<p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">Akın’ın “Agos”a yaptığı açıklamalardan sonra gazetenin tehditler aldığı film, 1915 soykırımı sırasında iki kızıyla bağlantısı kopan Ermeni bir demirci ustasının öyküsünü anlatıyor. Fransız-Cezayirli oyuncu Tahar Rahim’in canlandırdığı Ermeni demirci, iki kızını bulmak için Halep’ten Havana’ya, Kuzey Dakota’ya, yollara düşüyor.</span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">Fatih Akın, 5 ülkede 15 milyon Avro’luk bir bütçeyle çekilen “The Cut”la ilgili olarak New York Times gazetesinin sorularını yanıtladı.</span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;"><b style="mso-bidi-font-weight:normal">Geçenlerde Türkiye’deki bir gazeteye, ülkenin 1915 olaylarını konu alan bir filmi izleyecek olgunlukta olduğunu söylemiştiniz. Gazete o günden sonra ölüm tehditleri aldı. Fikrinizi değiştirdiniz mi? </b></span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">Hayır, hâlâ Türkiye’nin filmi izlemeye hazır olduğuna inanıyorum. İki yapımcı arkadaşım senaryoyu okudu. Biri filmi taşlayacaklarını, biri de çiçek atacaklarını söyledi. Ama filmi, 1915’in bir soykırım olduğunu hem reddeden insanlara, hem de kabul eden insanlara gösterdim ve her iki kesimde de aynı duygusal etkiyi gördüm.</span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">Umarım, bu film bir köprü olarak görülür. Hiç kuşkusuz, her türlü uzlaşmadan korkan köktenci gruplar var. Bunlar ne kadar küçükseler sesleri o kadar yüksek çıkıyor. Söyleşi verdiğim Agos gazetesi Türkiye’de yayımlanan bir Ermeni gazetesi, gazeteci Hrank Dink orada çalışıyordu.</span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;"><b style="mso-bidi-font-weight:normal">Dink bir Ermeniydi ve genç bir Türk milliyetçisi tarafından öldürülmüştü. 2010’da Dink’in yaşamı üstüne bir film yapmaya kalktınız ve Türkiye’de onu oynayacak bir oyuncu bulamadınız. </b></span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">Dink’i oynayabilecek 5 Türk oyuncu belirlemiştim. Ama hepsi de senaryodan tedirgin oldu. Kimse incinsin istemiyorum. Ben Türkiye’de yaşamadığım için güvendeyim. Ama o oyuncular bazı sorunlarla karşılaşabilirdi. Hiçbir film buna değmez. <br /> <br /> <img width="600" height="422" align="middle" src="http://1.1.1.2/bmi/www.demokrathaber.nethttps://avrupa-postasicom.teimg.com/avrupa-postasi-com/images/upload/thecut.gif" alt="" /></span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;"><b style="mso-bidi-font-weight:normal">“The Cut”ın Türkiye’de geçen sahneleri Ürdün’de çekildi. Neden? </b></span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">Büyük ölçüde lojistik nedenlerle. Film, 1915’te, Güneydoğu Türkiye’nin bugünkü Suriye’ye çok yakın olan bir yerinde geçiyor. O günlerde Almanların Türkiye’de inşa etmekte oldukları Bağdat Demiryolu’ndakilere benzeyen pek çok eski tren gerekiyordu. Bu trenler ve o manzaralar Ürdün’de vardı.</span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;"><b style="mso-bidi-font-weight:normal">Filmin öyküsü ne ölçüde gerçek bir kişinin yaşamına dayanıyor? </b></span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">Öyküyü yazarken pek çok araştırma yaptım ve 20’li yaşlarında Havana’ya gitmiş Ermenilerin günlüklerini buldum. Ölüm kampları ve ölüm yürüyüşleriyle ilgili sözlü tarihler ve edebiyattan yararlandım. Çok zengin tanık portreleri topladım ve onları birbirine dikmeye çalıştım.</span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;"><b style="mso-bidi-font-weight:normal">Tahar Rahim’le çalışmak nasıldı? </b></span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"><span style="font-family: Arial;">“Yeraltı Peygamberi” beni çok etkilemişti. Büyük bir filmdi, bir başyapıt. Ve filmin üstünlüğünün yüzde 90’ı Tahar Rahim’den kaynaklanıyordu. Tanıştığımızda pek çok ortak yanımız olduğunu gördük. O Arap kökenliydi ve Fransa’da yetişmişti. Ben Türk kökenliydim ve Almanya’da yetişmiştim.</span></span></span></p> <p class="MsoNormal"></p> <span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-size: 16px;"> <p class="MsoNormal"><span style="font-family: Arial;"><b style="mso-bidi-font-weight:normal">Filminizin Venedik’teki ilk gösterimiyle ilgili olarak heyecanlı mısınız, yoksa tedirgin mi? </b></span></p> <span style="font-family: Arial;"> - Hem tedirgin, hem de heyecanlıyım. Bu filme çok fazla vaktimi verdim. Bir filme genellikle iki yılınızı verirsiniz. Ama ben bu filme 7 yılımı verdim. Son 4 yıldır her gün çalışıyordum. Evet, tedirginim. </span></span></span>