Zeki Rüzgar / Köln
Festivalde önceden 30 civarında film gösterileceği belirtilmiş olmasına rağmen, sonradan eklenen kısa filmler ile toplamda 40 film gösterimi yapıldı. 23 kısa filmin yanı sıra bir tane de animasyon film festivalde yer aldı.
Festivalin jurisinde Berfin Emekdar, Hewraz Mouhammed, Ekrem Heydo, Binevşa Berivan ve Yılmaz Al Mouhamed Ali görev yaptı.
Juri üyeleri Kürdistan'ın dörte bölünmesine atıf yapmak için birincilik ödülünü dört parçadan gelen dört film arasında paylaştırmaya karar verdi.
Ödül töreninde sunuculuğu Yılmaz Kaba üstlendi.
ROJAVA TEMSİLCİSİ FUAD OMER'DE ÖDÜL TÖRENİNE KATILDI
Festivaldeki filmlerin temasının Rojava olması nedeniyle, Rojava yönetimi bir temsilci ile festivalde temsil edildi. Rojava temsilcisi Fuad Ömer ödül törenine de katıldı.
Tertip komitesine ve festivale katılan sinemacılara teşekkür eden Fud Omer, “Burada bulunmaktan çok memnunum. Festival Kürdistan halkının gerçeğini ve mücadelesini sahneye taşıdı. Bizler halkımız için direniyor ve her türlü bedeli ödüyoruz. Ancak, sanat da sinema da bir direniştir, mücadeledir. Bir gün önce Rojava'da toplanan birlik konferansının festival ile aynı günlere denk gelmesinin bir tesadüf olmadığına inanıyorum. Biliyorum ki, halkımız için verilen her mücadelenin yolu bir noktada kesişecektir.” dedi.
FESTİVAL JURİSİ: SİNEMA BİR HATIRLAMA BİÇİMİDİR
Juri adına ise Berfin Emekdar, Ekrem Heydo ve Hewraz Mouhammed sahnede söz aldı. Konuşmalar Kürtçe ve Almanca yapıldı. Juri üyeleri adına söz alan Berfin Emekdar “Sinema bir hatırlama biçimidir. Unutulanı, katledileni, kaybedileni ve gizleneni gün yüzüne çıkarır. Her sahne bir iz bırakır ve kayıp bir hafızayı geri çağırır. Sinema aynı zamanda bir direniş biçimidir. Aynı zamanda izlediğimiz filmlerdeki her bir sahne, her cümle, her sessizlik, her bakış, bir yerlerdeki dile getirilemeyenlerdir. Senaryolar yasaklanan bir dilde yazıldı ve bu filmler çekildi. Sinema aynı zamanda değişimdir. Kadınlar Kürt sinemasında artık sadece söz edilenler değil. Kadınlar artık söz söyleyenlerdir. Kamera arkasında, senaryoların içinde, kadrajın içindedirler. Kadınlar sadece acıyı dillendirenler değil, direniş ile bezenerek yükselenlerdir. Sinema geleceği hayali ve kuruluşudur. Sinema sessizlerin sesini yükseltmekte, kimsesizliğin içinde kolektif bir dili yaratmaktadır. Bu nedenle sinemada özgürlük formdur, dildir. Kürt sineması yaralarıyla var olan, direnişi ile yaşayan, kadınlarıyla çoğalan ve özgürlüğüyle ışıldayan ve sürgünde bile yuva yapandır. Sınırları aşan ve ilham olandır. Bu nedenle hikayelerini anlatan sinemacılara ve bu filmlerin gösterimine imkan veren bu festivalin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyoruz” dedi.
BİRİNCİLİK ÖDÜLLERİ
Binicilik ödülünü paylaşan yönetmenler filmleri:
Rojava (Batı) ödülü, Rodi Osman'ın -- “AFTER WHAT”
Bakur (Kuzey) ödülü Mahsum Taşkın'ın,-- “GARAN”
Rojhilat (Doğu) ödülü, Mariam Samadi -- “SALT SALLERS”
Başur (Kuzey) ödülü Mouhamed Shervani'nin, -- “I Will Wait”
ÖZEL ÖDÜLLER
Jîna Amînî Özel Ödülü: Maria Laura Vasques – “LÊGERÎN”
İnsan Hakları Özel Ödülü: Ömer Biçer – “VARTİNÎS”
Yılmaz Güney Özel Ödülü: Binevsa Berivan – “THE VİRGİN AND CHİLD”
Xelîl Dag Direnen Sinema Özel Ödülü: Olmo Couto – “SERÊ KANİYÊ”
JURİ ÖZEL ÖDÜLÜ
Juri kategorisi belirtilmemiş olmasına rağmen festivale katılan tek animasyon filmi olan Adnan Zandi ve Faraz Seyed yapımı “GORAN-TRANSFORMATİON” filmine de özel bir ödül verilmesine kararlaştırdı.
