Sebebi ise salgının ilk olarak Çin’in Vuhan bölgesinde ortaya çıktığının ancak Çin'in bunu uluslararası kamuoyuna geç haber verdiğinin düşünülmesi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın hafta sonu Pekin hükümetini salgının yayılmasını önlemekte çok yetersiz kalmakla eleştiren sözleri, Çin devlet medyasında öfkeli yorumlara sebep oldu.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, Salı günkü brifinginde “ABD’li siyasetçiler göz göre göre yalan söylüyor” dedi.
Trump, daha önce de salgının yayılmasında üzerine düşen rolü oynamamak ve Çin yönetimine karşı fazla yumuşak olmakla suçladığı Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) ülkesinin yaptığı katkıları askıya aldığını açıklamıştı.
Avustralya başbakanı Scott Morrison da geçen hafta Trump ile bir görüşme yaptıktan sonra, büyük salgınların nereden kaynaklandığının; tıpkı daha önce bazı ülkelerin elindeki kitle imha silahlarını denetlemekle görevlendirilen silah denetçileri gibi, uluslararası olarak tayin edilen ‘bağımsız müfettişler’ tarafından araştırılmasını önerdi.
Başbakan Scott Morrison, Çarşamba günü yaptığı son açıklamada “Hükümetinin bu konuda izlediği tutumun makul ve sağduyulu olduğunu” söyledi.
BBC'nin haberine göre Canberra’da basın toplantısı düzenleyen Morrison “Bu virüs dünya çapında 200 binden fazla insanın yaşamının sona ermesine sebep oldu. Küresel ekonomiyi kapattı. Olağanüstü etkiler yarattı. Böyle bir durumda dünyanın, bunun nasıl ortaya çıktığının bağımsız bir soruşturmayla değerlendirilmesini istemesi tamamen makul ve sağduyulu bir taleptir. Böylece gereken dersleri öğrenebilir ve bir daha aynı şeyin yaşanmasına engel olabiliriz” diye konuştu.
Çin’den öfkeli tepki: Ayakkabımızın altına yapışan sakız
Avustralya’nın talepleri Çin’de öfkeyle karşılandı. Son günlerde Çin’de devlet kontrolündeki medya platformlarında Çin’i eleştiren ülkelere yönelik ağır yorumlar ve tanımlamalar dikkat çekiyor.
Bunlardan birinde Avustralya “Çin’in ayakkabısının altına yapışan sakız” diye nitelendi ve "ABD’nin maşası" olmakla suçlandı. Avustralya’nın bu tutumunun Çin ile ikili ilişkilerine ve ticaret ortaklığına kalıcı zarar verme tehlikesi taşıdığı söylendi.
Büyükelçiden boykot iması
Pazartesi günü Çin’in Avustralya büyükelçisi Jingye Cheng, Avustralya’nın soruşturma çağrılarının Çinli tüketicilerin Avustralya mal ve hizmetlerine yönelik boykota gitmesine yol açabileceğini söyledi.
İhracatının dörtte üçünü Çin’e yapan Avustralya için bu önemli bir tehdit ve Avustralya Dışişleri Bakanı Marise Payne, bu açıklamadan sonra Çin’i "ekonomik zorbalık tehdidinde bulunmakla" suçladı.
Salı akşamı Çin’in Global Times gazetesinin baş yazısı Avustralya’nın “panda dövücülük ve kurbanı suçlayıcılık” tutumu izlediğini kaydederek Morrison hükümetinin ikili ilişkilere tamir edilemeyecek bir zarar verecek maceracılık içinde olduğunu yazdı.
Fakat bugün açıklama yapan Avustralya Başbakanı Morrison, önerdiği bağımsız soruşturmanın hedef gözetmediğinde ısrar ederek Çin’le söz düellosuna girmeyi reddetti ve Çin’in tepkilerini “kendilerini ilgilendiren bir şey” diyerek geçiştirdi:
“Avustralya, kendi çıkarları ve küresel çıkarlar neyi gerektiriyorsa onu yapacak ve tabii ki bu konuda tam olarak ne olduğu konusunda doğru düzgün bağımsız bir değerlendirme yapılması konusundaki girişimleri desteklemeyi sürdüreceğiz.”
Morrison Avustralya’nın Çin ile ilişkilerinin “iki tarafın da çıkarına” olduğunu vurguladı ve Çin ile ticaretlerinin esasen ham madde ihracatından oluştuğunu kaydederek, “Gelecekte bu ilişkinin değişmesi için bir sebep göremiyorum” diye konuştu.