Gazetecilere haddini öğretme konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem bir lider hem de bir takipçi olduğunun yorumunun yapıldığı yazıda, bu konuda Erdoğan’ın ‘usta‘sının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğu belirtildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra Türkiye siyasetindeki en ‘azametli‘ figür olduğu belirtilen analizde, Atatürk’ün kurduğu ‘katı’ laik sistem ve Erdoğan’ın İslami değerleri öne çıkaran politikası arasındaki farklılar vurgulandı.

“(Erdoğan) planlı şekilde hareket etti, geçmişte (siyasete) müdahale eden generaller ve laik kadrolarla doğrudan yüzleşmekten kaçındı ve 2000’lerin sonunda siyasi hegemonyasını kurdu” ifadelerine yer verilen analizde, 7 Haziran seçimlerinin bu hegemonyayı duraklattığı belirtildi.
Medyayı düşmanı gibi gördü

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık planlarının AKP’nin seçimlerde aldığı oy oranıyla birlikte yok olduğuna dikkat çekilen yazı, Erdoğan’ın 12 yıllık başbakanlık sürecinde medyayı kendisine bir düşman gördüğü değerlendirmesiyle devam etti.

“Erdoğan, demokrasinin yeni, sallantıda ya da her ikisinin birden olduğu ülkelerde görülen bir trendin hem öncüsü hem de takipçisi oldu. Medyayı düşmanı gibi gördü, onlara saldırdı ve daha özgürlükçü olduğu ilk başbakanlık yıllarında kontrolüne aldığı küçük alanlara hapsetti” ifadelerine yer verilen değerlendirmede, bunun nedeni şöyle açıklanmış: “Bu trende öncülük etti, çünkü aşağılamaları ve beğenmemeleri çok belirgin ve ileriye etkindi.”

Tahammül edilemez

Gazetelerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ‘tahammül edilemez‘ bulunduğunun belirtildiği analizde, Türkiye’de farklı gerekçelerle tutuklanan gazeteci sayısının diğer ülkelere kıyasla çok yüksek olduğuna dikkat çekildi.

Yazıda ayrıca Erdoğan hakkında eleştirel yayınlar yapan medya kuruluşlarının partonlarına kamu ihalelerinde engeller çıkarıldığı belirtilerek, Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında geçen ve internete sızan telefon konuşmaları hatırlatıldı.

Yazı şu ifadelerle devam etti: “Erdoğan bir ifadeyi, hem Türkiye medyası ama daha çok Economist, The Guardian, The New York Times’ında aralarında olduğu kuruluşlarda çalışan yabancı muhabirler için tekrar tekrar kullanıyor: ‘Haddini bil!’”

Ustası Putin


“Bu vaziyet giderek daha fazla ortak bir özellik oluyor, bu bakımdan Erdoğan bir önder olduğu kadar bir takipçi de” denilen analizde, bu konudaki bir önceki ‘usta‘nınsa Erdoğan’ın da yakın ilişkiler içinde olduğu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğu belirtilmiş.

Türkiye’de medya kurumlarının hükümete ihtiyaç duyduğunu, hükümetinse artık merkez medyaya ihtiyaç duymadığının belirtildiği değerlendirme, “Eğer gazetecilik yerinde duracak ya da iyileşecekse, demokratik gereklilik için bazı dosyalar yeniden açılmalı. Otoriter rejim ve yolsuzluğa karşı şehrin surları olmak gazeteciliğin sorumluluğu” ifadeleriyle sonlandırılmış. (Dİken)