kalmasını sağladı. Hatta uluslararası ortamlarda birleştirdi.” 

GENİŞ KİTLELERLE BULUŞTURDU...

Ne mi yapmıştı? Kıyıda köşede kalmış eserleri araştırmış, ortaya çıkarmıştı. Anadolu, Kafkas ve Balkan müziklerini derlemeye ve yayımlamaya başladı. Unutulmuş, bilinmeyen ama çok değerli türküleri, şarkıları, eserleri yeniden geniş kitlelerle buluşturmuştu. O yıllarda Anadolu dillerinde müzik yapmak bölücülük sayıldığı için başı derde de girdi. Hakkında bölücülükten dava açıldı ama o sayede de bu yasağın yanlışlığı anlaşıldı. Dönemin başbakanı Turgut Özal’ın öngörüsü sayesinde Anadolu dillerinde müzik yapmayı yasaklayan 2932 sayılı yasa yürürlükten kaldırıldı. Hasan Saltık’ın davası da düştü. Böylece Kürtçe, Lazca, Zazaca, Süryanice, Yezidice gibi Anadolu dillerinde yayımlanan ve Ortadoğu’da sahiplenilen eserleri zaman ve para harcayarak tekrar ülkemize kazandırdı ve özgürce söylenmesini, yayılmasını sağladı. Neşet Ertaş’ı, Almanya’dan döndükten sonra ülkesinde ünlendirdi. Tür ayırımı yapmadan müziğe gönül verdi; sadece Anadolu türküleri değil, saray müziğinden sanat müziğine, uzun havadan tangoya...

REMBETİKO TÜRKÜLERİ

Müziğe ve birleştirici gücüne yaptığı bu çalışmaları Avrupa’da da duyuldu ve kabul gördü; Hollanda Kraliyet Ailesi tarafından müziğe yaptığı katkılarından ötürü Prince Claus Nişanı ile onurlandırıldı. Time Dergisi tarafından “Avrupa’nın Kahramanı” ödülünü aldı! Çok genç yaşta kaybettiğimiz Hasan Saltık’ın gerçekleştiremediği son projesi ise pandemiden sonra yapmaya hazırlandığı Osmanlı Ermenilerinin ve mübadele döneminde Yunanistan’a göç eden Rumların yaşayan ailelerinden yurtdışında kaydettikleri eserleri derlemek, rembetiko müziğini yayımlamaktı. Ömrü yetmedi. Şimdi beklenen, arşivine ve projelerine sahip çıkılması. Onu anmanın en güzel yolu olacak. (Cumhuriyet /Kültür Servisi)