Başsavcılık açıklamasında, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de sivillere, hastanelere ve altyapıya sistematik saldırılar düzenlediği, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi.
Soruşturma: “Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suçlar”
Soruşturma dosyasında, 6 yaşındaki Hind Receb’in İsrail askerleri tarafından 335 kurşunla öldürülmesi, 17 Ekim 2023’te El-Ehli Baptist Hastanesi’ne yapılan saldırıda 500 kişinin katledilmesi, 21 Mart 2025’te Türk-Filistin Dostluk Hastanesi’nin bombalanması ve insani yardımların engellenmesi gibi olayların da yer aldığı bildirildi.
Başsavcılık, söz konusu eylemlerin Türk Ceza Kanunu’nun 76. maddesinde tanımlanan “Soykırım” ve 77. maddesinde düzenlenen “İnsanlığa Karşı Suçlar” kapsamında değerlendirildiğini açıkladı.
Dosyada, “Eziyet, nitelikli yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve ulaşım araçlarının alıkonulması” gibi suç başlıkları da bulunuyor. Ayrıca, Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan Küresel Sumud Filosu’nun uluslararası sularda İsrail donanması tarafından saldırıya uğradığı ve aktivistlerin alıkonulduğu bilgisi yer aldı.
Türkiye’ye getirilen mağdurların İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda adli ve psikolojik muayenelerinin yapıldığı, elde edilen raporların dosyaya eklendiği bildirildi.
Uluslararası boyut
İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıyla, Netanyahu’nun yanı sıra Savunma Bakanı Israel Katz, Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve Deniz Kuvvetleri Komutanı David Saar Salama hakkında da yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul Başsavcılığı, şüphelilerin Türkiye’de bulunmadıklarını belirterek yakalama kararının uluslararası düzeyde geçerli olacağını duyurdu.
Ankara’dan siyasi mesaj
Başsavcılığın açıklaması, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun süredir İsrail’i “Gazze’de soykırım yapmakla” suçlayan sert söylemlerinin ardından geldi. Erdoğan, savaşın başından bu yana İsrail hükümetini “Filistin halkını açlığa mahkûm etmekle” ve “uluslararası hukuku sistematik biçimde ihlal etmekle” itham ediyordu.
Alman basınında yer alan yorumlara göre, Türkiye’nin bu adımı, uluslararası kamuoyuna güçlü bir siyasi mesaj niteliği taşıyor. Almanya merkezli yayın organları, Türkiye’nin Hamas’a yakın bir ülke olarak İsrail’e yönelik bu kararıyla “Gazze savaşında hukuki bir cephe açtığı” değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu hakkında ikinci yakalama kararı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında daha önce de Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından Kasım 2024’te “savaş suçları” gerekçesiyle yakalama kararı çıkarılmıştı. Ancak Türkiye, UCM’ye taraf olmadığı için söz konusu kararın Türkiye’de uygulanabilirliği bulunmuyor.
Buna rağmen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın çıkardığı bu karar, Türkiye’nin Gazze’deki insanlık dramına karşı hukuki ve siyasi bir tavır aldığını göstermesi açısından dikkat çekici bulundu.
Türkiye, Gazze’deki saldırılardan sorumlu tuttuğu İsrailli yetkililer hakkında tarihte ilk kez “soykırım” ve “insanlığa karşı suçlar” kapsamında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkardı. Karar, hem Türkiye-İsrail ilişkilerinde yeni bir kırılma noktası hem de uluslararası hukuk açısından yeni bir tartışma zemini yarattı.




