Yemek öncesinde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Gül, konuklarını Çankaya Köşkü’nde ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, "Biraz önce masaya gelir gelmez, arkadaşlarla, bu masadakilerle şunu paylaştım; Bundan 15-20 sene önce herhalde Türkiye’deki rektörlerin sayısı işte bu masanın etrafındakiler kadardı. Şimdi bu salonda hepinizin Türkiye’deki üniversitelerin rektörleri olduğunu görünce; Türkiye’nin kapasitesini, Türkiye’nin geldiği durumu gerçekten büyük bir gururla bir kez daha idrak ettik" dedi. "YÜKSEK ÖĞRETİMDE, 2015 YILI HEDEFLERİNE 2010’DA ULAŞILDI" Konuşmasında YÖK Başkanı ve yeni üyelere başarı dileklerini ileten Cumhurbaşkanı Gül, önceki YÖK Başkanı ve üyeleri de takdirle andığını belirtti. Cumhurbaşkanı olarak eğitime verdiği önemi vurgulayarak, üniversiteler söz konusu olduğunda ayrı bir sorumluluğu bulunduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Gül, üniversiteleri ve başarılarını yakından takip ettiğini söyledi. Türkiye’deki üniversitelerin fiziki anlamda oldukça iyi bir noktaya geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, YÖK’ün 2007 yılındaki Türkiye Yüksek Öğretim Stratejisinde 2015’te Türkiye’nin ulaşmayı amaçladığı hedefe, ülkemizin 2010 yılında ulaştığını kaydederek "İşte sizler bunun en güzel ispatısınız" diye konuştu. "ÜNİVERSİTESİ OLMAYAN ŞEHRİMİZ KALMADI" Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizde üniversitesi olmayan şehrimiz kalmadığını, devlet üniversitelerinin yanında vakıf üniversitelerinin de kendilerini Türk bilim dünyasına, eğitim dünyasına ispat ettiğini ve çok büyük katkı sağlamaya başladıklarını kaydetti. Dünyada birçok ülkede ekonomik sıkıntılardan dolayı eğitime, üniversitelere ve kültüre ayrılan finans azalırken, Türkiye'de arttırıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, bunu iki yıl önce UNESCO’nun toplantısında söylediğini hatırlattı. "HEPİMİZ BİR SINAVLA KARŞI KARŞIYAYIZ" Konuşmasında, "Bu kadar üniversite var, şimdi hepimiz bir sınavla karşı karşıyayız. Sizler üniversitelerinizin rektörlerisiniz. Bu üniversiteler acaba nasıl üniversiteler olacak? Hangi seviyede, hangi kalitede üniversiteler olacak? Hepimizin karşı karşıya kaldığı sınav budur" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, il ziyaretleri sırasında gördüğü yeni binaların üniversite binaları olduğunun hemen anlaşıldığını, eskiden durumun böyle olmadığına dikkat çekerek, "Burada devlet olarak büyük bir sorumluluk yerine getiriliyor ve bu imkanlar tanınıyor" dedi. Konuşmasında rektörlere liselerin devamı niteliğinde mi, yoksa "Akademik özgürlüğü, akademik iklimi oluşturan ve gerçekten çocuklar liseden ayrılıp da üniversiteye geldiğinde üniversiteli olduğunu hisseden ve mezun olduğunda onu tamamen değiştiren ve topluma o şekilde sunan üniversiteler mi olacaksınız?" diyen Cumhurbaşkanı Gül, bu noktada hem maddi hem de gençlerin zamanı açısından israf içinde olunmaması konusuna dikkat çekti. "GİTTİĞİNİZ ŞEHİRLERİN SEVİYESİNİ YÜKSELTMELİSİNİZ" Cumhurbaşkanı Gül, Anadolu’daki üniversitelerin rektörlerine de şunları söyledi: "Sizler gittiğiniz illerde üniversitelerde, onlara liderlik yaparken sakın gittiğiniz yerlerde yerelleşmeyin. Sakın gittiğiniz yerlerde mahalli kurumlar haline gelmeyin. İllerinizin seviyesi ne olursa olsun gittiğiniz yerlerde o seviyeye inmeyin. Sizden beklentimiz, gittiğiniz yerlerdeki şehirlerin seviyesini her bakımdan; bilgi, görgü, eğitim, vizyon, her bakımdan onların seviyesini alıp, daha yükseğe çıkartmak