gecede okuduğu biir şiirle ve söylediği türkülerle dinleyecileri Kızıldere’de bomba ve bazukalarla cesetleri param parça edilen THKP-C’li devrimcilerin siyasal düsüncelerini ve verdikleri mücadelelerini yeniden sorgulamaya yöneltti. Salonda 12 Eylül öncesinden tanınan ve hemen her eylemde haykırılan “Mahir,Hüseyin,Ulaş,Kurtuluşa Kadar Savaş“ sloganı atılmasa da eski anıların tazelendiği kesindi .Yeni gelişmelere nelerin gebe olduğunu zamanla göreceğiz.
Panel’deki etkileyici ses tonuyla yaptığı konuşmada o günleri anlatan 68 kuşağı devrimcilerinden Oktay Etiman, o dönemdeki kaçırılarak fidye karşılığı serbest bırakılan zengin işadamalarıyla ilgili de „elde edilen paranın örgütsel faaliyetler için değerlendirildiğini,bireysel çıkarlar için kamulaştırma eylemleri yapmadıklarını “ ifade ederken salondaki dinleyicilerin coşkulu alkışlarını aldı.
Gece çeşitli müzik dinletileri ve Kızıldere‘ye ilişkin slayt gösterimi ile devam etti. 70’li yilların en çok sevilen devrim türkülerinden „gün doğdu hep uyandık, siperlere dayandık,bağımsızlık uğruna da al kanlara boyandık,“ türküsü salondaki kitleyle birlikte söylendi. Kızıldere katliamından tek sağ kurtulan BDP Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise, konuşmasıyla Halkların kardeşliğinin önemine dikkat çekerek Türkiye’deki yaşananların sadece Kürtlerin sorunu olmadığını belirtti. „Özellikle Kürt olmayanların ayağa kalkmaları halinde Türkiye’nın barışa daha çabuk yaklaşacağını“ dile getirdiği toplantıda ,birlik ve kardeşliğin öneminin altını çizen sözleri sık sık alkışlarla kesildi.
Tiyatro sanatçısı Cemalettin Zeyrek’in „Oy dere Kızıldere,böyle akışın nere,bizde hal mi bıraktın sana can vere vere“ türküsünü alışılagelmişin dışında müthiş bir performansla söylemesi salondaki kitleye duygu dolu sahneler yaşattı.
Gecede Kızıldere katliamına yönelik mesajlar da okundu. Hamburg Alevi Kültür Merkezi adına başkanın gönderdiği bir dayanışma mesajiyla Mahir Çayan ve yoldaşlarının haklı ve onurlu mücadelelerini her zaman destekleyecekleri vurgulandı.Geceye verilen ikinci mesajlı destek ise,. Devrimci Yol‘da Özgürlük adına oldu.Mesajlar alkışlarla desteklendi.
Uzun zamandır göremediğimiz eski dostların bir kesimini 22 Mart’ta kaybettiğimiz sevgili Demir Gökgöl’ün cenaze töreninde diğer bir kesimin de 31 Mart Cumartesi günkü Kızıldere Anması’toplantısında görürken hüzünle sevinci birarada yaşadık denebilir. Hasan Burgucu, İrfan Cüre ve bir grup arkadaşının öncülüğünde “40.Yıl Girişimi“ adlı bir inisiyatifin organizesiyle yapılan toplantı, yaklaşık 5 saat sürdü.
Yer yer tartışmalı geçen Kızıldere anmasında 30 Mart 1972 Kızıldere katliamında devletin günümüzde olduğu gibi o zaman da vahşice bir katliamla tüm Türkiye halklarına gözdağı vermek istediği vurgulandı.
Konuşmacılardan Oktay Etiman “devlet isteseydi Mahir Çayan ve yoldaşları bugün yaşıyor olabilirlerdi. Atılan bombalar yerine, göz yaşartıcı gaz kullanılsaydı yaşanan vahşi katliam yerine devrimci arkadaşlarımız sağ yakalanabilirlerdi, bir saatlik bir cephaneliğe sahip olanların karşısına bir taburla gittiler ve bile bile katliam yaptılar“ diyerek devletin değişmeyen faşist karekterinden ve şiddet yanlısı politikasından hiçbir zaman vazgeçmediğinin altını çizdi.
Değişik soruların cevaplandırıldığı gecede konuşmacılardan Ertuğrul Kürkçü, herşeyin BDPlilerden beklenmesinin yanlışlığından yakınırken, Kürtlerin mücadelesine Türkiyeli sosyalistlerin mesafeli duracağına ve akıl vermeye kalkışacaklarına mücadeleye atılmalarının ve dayanışma göstermelerinin daha doğru olacağının söylerken kararsız olan birçok kitlenin de çoşkuyla alkışlarını aldı. Türkiye’deki hukuksuzluklara bir de örnek veren E.Kürkçü sözlerini söyle devam ettirdi; “Gazete kapatıyorlar ama dergi kapatma gibi bir ceza veriyorlar. Mahkeme kapatma kararında 18’inci sayfada „suç unsuru“ olarak birşeyler yazılmış ( …..) ama iddia edilen suç (!) 16 sayfalık bir gazete için geçerli ve 18.sayfa zaten yok.. Mahkeme gazeteyi bile görmeden böylesi hayali bir karar alıyorsa Türkiye nereye gidiyor siz düşünün“ dedi.
Kürtler ile Alevilerin kol kola girmesiyle demokrasiye daha çabuk ulaşılacağını barış köprüsünün buradan geçeceğini sık sık ifade eden Ertuğrul Kürkçü geçmişe yönelik bir de anısını anlattığı gecede şunları söyledi:
“Yıl 1982. Niğde cezaevinden Malatya cezaevine sevk edildik, o zamanlar tüm cezaevlerinde bir kural vardı bir cezaevinden diğer cezaevine sevk edilince tutsaklara „ hoş geldin“ dayağı atılırdı. Malatya cezaevine geldiğimizde arkadaşlarımıza önce tek tip elbise giydirildi ve sonra da döve döve içeriye atıldılar. Bana herhangi bir şey yapmadılar Gardiyanlara „arkadaşlarıma vuruyorsunuz, bana niçin vurmadınız“ sorusunu yöneltince „Sen Mahir Çayan’ın, Deniz Gezmiş’in arkadaşın, sana nasıl elimiz kalkar“ yanıtını verdiller dedi.
Gece Tuncay Akçay’ın okuduğu Devrimci Yol davasından Adana‘da idam edilen unutulmaz devrimci Mustafa Özenç‘in „O Büyük Gün Geldiğinde ben toprağın altında olacağım“şiirinin okunmasıyla son buldu.
Kızıldere Adın Ahire Klasın
Kızıldere adın ahire kalsın
Yiğit yoldaş sanı mahir'e kalsın
Halklar düşmanını sürsün çıkarsın
Kızıldere sana yine geliriz
Kızıldere sana biz de geliriz
Günden güne yandım yiğitlerime
Acı doldu bütün türkülerime
Garip anam yası saldı gönlüne
Kızıldere sana yine geliriz
Kızıldere sana biz de geliriz
Gazetede yalan,radyoda yalan
Zalimlerin sesi zehirli yılan
Dokuz yoldaşıyla vuruldu Çayan
Kızıldere sana yine geliriz
Kızıldere sana biz de geliriz.....
Fotoğraflar:Faruk Yüksek