TERTİP KOMİTESİNİN TEŞEKKÜR KONUŞMASI YAPTI
Tertip Komitesi adına sahneye çıkan Adil Demirci ve Dilek Çolak ödül töreninin ardından sahneye çıkarak Kürtçe ve Almanca birer teşekkür konuşması yaptı.
Dilek Çolak Kürtçe yaptığı konuşmada;
"Geçen yılki ilk festivalimizin teması Êzidîler idi. Bu yıl ise ana temamız “Rojava ve Kadın Direnişi” oldu. Dün Rojava’da gerçekleşen Birlik Konferansı, bu kararımızın hem sanatsal hem de toplumsal ve politik açıdan ne kadar doğru olduğunu bize bir kez daha gösterdi. Gösterimlere, film sonrası yapılan derin sohbetler ve tartışmalar ile kitap okumaları gösterdi ki, böyle bir festivale büyük bir ihtiyaç var. Paylaşmaya, anlamaya ve dayanışmaya duyulan büyük bir ihtiyaç var. Önümüzdeki yılda yeni hikayeler ve filmlerle bir arada olmayı umuyoruz. Tüm organizasyon ekibi, destekçiler, yönetmenler, sanatçılar, gazeteciler ve elbette seyircilerimize yürekten teşekkür ediyoruz." dedi.
Adil Demirci'nin Almanca yaptığı konuşmanın ardından tertip komitesi ve festivalde görevlilerin tümü bir arada sahneye çıktı. Seyirciler festivalde emeği geçenleri, “Jin Jiyan Azadi” sloganı eşliğinde ayakta alkışladı.
Program küçük bir müzik dinletisi ile son buldu.
ADİL DEMİRCİ: KÜRT YÖNETMENLERİN FİLMLERİNİ BİR ARAYA GETİRDİK
“Bu sene ikincisini gerçekleştirdiğimiz film festivalinin ana teması Rojava direnişiydi. Geçen yıl Ezidilerin yaşadığı dramı ana tema olarak seçerken de, bu sene Rojava direnişini ana tema olarak seçerken de amacımız yaşanan trajedileri görünür kılarken, aynı zamanda ortaya çıkan umudu gösterebilmekti. Maalesef büyük trajediler yaşanıyor. Biz bunları sinemaya taşımak istedik. Ancak aynı zamanda direnişlerle yeni umutların yeşerdiğini de görüyoruz, bunu da vurgulamayı amaçladık.
Gerek Rojava'da gerekse diasporada bulunan Kürt yönetmenlerinin filmlerini bir araya getirdik.
Gerek film gösterimleri gerekse okuma günlerine katılım çok iyiydi. İki okuma ve 14 film gösterimi sonrası yönetmenler ve sanatçılarla söyleşiler gerçekleştirdik.
Film gösterimlerinin çoğunda salonlarda yer kalmadığı için insanlar filmleri ayakta seyretti.
İlk Kürt filmi olarak kabul edilen Ermenistan yapımı “Zere” filminden başlayarak Kürt sinemasının yüz yılı içinde özellikle son on içinde Kürt sinemasının çok geliştiğini ve Kürtlerin artık kendilerini dünyaya yansıtmaya çalıştığını görüyoruz. Daha önceleri genelde başkaları tarafından Kürtler hakkında filmler yapılırken artık gerek Kürdistan'da gerekse diaspora da birçok sinema emekçisinin çok fazla üretim yaptığını görüyoruz. Bu da Kürt sinemasının çok geliştiğini gösteriyor.
Beş kişilik juri çok büyük özen ve emekle filmleri izledi. Seçimini yaparken çok zorlandıklarına da bizzat şahit olduk.
Festivalimizin aynı zamanda insanların bir araya gelerek sanatın, siyasetin ve sorunların ve hatta çözümlerin tartışıldığı bir mekâna dönüşmesi bizim için büyük bir onur oldu.
Tertip komitesinde olan ve festivalin hazırlanmasında emeğin geçen arkadaşlar adına, katılan sanatçılara, aydınlara ve özellikle sinema emekçilerine çok teşekkür ediyoruz.
Ayrıca festivalimizin insanlara duyurulmasında emeği geçen, başta Avrupa Postası olmak üzere tüm basın emekçilerine de sizin nezdinizde teşekkür ederiz.”