Türkiye’de gazeteciler, sanatçılar, akademisyenler, sendikacılar, aydınlar başta olmak üzere muhalif ve hükümeti eleştiren kesimlere uygulanan baskının mercek altına alındığı programı Can Dündar Almanca alt yazılı olarak Türkçe anlattı. Türkiye’deki siyasi konjonktürün irdelendiği ve sorgulandığı programda Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere cezaevindeki tüm tutuklu gazeteciler ve aydınları anmak amacıyla ‘bir dakika sessiz dayanışma’ mesajı gönderildi. Can Dündar programda ‘Erdoğan Türkiye’de yaşanılan ekonomik darbenin akabinden özellikle ekonomide istikrar vaadiyle iktidara geldi. Solun vermesi gereken umutları verdi. Halk AKP yolsuzluk yapıyor ama aynı zamanda iş yapıyorlar dedi. Muhalefetin zayıf olduğu bir ülkede herşeye hükmettiğiniz vakit, o ülkeyi yönetmek de kolay oluyor’ dedi. Programda Türkiye’nin tanınmış avukatlarından Eren Keskin, gazeteci Ahmet Şık, gazeteci Ayşenur Arslan, hakkında İstanbul’un fethinin 563. yıldönümü kutlamalarıyla ilgili sosyal medyadaki paylaşımları dolayısıyla Cumhurbaşkanına hakaretten soruşturma açılan ve şu anda Almanya’da bulunan yönetmen Mustafa Altıoklar, barış bildirisine imza attığı için işten atılan akademisyenlerden ve şu an Almanya’da bulunan sosyolog Nil Mutluer’in de Türkiye’deki gelişmelere ilişkin görüşlerine yer verildi. Yayında Gazeteci-yazar Ahmet Altan’ın da cezaevinde olduğunu hatırlatan Dündar ‘Cezaevlerinde dışarıya mesaj göndermek yasaktır. Dolayısıyla bize Ahmet Altan mesaj olarak sessizliği gösterdi’ dedi. Programda Kapatılan Özgür Gündem gazetesinin Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazar Aslı Erdoğan için de Dündar ‘ Hepiniz bireşeyler yapabilirsiniz. Tutuklularla dayanışmak için onlara mektup yazabilirsiniz, kendilerini yalnız hissetmemeleri için duruşmalarına katılabilirsiniz. Hükümetlerden onların lehine birşeyler yapmasını bekleyebilirsiniz’ dedi. Dündar 84 günden beri tutuklu bulunan Aslı Erdoğan’ın ‘ Bu bir yardım çağrısıdır. Üstelik acil yardım çağrısıdır. Göçmen krizini durdurmak adına Türkiye’deki demokrasinin bedelini Kürtler, Aleviler ve bütün demokratlar ödemektedir. Demokrasi, insan hakları konusunda Avrupa susarsa biz kime tutunabiliriz?’ şeklindeki cezaevinden ilettiği mesajı okudu. Programda Nazi iktidarından Türkiye’ye kaçan ve hala Türkiye’yi memleketi olarak gören Berlin eski Belediye Başkanı Ernst Reuter’ın hayatta olan oğlu Edzar Reuter’in görüşlerine yer verildi. Can Dündar ‘ 80 yıl önce Nazi Almanyasından kaçanlar Atatürk’ün Türkiyesine sığınıyordu, şmdi ise Türkler Almanya’ya geliyor’ dedi. Programda gazetecilere yönelik baskının sadece Türkiye’de değil, dünyanın birçok ülkesinde yaşandığına dikkat çeken Dündar ‘Bunlardan biri de Macaristan’daki Halkların Özgürlüğü’ gazetesini örnek verdi. Program akışında ayrıca, Macaristan’daki basın özgürlüğü ve Amerika’da yeni başbakan seçilen Donald Trump mercek altına alındı. BU PROGRAMI TÜRKİYE’DE YAPAMAZDIM Dündar programı şu şekilde tamamladı: ‘Bu programı Türkiyede olsa yapamazdım. Aspekte adlı program bana bu olanağı sağladığı için teşekkür ediyorum. Şunu belirtmek isterim ki Türkiye İslam dünyasında tek laik ülke. Türkiye’yi kaybedersek, bütün dünya keybeder. Çok geç olmadan o halde idestekleyin’... Süheyla Kaplan