ve yüceltmek olacaktır. Çünkü tabii olarak şu bir gerçek ki: Bulunduğunuz illerin en görgülü, en vizyon sahibi insanların sizler, öğretim üyeleri olması gerekir, bilgi olarak bu böyle. O bakımdan bu tehlikeyi özellikle hatırlatmak istiyorum." Anadolu’daki rektörlere illerinden kopuk olmamaları uyarısında da bulunan Cumhurbaşkanı Gül, "Sizin üniversiteleriniz kurulsun diye o illerin ileri gelenleri, ne kadar çok gelip gitti buralara; 'Aman buralara bir üniversite kurulsun da bizim ilimize de lokomotiflik yapsın' diye. İl ile bütünleşmek ayrı, ona önderlik yapmak ayrı, ama mahallileşmek, yerelleşmek ayrı bir şey" dedi. "ÜNİVERSİTELERİMİZİN KALİTESİNİ ARTIRICI TEDBİRLER ALMAK GEREKLİ" Cumhurbaşkanı Gül, üniversitelerimizin kalitesini artırıcı birçok tedbirler almak gerektiğini vurguladı. Son yıllarda üniversitelerimizin çeşitli başarılara da imza atmaya başladıklarını, ulusal ve uluslararası alanlarda dikkat çektiklerini ve bundan gurur duyulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, "Bu tabii ki üniversitelerin kendi asli görevlerine dönmeleriyle ilgili bir konudur aslında. Daha önce enerji çok farklı şekilde harcanıyordu. Kendi aramızda sürtüşmelere ve başka şeylere çok daha fazla odaklanıyorduk. Şimdi bu normalleşme Türkiye’ye çok büyük bir kazanım getirmiştir" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, önümüzdeki yıllarda da içinde bulunduğumuz yılların semerelerinin ortaya çıkmaya başlayacağını ve daha fazla başarı elde edileceğini belirtti. "TÜRK ÜNİVERSİTELERİNİN EN BÜYÜK NOKSANLIĞI İÇE KAPALI OLMALARI" Türk üniversitelerinin en büyük noksanlığını, gerek yabancı öğretim üyesi gerekse yabancı öğrenci açısından içe kapalı olmalarında gördüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizde bu konuda dışa açık olan birkaç üniversitenin bulunduğunu, ancak onların da yabancı öğretim üyesi ve öğrenci sayısı açısından yeterli olmadığını vurguladı. Bunun kendi gençlerimizin dünyayı bilmesi açısından, farklı kültürlerle kaynaşması açısından da önemli olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, yabancı öğrencilerin Türkiye’ye gelişinin önünü açmak gerektiğini ifade etti. Türkiye’de okuyan öğrencilerin ülkelerine döndüğünde Türkiye’nin fahri elçileri olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, "Bunlar küçük paralarla ifade edilemeyecek kadar büyük kazanımlar" dedi. Türkiye’nin dışarıdan öğretim üyelerinin gelmek istediği bir ülke haline gelmesi gerektiğine de işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, hem yurtdışındaki kendi akademisyenlerimizin yurda dönmesi açısından hem de diğer değerli beyinlerin Türkiye’ye gelmesi açısından buna gayret sarf edilmesi gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, rektörlere bir nevi 'avcılık yapıp' yurt dışından üniversitelerine iyi öğretim elemanları getirmesi açısından önemli görevler düştüğünü vurguladı. Eğitimin ülkemizin problemi olduğunu, çocukların çoğunun okullarda sadece vakit kaybettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bunun çözümünün öğretmeni ve öğretim üyelerini iyileştirmekten geçtiğini söyledi. YENİ BİR STRATEJİ BELGESİNİN GEREKLİLİĞİ YÖK’ün kendisini, Yeni Yüksek Öğretim Yasasına hazırlaması gerektiğine de dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül, en son Türk Yüksek Öğretim Strateji Belgesi’nin 2007 yılında yayımlandığını ve o günden bugüne uzun zaman geçtiğini, şimdi Türkiye’deki bütün bu değişimin ışığında yeni bir Strateji Belgesi’ne çalışılması gerektiğini vurguladı.